Said Nursi olsaydı PKK olur muydu?
Siz istiyor musunuz?
Soru şu: “Siz, Türkiye’nin ülkesine bağlı bir vatandaşı olarak, terör’ün - adı konmamış bu iç savaş’ın sona ermesini istiyor musunuz?”
Ben istiyorum. Açıkça ifadeden de çekinmiyorum: AKP’nin, hassas bölgelerdeki politikasını destekliyorum. Dansözlük yapmadan konuyu irdeleyelim.
Doğu’da ve Güneydoğu’da, Nurculuk, etkin bir tarikattı. Çünkü fikir babası Said-i Nursi, Kürt kökenli idi. Nurcular, bir evde bir araya gelir, Said-i Nursi’nin Nur Risaleleri adı verilen kitaplarını okurlardı.
Devlet, her bölgedeki koşulları ayrı ayrı değerlendirerek buna uygun politikalar geliştireceğine, her yeri ve hepsini aynı sepete koydu. Hassas bölgelerde yaygın olan Nurculuğu bitirdi.
Tabiat, boşluk kabûl etmez diye bir yasa vardır. Aynen öyle oldu. Nurcular’ın yerini PKK aldı. Yerel halk korkutuldu, susturuldu. Ayrılıkçı tohumlar ekildi. Gencecik fidanlar devşirilerek dağa çıkarıldı. Terörist yapıldı.
ZEKÂ SORUNU
Zekâ’dan yeterince nasiplenememiş beyinler için bu açıklamayı yapmak zorundayım. Said-i Nursi’ye, Fethullah Gülen’e değinince - akbaba gibi saldıracak olanlara, bu ara bölüm cevaptır:
Dindar sayılmam. Deist’im. Hiçbir tarikat ile ilişkim olmadı. Yani, Nurcu değilim. Fethullah Gülen’le de hiç karşılaşmadım. Ne bir yemeğine katıldım... Ne de yandaşı kuruluşlardan herhangi bir menfaat sağladım. Bağışlayın.
Olay şudur: Said-i Nursi, bölge insanına terörden uzak durmalarını telkin ediyordu: “Evde, yahut bir gemide, bir mâsum - on câni bulunsa, Kur’an’ın adâleti, o mâsumun hakkına zarar vermemek için; o evi, o gemiyi yakmayı men ettiği hâlde, on mâsumu bir tek câni yüzünden mahv için, o ev, o gemi yakılır mı? Yakılırsa en büyük zulüm, en büyük hıyanet ve gadir olmaz mı? Dinin şiddetle men ettiği şey, fitne ve anarşidir. Çünkü anarşi, hiçbir hak tanımaz. İnsan ahlâkını, canavar hayvan ahlâkına çevirir.”
BEN İSTİYORUM!
Dinî ayrıntılar ilgi alanıma girmiyor. Bildiğim kadarı ile Fethullah Gülen de, bu ekolden. Ayrılıkçılığa karşı anti-tez mi? - Varsın olsun, ne zararı var!
Beni ilgilendiren yanı - Gülen, bölücülük yapmıyor. Dünyanın her yanında, adına, Türkiye’nin yüzakı okullar açılıyor.
Said-i Nursi’nin bir sözü var: “Eski hâl, muhâl. Ya yeni hâl ya izmihlâl!” (Eski durum sona erdi. Ya yeni şartlara adapte olursunuz ya da yok olup gidersiniz.) Ben, bu sözleri Şeriat savunuculuğunun anlamını yitirdiği... Manevî değerlerin kaybedilmemesi için ise çaba gösterilmesi gerektiği şeklinde yorumluyorum. Rahatsız olmuyorum.
Bu açılımdan hareketle, yerel seçimlere yönelik sanal projeksiyon yapalım. Birinci olasılık, DTP, oyları silip süpürmüş olsun. Diken üstündeki bölge, iyice ateş topuna dönsün...
İkinci olasılık - hangi görüşten destek alırsa alsın - AKP, bölgeden birinci parti çıksın. Belediyeleri kazanıp DTP’nin şaibeli hükümranlığına son versin.
Kimse kusura bakmasın, ben - terör belâsının bitmesi, Türkiye’nin bölünmemesi için - hassas bölgelerde AKP’nin başarılı olmasını istiyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.