Hasan Karakaya

Hasan Karakaya

Sorularla Kılıçdaroğlu’nun Almanya macerası!

Sorularla Kılıçdaroğlu’nun Almanya macerası!

Perşembe akşamıydı... Televizyon kanallarının birinde; ya bir “CHP’li” ya da “CHP yandaşı” bir gazeteci; hem de “dam üstünde kazmayı, vur beline saksağan” derecesinde bir ilgisizlikle, sözü Kemal Kılıçdaroğlu’na getirip dedi ki; “Sayın Kılıçdaroğlu, önümüzdeki günlerde yeni yolsuzluk bombaları patlatacaktır!.. Bakalım bu bombalar patladığında Hükümet ne yapacaktır?”
Ne yalan söyleyeyim; o an şunu düşündüm: Kemal Kılıçdaroğlu onun-bunun kıçındaki “pislik”lerle uğraşıyor uğraşmasına da, kendi arkasında sallanan “çakıldak”ları niye görmüyor veya niye görmezden geliyor?..
Bir ülkede “pislik”lerle, “yolsuzluk”larla veya “dolandırıcılık”larla mücadele edilecekse, ilk önce kurumuş ve kalıplaşmış “çakıldak”lar temizlenmeli değil midir?..
Daha da açıkçası; temizliğe ilk önce “Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisi”nden başlanmalı değil midir?..
Öyle ya;
Kılıçdaroğlu hakkında da yığınla “suçlama” ve yığınla “iddia” var!.. En azından bu iddiaların cevaplanması gerekmez mi?..
Kılıçdaroğlu, başkaları hakkında “iddia”lar ileri sürüyor ama, “kendisi hakkındaki iddiaları” her nedense duymazdan geliyor!..
Dahası; “cevap hakkı”nı kullanması yönündeki “çağrı”lara da; önce “cevap vereceğim” diyor, sonra da katılmaktan vazgeçiyor!..
Tıpkı, Ülke TV’den yapılan çağrılara cevap vereceğini söylemesine rağmen, daha sonra “cayması” gibi!..

HH-DP 934 PLAKALI ARAÇTAKİ 4 KİŞİ!
Efendim, olay şu:
Bir dönem Alman Emniyeti’nde görev yapan eski istihbaratçı, araştırmacı-yazar Talip Doğan Karlıbel, geçtiğimiz günlerde Ülke TV’de Turgay Güler’in hazırlayıp sunduğu “Sıradışı” programına katıldı ve burada hem “dehşet iddialar”da bulundu, hem de iddialarla ilgili “bilgi ve belgeler” sundu.
Talip Doğan Karlıbel’in gündeme getirdiği “4 iddia” şöyleydi:
“¥ 1- CHP Merkez Karar Yönetim Kurulu üyesi olan Ali Kılıç, Almanya’da uyuşturucu kaçakçılığı yapan 2 PKK’lı ile görüşmüştür!
¥ 2- CHP’li Ali Kılıç, PKK terör örgütü üyesi Mahmut Yılmaz’ı yanında çalıştırdığı için Alman İş Mahkemesi tarafından “5 Bin 450 Mark ceza” ödemeye mahkûm edilmiştir!
¥ 3- CHP’liler, Ali Kılıç ve Alman Büyükelçiliği inkâr etse de, Alman Ebert Vakfı’ndan, CHP adına Ali Kılıç’a, 7 Aralık 2005 tarihinde 85 Bin Euro para verilmiştir!..
¥ 4- Kemal Kılıçdaroğlu ve Ali Kılıç ile 2 terör örgütü üyesinin içinde bulundukları araç Alman Polisi tarafından durdurulmuş ve adı geçenler hakkında zabıt tutulmuştur!”
Evet, Talip Doğan Karlıbel’in Ülke TV ekranlarından gündeme getirdiği “iddia”lar ve iddialara ilişkin “bilgi ve belge”ler bunlardır!..
Gelin, görün ki;
Başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere “CHP kurmayları”nda ve “CHP yandaşı medya”da “tık yok”tur!..
“Deniz Feneri” ve “Mir Dengir Fırat”la ilgili iddiaları manşet ve sürmanşetlerinden günlerce yayınlayan CHP yandaşı medya, her ne hikmetse, bu “korkunç iddialar” karşısında “üç maymunları” oynamaktadır;
“Görmedim!.. Duymadım!.. Bilmiyorum!”

CHP’YE DÂVÂ AÇMAK ŞIK OLUR MU?
Oysa, bu iddialar yenilir-yutulur cinsten değildir!..
O kadar “ciddi”dir ki; Yargıtay Başsavcısı A. Yalçınkaya, Talip Doğan Karlıbel’i aramış ve özellikle “Alman Ebert Vakfı’ndan CHP’li Ali Kılıç’a verilen 85 Bin Euro” ile ilgili “banka dekontları”nı istemiştir!..
Öyle sanıyorum ki;
Karlıbel, önümüzdeki Çarşamba günü, Sayın Başsavcı’ya “belge”leri teslim edecek ve eğer “şık”(!) olursa, Başsavcı da CHP’ye “kapatma dâvâsı” açacaktır!..
Evet, “şık” olursa!..
Çünkü, Yargıtay eski başsavcılarından Vural Savaş, DSP hakkında kapatma dâvâsı açması gerekirken “Şık olmaz” diyerek dâvâ açmamış, daha sonra da “DSP’den İzmir milletvekili adayı” olmuş ama seçilememişti!..
Bakalım, eline “belgeler” geçtiğinde A. Yalçınkaya ne yapacak?.. İnşaallah, Vural Savaş gibi; “CHP’ye dâvâ açmak şık olmaz” demez!..
Demez ve belgelerin gereğini yapar!..

KILIÇDAROĞLU’NA SORULAR
Her neyse... Biz gelelim, Karlıbel’in, hepsi de “belgeli” olan iddialarına...
Aslında bu iddialar, gerek Ülke TV’de, gerek Vakit’te ve gerek başka gazeteler ile internet sitelerinde yer aldı ama herhalde “Kılıçdaroğlu’nun anlayacağı formatta” olmadığı için gerekli yankıyı bulmadı!..
Malûm, Bay Kılıçdaroğlu’nun formatı farklıdır... “Haber”miş, “iddia” imiş, anlamaz o!.. Bay Kılıçdaroğlu, “soru formatı”nda cümlelerden anlar!..
Soracaksın, o da cevap verecek!..
İşte bunun içindir ki, sözkonusu haberleri şimdi “soru formatı”nda sunuyor ve soruyorum Bay Kemal Kılıçdaroğlu’na;
¥ Deniz Feneri e.V. dâvâsını takip etmek için Almanya’ya gittiğinizde CHP MKYK üyesi Ali Kılıç ve Nevzat Rıdvan ile Mustafa Güler adlı uyuşturucu kaçakçısı 2 PKK’lı ile aynı araçta bulundunuz mu?..
¥ İçinde bulunduğunuz aracın plâkası HH DP 934 müydü?.. 8 Eylül 2008’de gerçekleşen olayın günü Pazartesi, saati 16.45 miydi?.. Sözkonusu araç, niye durduruldu?.. “Arkadaki bir lambanın yanmamasından” dolayı mı, başka bir sebepten mi?
¥ Sayın Kılıçdaroğlu, polis tutanağına sizin adınızla birlikte yazılan Nevzat Rıdvan ve Mustafa Güler adlı şahısların birer “PKK’lı” ve “uyuşturucu kaçakçısı” olduğunu biliyor muydunuz?..
¥ Sözkonusu 2 şahsın, yani Nevzat Rıdvan ve Mustafa Güler’in; Osman Tekin adlı başkomiseri 14 Haziran 1980’de, Hilmi Kaya adlı polisi 16 Aralık 1979’da şehit eden şahıslar olduğunu biliyor muydunuz?..
¥ Polisin, HH-DP 934 plâkalı aracı durdurmasından önce “nereden” geliyordunuz?.. Karlıbel, geldiğiniz yerin “genelev tarzı çalışan ünlü bir sauna” olduğunu iddia ediyor... Buraya “kendi isteğinizle” mi gittiniz, yoksa Ali Kılıç veya 2 PKK’lının yönlendirmesiyle mi?..

