Taha Akyol

Taha Akyol

Faiz ve döviz

Faiz ve döviz

Kanuni Süleyman zamanında Şeyhülislam Ebussuud Efendi yüzde 12’ye kadar faize onay verirken Avrupa’da faiz yüzde 4-7 arasındaydı. Neden acaba?

Böyle sorular 18. yüzyıldan itibaren modern iktisat ilminin gelişmesine yol açacaktı: Kanuni zamanında Avrupa’da tüzel ticari şirketler ve kredi araçları gelişiyor, sermaye birikimi hızla artıyordu. Bu sayede faiz düşüktü.

Osmanlı’da ise o kurumlar yoktu, sermaye birikimi yetersizdi, bu yüzden sermaye pahalı yani faiz yüksekti.

Bugün de gelişmiş kapitalist ülkelerde sermaye birikimi çok ileri düzeylerde olduğu için faiz oranları düşük, Türkiye gibi sermaye ihtiyacı yoğun olan ülkelerde faiz oranları yüksektir.


İktisatçıları okumak

Tabii ki ‘Cihan Padişahı’ Kanuni Sultan Süleyman ve klasik Osmanlı düzeninin en büyük hukukçusu Ebussuud Efendi ‘faiz lobisinin adamları’ değildi!

Daha önce Şeyhülislam Çivizade Muhyiddin Efendi, para vakıflarının faizle kredi vermesini Kanuni’ye yasaklattırmış, bu yüzden para vakıfları çökmüş, kriz çıkmıştı. Kanuni’nin yeni Şeyhülislamı Ebussuud Efendi ise “nizam-ı âlem” (kamu düzeni) gerekçesiyle yüzde 12’ye kadar faize onay (cevaz) vermiş, işler düzelmişti.

Fıkıhta toplumsal ihtiyaçları karşılamak için “zaruret, maslahat, istihsan” gibi metotlar vardır fakat bilim ve sanayi devrimlerini yapan Avrupa karşısında tarımsal Osmanlı’nın dayanması mümkün değildi…

Zamanımızda sermayenin cesameti ve akışkanlığı muazzamdır.  Bu yüzden sermaye hareketleri artık 16. asırdaki gibi on yılda, yirmi yılda değil, günlük, bazen saatlik etkiler yaratabiliyor.

Bu hareketleri anlamak için ben iktisatçıların yazılarını okuyorum…


Döviz ihtiyacı

Karar yazarı İbrahim Kahveci, dünkü yazısında “faiz oranları enflasyonun birkaç puan altına inince, yerli yatırımcı dövize yöneldi” diye yazdı; dövizin yükselmesindeki iktisadi faktörleri anlattı.

Demek ki faiz enflasyonun sonucudur; enflasyonun altındaki bir faiz, doları yukarıya doğru iter…

Tanınmış iktisatçılarımızdan Mahfi Eğilmez, Merkez Bankası’nda rezerv azalması, BOTAŞ’ın dövizle dış borç ödemesi, altının daha güvenli görülmesi, jeopolitik riskler gibi faktörleri yazdı.

Eğilmez’in en önemli uyarısı “hem dövizin hem faizin aynı anda baskı altına alınamayacağını” belirtmesiydi; birini siyaseten bastırırsanız öbürü sıçrardı.

Dövizin yükselmesi de faizin enflasyon altına itilmesinden değil miydi?

Yazılarını daima öğrenerek okuduğum Prof. Selva Demiralp, Merkez Bankası’nın “örtülü bir şekilde” faizi arttırdığını, dövizi frenlemek için bunun gerekli olduğunu yazdı. Ama faiz artırımını örtülü değil, göstere göstere yapmalıydı, bağımsız olduğuna güven duyulması için…

Bütün iktisatçıların temel vurgusu şu: Türkiye’nin dış açığı, yani döviz ihtiyacı… Bunun için teknoloji ihraç eden bir düzeye çıkmalıyız ama bu çok uzun vadeli…

Bizim dışarıdan yabancı sermaye getirmemiz lazım; 2000-2010 arasındaki AB sürecinde yaptığımız gibi.


Hukuk ekmektir

Dünyaca saygın iktisatçı Daron Acemoğlu, iki gün önce, Uludağ Ekonomi Zirvesi’ndeki konuşmasında özetle şunları söyledi:

“Yabancı sermaye gelmeden Türkiye’nin toparlanması çok zordur; bunun için de yargının bağımsızlığı, hukuk devleti, kurumların düzeltilmesi, rasyonel para ve maliye politikaları, demokrasi, özgürlükler…”

Ali Babacan beş yıl önce, İhracatın Yıldızları töreninde şöyle demişti:

“Bizim tek çaremiz daha iyi işleyen bir demokrasi, tek çaremiz temel hak ve özgürlükler konusunda en ileri standartlara ulaşabilmek, tek çaremiz hukukun üstünlüğünün Türkiye’de en iyi şekilde uygulanıyor olması… Eğer hukuk devleti olamazsak, demokrasi de eksik, sıkıntılı bir demokrasi olarak kalır, ekonomimiz de hiçbir zaman arzu ettiğimiz noktaya ulaşamaz.” (AA, 24 Nisan 2014)
 

Bu yüzden ben yıllardır “hukuk ekmektir” diye yazıyorum.

İktisat tarihiyle ilgili yazdıklarım için birkaç kaynak:

- Halil İnalcık, Devlet-i Aliyye, cilt 1. (İş Bankası Yay.) 

- Mehmet Genç, Osmanlı İmparatorluğunda Devlet ve Ekonomi (Ötüken Yay.)

- Fenand Braudel, Maddi Uygarlık, Ekonomi ve Kapitalizm, cilt 2. (Gece Yay.)

- Abdullah Demir, Ebussuud Efendi. (Ötüken Yay.)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Taha Akyol Arşivi