Rakibini yarışa soktu
Maç öyle süper başladı ki, ilk 6 dakikada gelen iki gol zevkli bir maç olacağı izlenimini verdi. İyi oynayan Lincoln, harika bir frikik golü de attı ama endirekt vuruş olduğu için bu gol olarak geçerlilik kazanmadı. Galatasaray golü bulduktan sonra panik yapmaya hemen başlayınca, golü de yedi. Bu dakikadan sonra bütün maç boyunca oyunun kontrolünü elinde tutan ve iyi pas yapan takım Fenerbahçe oldu.
Galatasaray orta sahası daha yetenekli olmasına rağmen çabuk oynayan ve hücuma çabuk çıkan taraf Fenerbahçe’ydi. Baros’un saha kenarında oynaması ya da oynuyor gibi gözükmesi, Galatasaray’ı orta alanda eksik bıraktı. Skibbe neden Baros’u kenara çekti anlamadım. Ya Benfica maçındaki gibi oynat ya da kulübeye oturt, Kewell ile başla.
Bunun yanında maçın yıldızı Deivid’in akıllı ve iyi oyunu, Fenerbahçe orta alanını toparladı. Maç 3-1 olduktan sonra Galatasaray oyun disiplininden tamamen koptu. Fener, Galatasaray’ın yapması gerekeni yapmaya ve kontralar yakalamaya başladı.
Galatasaray’da ayakta kalan tek adam Ayhan’dı. Galatasaraylı oyuncular Saracoğlu’nda yapılacak en iyi şeyi yaptılar, golü erken buldular. Ama o dakikadan sonra bol pas yapıp, topu ayağında tutması gereken Galatasaraylı oyuncular panik yapıp çekindiler. Fenerbahçe’nin üzerine geldiği dakikalarda kontra bile yapamadılar. Çünkü ileride sadece Ümit vardı ve arkandan gelen yoktu.
Emre Aşık’ın kendi kalesine golü ve De Sanctis’in ikramı, Fener’in işini kolaylaştırdı. Maç boyunca pas ve rakibe pres yapamayan, maçın başında oyun disiplininden kopan, kalitesinin altında oynayan bir Galatasaray vardı.
Fenerbahçe genele bakarsak hak ettiği 3 puanı aldı. Sadece maçı değil, büyük bir morali ve güveni de kazandı. Galatasaray bu yenilgiye rakibini yarışa dahil etti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.