Önem vermemeye önem vermek
“En önemli ustalık kaybolmaktır” diyor değerleri sorgulayan ecnebi dâhi.
İnsan toplumdan kaçtıkça kendine doğru yol almaya başlıyor. İçindeki ‘kendi’lerden sıyrılmak için zaman kazanan birey, yalnızlığının karanlığında zamanı yakarak kayboluşuna art alan oluşturuyor. Peki, neden kaçıyor insan? Daha doğru bir ifadeyle; nereye yetişmek istiyor? Yetişeceği yerler bir anlam ifade etmedikten sonra… Ya da anlamın kendisi bile un ufak oluyorsa…
Belki de, modern toplumda çoğalmaya başlayan gizemli kırgınlar, içinde bulundukları algı karmaşasıyla yaşamaktan memnunlar. çünkü kayboluş, bir anlamda kaçıştır da… Hem varoluşun, hem de yok oluşun öznesi olan insanın uzaklaşma isteğinin altında yatan psikoloji, korku olmasın sakın? Biraz daha açmak gerekirse, korku, tanımı gereği dışardan herhangi bir tehlikeye karşı geliştirdiğimiz duygusal tepkiye verdiğimiz ad… Bu yüzden, uzaklaşma da bir duygusal tepkidir ve altında yoğun korkular vardır. Yaklaştıkça (kitleye) korkunun çoğalacağını bilir gizemli kırgınlar. Yaklaştıkça ince şeyleri kaybedeceklerini bilirler. önünden her gün geçtikleri yüzlerin, tabelaların kimse için bir anlam ifade etmemesi onlar için çok da önemli değildir. önemli olmaya başladığı andan itibaren kayboluşun derin hazzı da kaybolur.
önem vermemeye önem verir gizemli kırgınlar. Onları yollarından edecek, yavaşlatacak bir tek silah vardır; düzen. Kaybolma ‘ada’sının sakinleri düzenden korktukları kadar düzensizlikten korkmazlar. çünkü düzensizliğin gizemli bir çekiciliği vardır. Düzensizlik eril, düzen dişildir. Bu yüzden gerçekten kaybolmak isteyen kadınlar, kaybetmiş kadınlardır. Düzensizliğinin içine bile riyakârlık kokusu bulaştıran ‘ada’nın sakinidir onlar.
Zaman geçer. Yıllar geçer ve hiçbir gizemli kırgın kayboluşunu bildirmez. Kayboluş onun remzidir yalnızca... Birçok insanın ‘varmak için’ düşlediği
- fakat riski göze alamadıklarından olsa gerek- ‘ütopya ada’sının paratoneri olan kaybolma zevkinin bir adı da boşluk arayışıdır. An’ın gelgitindeki zerafeti gören keşifçilerdir boşluğu yakalamak için kaybolanlar… Korkunun, kayboluşun ve boşluğun melez çocuğudur gizemli kırgınlar. Bu dolambaçlı yollarda acı ile gevşerler. Acı ile dirilirler. Tasavvuftaki yoğunlaşmaya benzer deneyimleri… Bilmenin muradını kavrayanlar gibi bildiklerini de bilmezler, bilmediklerini de…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.