SP kongresinin ardından günler geçti ve ben bir şey yazmadım..
Numan Kurtulmuş, sevdiğim, saydığım bir insan. Peki neden yazmadım?
Doğrusunu isterseniz bilerek sustum..
Önce parti meclisindeki isimlere baktım, kafam karıştı.. Net bir fotoğraf oluşmadı kafamda..
Parti başkanlık divanı şekillensin, ona göre yazayım dedim. Haftalar geçti, ses yok. Nihayet başkanlık divanı belli oldu. Böyle bir ekip oluşturmak için neden bu kadar beklendi anlayamadım..
Şimdi icraatı görmek gerek.. Eğer değişim sadece Recai Kutan'ın gidip Numan Kurtulmuş'un gelmesi ile sınırlı kalacaksa, bunun fazla bir önemi olmasa gerek. Kadroda büyük oranda bir yenilenme yok. Söylem ve eyleme bakmak gerek şimdi.. Dilerim bundan sonra işler daha hızlı yürür..
Numan beyi bir iki yerde konuşurken gördüm, o kadar..
Kadrosu, programı, yol haritası ne bilmiyorum..
Neyse, en sonunda başkanlık divanı oluştu ve ben de yazıyorum.
Kongre canlı, heyecanlı idi. Neden o rüzgâr yakalanmışken arkası getirilmedi?
Bir de merak ediyorum, siyasetin finansmanı nasıl sağlanacak?..
Nasıl bir gündem oluşturulacak, ya da gündem nasıl yakalanacak?.. Bunu kendi mediası ile yapamaz.. Dışa açılması, sesini kitlelere duyurması gerek. Onun için yeni mecralar gerek. Suçlayıcı bir dil değil, iletişim kurmayı hedefleyen yeni bir dil kullanılması gerek..
Kurtulmuş işin farkında, “Yeniden aktör olma” sözü veriyor ve “Türkiye’de uzun süredir gerilim, kutuplaşma ve restleşme üzerinden siyaset yapıldığını kaydediyor ve “Bu siyaset tarzının, Türkiye’ye hiçbir katkısı olmamıştır. Türkiye’de son 6 yıldır iktidar ile anamuhalefet arasında yürütülen gerilim siyaseti, sadece siyasal partileri germekle kalmıyor, aynı zamanda siyasi iklimi de fevkalade, hırçın ve uzlaşmasız bir tavra sokuyor” tesbitini yapıyor.. Bu bir üslub değişikliğinin de işareti sayılabilir..
Karayalçın'ın SP'den seçimde destek istemesi de ilginç.. Onlar SP'nin AK Parti'ye karşı sert bir muhalefet yapacağını ümid ediyor.. Bu gerilimden meded umuyorlar anlaşılan.. SP'nin, AK Parti'ye öfkesini CHP lehine kullanmak istiyorlar.. SP ise, bu tuzağa düşmeme kararlılığında. İlk açıklamalara göre SP bütün büyükşehirlerde, büyük il ve ilçelerde aday gösterecek..
AK Parti'nin geleceği ile SP'nin seçim başarısını ilişkilendiren hesaplar yapılıyor.. Eğer SP seçimlerde %7 gibi bir oy alacak olursa, bu en azından AK Parti'nin oylarının 5 puan düşmesi demek. Ayrıca, ilk genel seçimlerde barajı aşabileceğinin de bir göstergesi olacak. O zaman AK Parti'den gelecek seçimde aday gösterilmemesi sözkonusu olan adayların adresi SP olabilir. Ya da yerel seçimlerde umduğunu bulamayanlar, parti içi küskünler için de SP yeni bir adres olabilir. Bu senaryoya göre, SP 2010'da Meclis'te grub kurabilir..
Tabii SP eğer bu seçimlerde %5'in altında oy alırsa bu senaryo zor gerçekleşir..
Kurtulmuş, milletvekili transferlerine sıcak bakmadıklarını söylese de, böyle bir durum sözkonusu..
Eğer SP grub kuracak kadar milletvekilini kadrosuna dahil edecekse, AK Parti çözülme sürecine girebilir..
AK Parti içinde birtakım sıkıntılardan söz ediliyor.. İçeride bir hizipleşme başlar, gayri memnunlar kendi içlerinde bir grub oluştururlarsa ve hocaefendiye yakın olanlarla birlikte yeni bir liberal blok oluştururlarsa, bunlar ya yeni bir oluşuma giderler ya da ANAP, DYP gibi süvarisini bekleyen oluşumlardan birini devralabilirler..
Eğer bu senaryo gerçekleşecek olursa bu AK Parti için hiç de iyi olmaz.
Tabii Kurtulmuş bu süreci nasıl yönetecek, önce onu görmemiz gerek.. Erdoğan bu süreçte ne yapacak?
Fehmi Koru aslında, bilerek ya da bilmeden işaret fişeğini ateşledi..
Erdoğan bir an evvel, içerideki derin yapı ve uluslararası güç odakları ile ilişkilerini netleştirmesi gerekiyor. Yol haritasını önüne koyup, ona göre bir yol ve yöntem belirlemesi şart..
Belirsizlik ve çelişkili durumlar herkesin kafasını karıştırıyor..
Eğer derin güçler, bir şekilde AK Parti'yi köşeye sıkıştıracak olursa, herhalde hiç biri SP'ye bu durumda daha anlayışlı davranmayacak. Bugün Demirel ya da Karayalçın'ın ya da cumhuriyetçi geçinen ulusalcı takımın sessizliği başka bir hesaba dayanıyor..
AK Parti'nin geleceği büyük ölçüde SP'nin alacağı oyla, kendilerini Fethullah Hocaefendiye yakın gören grubun bundan sonra nasıl bir yol izleyeceğine bağlı..
Erdoğan'ın Kürt kartı ile ilgili çabalarının sonucu da önemli tabii bu arada..
ABD'deki yeni yönetimin Ortadoğu politikası, dünyadaki genel dengeler ve yeni siyasi trendler, borsa krizi gibi konuların da yakından izlenmesi gerek, gelişmelerin yönünü doğru tesbit etmek için..
Malum merkezlerin Kurban Bayramı sonrası başlatacağı söylenen, yolsuzluk ve bazı partililerin, bürokratların özel ve karanlık ilişkilerinin malum media tarafından gündeme getirilmesi ihtimalini de bir kenara not etmek gerek.
Öyle anlaşılıyor ki, iktidar anayasa değişikliği paketini seçim sonrasına erteliyor.. Bu işin ertelenmesi için sürekli birtakım gerekçeler ileri sürülüyor, oluşturuluyor..
Tabii AK Parti'nin dindar kanadının ertelenen beklentileri de bu süreçte SP'nin işine yarayacak.. SP bu beklentilerin gerçekleşmemesi noktasında muhalefet yapacak..
Numan Kurtulmuş başarmak zorunda. Kaybederse Türkiye kaybeder, partisi kaybeder, kendisi kaybeder. Ama işi kolay değil..
Selâm ve dua ile..
NOT: Bugün (Pazar) öğleden sonra 13.00'de, Ankara'da İLKAV konferans salonunda bir panelde olacağım.. Gültekin Avcı, Mehmet Pamak ve Reşat Petek beyin de konuşmacı olarak katılacağı panelin konusu; “Resmi ideoloji ve askeri vesayet kıskacında yargı!”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.