Halit Kakınç

Halit Kakınç

Eleştiri...

Eleştiri...

İster birey, isterse kurum... Her kim olurlarsa olsunlar - eleştirilere kızanlara söylenecek tek bir şey var: Eleştirilmekten hoşlanmıyorsan, eleştirilecek bir şey yapma...

Medya’dan, genç bir beyinle sohbetteyiz. Nereye geldik? diye sordum. Bezgindi. Yılgındı. Hocam dedi... Galiba, Söz’ün bittiği yerdeyiz... Ortak bir dil’i nasıl bulacağız?

O ortak dil mutlaka bulunacak, inanıyorum. Önce, şu eleştiri denilen şeyi bir parça açalım:

* * *


Nedenleri ve kaynakları yönünden, tüm eleştiriler aynı değildir. Eleştirilen obje veya subje’ye yakın olanın algılayışına göre de değişir. Kimi yapıcı olarak kimi ise yıkıcı olarak değerlendirilebilir.

Muhatap için, yıkıcı gördüğü eleştiriler, bir tür silahtır. Yaralanır. Kendisini aşağılanmış görür. Tepki verme gereği hisseder.

Muhatap için düşülebilecek en büyük yanlış, yıkıcı ile yapıcı’yı aynı potada ele alma gibi bir açmaz’a mahkûm olmak... İyisiniz’i izleyen ama sözcüğüne bile tahammül edememe ruh halinden kurtulamamaktır.

Ve saygınlık...

Diyelim ki, yaşadığınız toplum içinde önemli bir konumdasınız. Karar verme ve verdiğiniz kararları kayıtsız şartsız uygulatabilme gibi bir ayrıcalığınız var. Eleştirilere karşı tutumunuz ne olur?

Doğrusu, denetleyemediğiniz insanların reaksiyonlarına kulak vermektir. Bu sayede, size ulaşma şansı olmayan ve/fakat kararlarınızdan ve icraatlarınızdan etkilenen kitlelerin görüş ve düşüncelerine vakıf olursunuz. Bazıları yıkıcı bir sertlik dozunda bile çağrışsa, filtreden geçirir... Değerlendirirsiniz.

Samimi olsun olmasın, olumsuz gibi gözüksün - fark etmez. Mutlaka farklı bir açı yakalar ve bir şeyler öğrenirsiniz.

Bunun tersini yapar ve eski deyimle zülfiyâre dokunduğunu düşündüğünüz her eleştiriye sert tepkiler verir ve ağzını açanın haddini bildirmeyi prensip edinirseniz, ne olur?

Size olan inanç ve güveni zedelersiniz. Saygınlığınız erozyon’a uğrar. Hele hele travmatik bir ortam söz konusu ise bir travma da siz eklemiş olursunuz.

Çağdaş değerlerdir!

21. Yüzyıl’dayız. Bizi biz yapan, arzuladığımız biz’i yapacağına inandığımız çağdaş değerlerimiz var. Hiç şüphesiz kişi veya kurumları eleştirme hakkına sahip olmak, bu değerlerin en başta gelenidir. Demokrasinin temel ilkelerinden biridir.

Düşünmek ve düşündüğünü özgürce ifade edebilmek, insan hakları’nın en kutsal ve en vazgeçilmez olanlarındandır.

İnsanız. Hata yaparız. Önemli olan bu hatalarımızın eleştiri ile gözden geçirilmesi... Kronik kangren’e dönüşmeden gerekli önlemlerin alınması... Yanlışlarımızın kabûlü ve giderilmesidir. Saygınlığımız’ı böyle koruruz.

* * *


Kötümser olma, Genç Dostum... Söz’ün bittiği değil, Söz’ün başladığı yerdeyiz. Unutma, eleştiri, tartışılmaz hakkımız... Saygınlık da aktifimizdeki korumamız gereken en önemli değerdir.

...Sigara mı, sağol almayayım... TÜTÜN’ün kanserojen etkileri olduğu söyleniyor. Hem YASAK da var.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halit Kakınç Arşivi