Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

İsteyince yazıyor kerata...

İsteyince yazıyor kerata...

Büyük sanatçı ve siyaset adamı Zülfü Livaneli’nin de söylediği gibi, bugün Türkiye’mizde bir ‘karşıdevrim süreci’ yaşanmaktadır.

Fazıl Say, Türkiye’yi terk edeceğini söyleyerek esasında devrimcileri uyandırmıştır.

Devrimciler, karşıdevrim tehlikesine karşı yine CHP etrafında kümeleneceklerdir ve kaybetmeye doymayan bu parti, bir önceki yerel seçim başarısının üzerine iki puan daha ekleyerek oy oranını yüzde 18’e çıkaracak ve büyük bir ‘seçim zaferi’ kazanacaktır.

Halk aptaldır.

Başıboş bırakıldığında ya davulcuya varmaktadır, ya zurnacıya...

İşte başıboş bırakıldığı için AK Parti’ye varmıştır.

üstelik, devlet kesesinden dağıtılan erzak ve kömüre kanarak oyunu satmıştır.

Bu nedenle eğitim şarttır.

Eğitilmiş halk, dolayısıyla çağdaşlığı, dolayısıyla ilericiliği, dolayısıyla 30’ların altın çağını özleyeceği için CHP’yi iktidara taşıyacak, ‘serbest piyasa’ ve ‘demokrasi’ gibi yanıltıcı kavramlar üzerinden yükselen ‘karşıdevrim süreci’ sona erecektir.

Deniz Baykal Başbakan olacaktır.

Zülfü Livaneli de İstanbul’u ‘orta zekalılar cenneti’ olmaktan kurtarıp kongreler şehri yapabilecektir.

ülkemizde fazlasıyla ifade özgürlüğü vardır.

Kim ‘yok’ diyorsa yalan söylemektedir.

Herkes inancını rahatlıkla yaşayabilmektedir ve bugüne kadar dini kimliğe yönelik herhangi bir baskı saptanamamıştır.‘Hayır, saptanmıştır’ diyenler erkekçe Ertuğrul özkök’ün karşısına çıkmalıdır.

Bazı darbeler iyidir, bazı darbeler kötüdür.

80 ve 71 darbeleri kötüdür.

38, 60 ve 97 darbeleri iyidir.

İlki İsmet Paşa’yı Cumhurbaşkanı yapmıştır, ikincisi yine İsmet Paşa’yı Başbakan yapmıştır, üçüncüsü (İsmet Paşa öldüğü için) Baykal’ı Başbakan yapmak istemiştir ama Baykal gerekli oy çoğunluğuna sahip olmadığı için, Beethoven dinlerken uyuklayan, uyandıktan sonra da ‘İşte çağdaş Türkiye tablosu’ diye ünleyen Demirel’i çankaya’da mahfuz tutmuştur.

71 darbesi, ‘bizim çocukları’ tasfiye ettiği için kötüdür. Madanoğlu ve İlhan abi’ler ellerini çabuk tutabilselerdi (ve darbeyi 9 Mart’a yetiştirebilselerdi) iyi bir darbemiz daha olacaktı.

80 darbesi, 27 Mayıs’ı ‘milli bayramlar listesi’nden çıkardığı için kötüdür.

Bundan sonrası için de bir ‘iyi darbe’ şarttır.

çünkü laiklik tehlikededir, ülke kötüye gitmektedir.

Bu durumu özdemir İnce farketmiştir.

Bedri Baykam, İlhan Selçuk ve Emre Kongar da farketmiştir.

özdemir İnce nezih bir entelektüeldir.

Bedri Baykam Salvador Dali ayarında bir ressamdır, asla bir ‘kolaj sanatçısı’ değildir.

İlhan Selçuk hem iyi bir teolog (Kur’an’a göre faizin ‘haram’ olduğunu tespit etmiştir), hem de büyük bir ‘aydınlanma önderi’dir.

Emre Kongar sosyal bilimler uzmanı değil, adlı adınca ‘sosyolog’dur. Onu ‘Sosyoloji Derneği’ne kabul etmeyenler devrim yasalarını çiğnemektedir.

Bugün de esaslı bir devrime ihtiyaç vardır.

Ertuğrul Günay’ın vaziyet ettiği bakanlıkla işbirliği yapan sanatçılar karşıdevrimcidir. Bu sanatçılara ‘sergi yasağı’ getiren çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz ise devrimcidir.

Nazım Hikmet’i ‘karşıdevrimciler’ cezaevine tıkmıştır.

Sabahattin Ali’nin kafasını odunla parçalayıp öldürme emrini bizzat Recep Tayyip Erdoğan vermiştir.

Zekeriya Sertel’in Tan Gazetesi’ni ikinci cumhuriyetçiler basıp yağmalamıştır. O gün tesadüfen oradan geçen büyük aydınlanma önderi İlhan Selçuk olaya sadece ‘izleyici’ olarak katılmıştır.

.....

Paçamdan düşmeyen serseri...

Oldu mu lan!

Hoşuna gitti mi!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi