‘Döner ve Currywurst’
Bir Türk’ün bir Batı ülkesinde parti başkanı olması - üstelik burası Almanya gibi ırkçı tortulardan hâlâ tam anlamıyla kurtulamamış bir ülke ise - son derece önemli bir olaydır.
Cem Özdemir, bir inanılmaz’ı başarmıştır. Almanya’da Türk kimliği ile siyasi bir partinin başına geçmek, Obama’nın ABD’de Beyaz Saray’a seçilmesinden daha sürpriz bir gelişmedir.
Milat’tan evvel değil - yalnızca 35 yıl önce, 1973’te - o son derece saygın Der Spiegel dergisi, şöyle bir ifade kullanmıştı: “Türkler geliyor. Eğer kurtarabilirseniz, kendinizi kurtarın.”
Bu kötü - bilinçaltındaki rasizm’i dillendiren yaklaşım üzerine, İsviçreli yazar ve düşünür Max Frisch’in kullandığı ifade, bana göre durumun en gerçekçi ve insancıl özetiydi: “Cansız bir işgücü sipariş ettiklerini sandılar... Ne var ki gelenler canlı varlıklar, insanlardı...”
Neo-Naziler, Dazlaklar, kundaklanan Türk evleri... Gastarbeiter statüsündeki gurbetçilerin yaşadıkları acılar saymakla bitmez. Sonunda döner yiyen bir Kannake, bir Alman Partisi’ne eşbaşkan oldu.
KARIN DOYURMALI
Yazının giriş bölümü, siyah saçlı esmer Türk İnsanı’nın - bu durumda ben oluyorum - iyi niyetli, ümit dolu ve samimi heyecanının ifadesiydi. Şimdi, bu önemli olaya biraz da Türkiye açısından bakmaya çalışalım.
Cem Özdemir’in bu başarısında, hiç şüphesiz Obama Rüzgârı’nın da inkâr edilmez bir etkisi olmuştur. Çünkü, Özdemir’in zamanında kendi eyaletinden bile yeterli destek alamadığı hatırlardadır. Kredi kartı kullanımı ile ilgili başına gelenler de, sırtında bir türlü kurtulamadığı kamburu olagelmiştir.
Bu koşullar altında, federal düzlemde işinin daha da zor geçmesi beklenirken, tamamen tersi olmuştur. Şimdi - alkış ve tezahüratı bırakalım ve ciddi sorulara geçelim.
Soru şudur: Cem Özdemir’in Yeşiller’e Claudia Roth ile birlikte eşbaşkan oluşu, “Bizim Oğlan” muhabbeti dışında, Türkiye’ye ne gibi bir yarar sağlayacaktır?
Cem Özdemir’in makamı, ilişkileri, etkinliği - Türkiye gündeme geldiği zaman - olumluluk hanemize ne ölçüde yansıyacaktır? Aynı tabakta buluşan Döner ve Currywurst, karın doyuracak mıdır?
SEKTER OLMAMALI
Yeşiller’in Türkiye ile ilgili tutumu, bir açıdan son derece lehimizedir. Söz gelimi, Yeşiller, Türkiye’nin belirli koşullar çerçevesinde AB’ye katılmasına karşı değildir.
İnsan hakları ve demokratik uygulamalardaki noksanlıklarımız ise Yeşiller tarafından son derece acımasızca eleştirilmektedir. Azınlıklar ve söz konusu azınlıkların statüsü ile ilgili Yeşil Görüş, Türkiye açısından tedirgin edici olabilmektedir.
Özdemir, bir anda 180 derece değişsin demiyorum. Beklentim, artık dar bir çevrede sıkışıp kalmamasıdır. Daha geniş bir alanla irtibat kurmalı ve enformasyon değiştokuşu yapmalıdır.
Sorumlu bir noktadadır. Kendini tekrar etmemelidir. Perspektifini genişletmeli, sekter davranmamalıdır.
Dikkatli olmazsa - ne kendisine, ne Almanya’ya ne de Türkiye’ye faydası dokunmaz.
Daha sorumlu bir Cem Özdemir bekliyor ve kendisini kutluyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.