İştah kabarması
Dilimizin tattığı, gözümüzün baktığı, gönlümüzün aktığı, kulağımızın hoşlandığı, burnumuzun beğendiği her şeye karşı iştahımız artar.
İştahımızı kendine çeken şeyler yiyecek, içecek, giyecek, kullanılacak, sevilecek, binilecek şeylerdir.
Rabbimiz “Kadınlara, oğullara, tonlarca altın ve gümüşe, süslü atlara, en’ama (deve, sığır, koyun ve keçiye), ekine karşı aşırı sevgi beslemek, insana güzel gösterildi. Bunlar dünya hayatının nimetleridirler. Dönüş yerinin en güzeli Allah katındadır.” (Âl-i İmran suresi ayet 14) buyurmuş.
Bu ayete göre kadın, altın, gümüş, at (araba, gemi, uçak..vs) koyun, keçi, sığır, deve gibi et, deri, yün üreten hayvanlar ve toprakta biten buğdaydan güle kadar kokulu, gıdalı her türlü toprak mahsülleri, madenler ve deniz ürünleri insanların iştahını kabartan şeylerdir.
Bunlara karşı insanın iştahının olması dinimizce yasaklanmış değildir.
Bunları yaratan Allah’ın koyduğu kurallar içinde elde edilmesi meşrudur. Allah’ın koyduğu kuralların dışında elde edilmesi ise haramdır, yasaktır.
“İştah” kelimesi “Şehvet” kelimesinden türetilmiştir.
İnsanlarda makam karşı, karşı cinse karşı, paraya karşı, etlere ve otlara karşı, madenlere ve petrole karşı, üne, ona karşı şehvet yani aşırı istek olmasaydı her şey durur, ilerleme olmazdı.
Kelimelerin büyülü dünyası olmasaydı, sözün şehveti bulunmasaydı şiir ve nesir edebiyatımız olmazdı.
Her insanın nefsi, güzel olan, değerli olan her şeyin kendisine ait olmasını ister ve elinde gücü de kullanarak iştah kabartan şeyleri elde etmeye çalışır.
İşte şahıs kavgalarından, mafya çatışmalarından devletlerin harplerine kadar hepsinin kökeninde iştah kabartan şeylerin ele geçirilmesi isteği vardır.
Burada İslam dini devreye girer ve iştahını çeken bu şeyleri elde etmenin kuralları vardır ve o kurallara uyacaksın der.
Her insanın birbirinden farklı olsa da karşı cinse aşırı ilgisi yaratılışta vardır. Yaratılışta var olan şey günah değildir.
Rabbimiz (31) Enbiya suresi ayet 102’de, Fussilet suresi ayet 31’de Zuhruf 71’de haber verdiğine göre Cennette canların çektiği nimetler olduğunu haber verirken şehvet kelimesinden türetilen iştah kelimesi kullanılmış.
Meryem 59, Nisa 27’nci ayetlerde ise şehvetlerinin peşine takılanların cezalandırılacağı haber verilir.
Lut kavmi anlatılırken Neml 55, A’raf 81’de şehvetin çok kötü kullanıldığı haber verilir ve bizi uyarır.
Canımızın çekmesi diye terceme edilebilecek olan İştah kelimesinin kökü şehvet de Allah’ımızın bütün canlılara lutfettiği bir nimettir.
O israf edilmemelidir.
O şehvetini yalnız para toplamakta harcayanlar israf etmiş insanlardırlar.
Atalarımız “Deveyi yardan atan bir tutam ottur” derler.
Yalnız şan, şöhret, servet toplamada kullananlar da israf etmişlerdir.
Şehvetin kontrolünü onu verenin kuralları içinde sağlayanlar dengeyi tutturanlardırlar.