ALİ KILIÇ VE HAKKINDAKİ İDDİALAR?
Sayın Kılıçdaroğlu, size sorularım şimdilik bu kadar... Umuyorum ki; sizin de sık sık vurguladığınız gibi, “yürekli savcılar” çıkar ve bu “iddialar”ın peşine düşer!..
Bunu, böylece belirledikten sonra, gelelim şu Ali Kılıç meselesine... Ama önce Ali Kılıç’ı tanıyalım:
1964 Tunceli doğumlu... 1981’den beri Almanya’da yaşıyor. Milliyet Gazetesi’nde uzun yıllar görev yaptıktan sonra sivil toplum örgütlerinde görev almaya başladı. Sırasıyla Federal Almanya Halk Dernekleri Federasyonu, Atatürkçü Düşünce Dernekleri, Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu ve son olarak da Türk Alman Dostluk Federasyonu’nda yöneticilik ve Genel Başkanlık yaptı.
Federal Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nin Kongre Delegesi ve Komisyon Üyesi. Yaklaşık iki yıldır CHP’de Parti Meclisi üyesi olarak görev yaptıktan sonra da bu dönem kongrede ikinci defa MYK üyesi seçildi. Şu anda MYK üyesi olarak görev yapıyor. Ali Kılıç evli olup, Münih doğumlu, Gül, Dilan ve Ali Zülfikar adında üç çocuk babası.
İşbu Ali Kılıç’la ilgili iddialara gelecek olursak;
¥ 1- Üst düzey bir PKK yöneticisi olan Mahmut Yılmaz’la Ali Kılıç’in ilişkileri kaç yıllıktır?.. Mahmut Yılmaz, Ali Kılıç’ın yanında çalışmış ve Alman İş Mahkemesi, Ali Kılıç’ı; “Kaçak bir PKK’lıyı illegal yollardan çalıştırmak” suçlamasıyla, 13 Kasım 1998’de 5 Bin 450 Mark ceza ödemeye mahkûm etmiş midir?..
¥ Ali Kılıç’ın, bir dönem “PKK’nın Avrupa Temsilciliği”ni yapan Kani Yılmaz’la olan ilişkisinin boyutları nelerdir?.. Ali Kılıç’ın Almanya’da üyesi veya yönetiminde olduğu derneklerin çoğunun “PKK’ya yakın” dernekler olması tesadüf (!) müdür?..
¥ 2- Ve, gelelim şu “yardım” meselesine... Haber, Vakit’te yayınlandığında bütün CHP kurmayları “hayır” demişlerdi, “Hayır, CHP, Alman Ebert Vakfı’ndan para yardımı almamıştır!”
CHP Genel Saymanı Mustafa Özyürek ise, 23 Eylül 2008 tarihli Milliyet’te yayınlanan demecinde, “yardım aldıkları” ile ilgili iddiaları sert şekilde yalanlıyor ve diyordu ki;
“CHP’nin; Friedrich Ebert Vakfı’ndan veya yabancı herhangi bir vakıftan bir kuruş para aldığı iddiası yalandır!.. Bu, bizim muhasebe kayıtlarımızda ortadadır. Ayrıca Vakit gazetesinin iddia ettiği gibi 2005 yılında böyle bir para alınmamıştır. 2005 ve 2006 yılı hesaplarımız da Anayasa Mahkemesi tarafından ayrıntılarıyla incelenmiş ve bu konuda hiçbir kayıt olmadığı tesbit edilmiştir!”
CHP’nin savunması böyle... Talip Doğan Karlıbel’in iddiası ise şöyle:
“Deutsche Bank kanalıyla CHP’li Ali Kılıç’a Alman Ebert Vakfı tarafından ödenen paranın tutarı 85 Bin Euro’dur... Bu para, 7 Aralık 2005 tarihinde ödenmiştir!”
Karlıbel, bu iddiasını ispatlayan “banka dekontu”nun orijinalini Çarşamba günü Başsavcı’ya takdim edecek... Ondan sonra ne olur, orasını Allah bilir...
Benim bildiğim ise;
CHP’nin, pek de “temiz olmadığı!..
Ama, “zeytinyağı” taktiğini iyi beceriyorlar!..
Elma-Armut!
N'oluyor bu "Ergenekon'cu"lara anlamıyorum... "Darbe" yapmak için örgüt kurduklarında, maşallah hepsi de "turp gibi" sağlam!.. "Askerlik" için çağrıldıklarında bir de bakmışsın, "çürük" raporu için sıraya girmişler!..
"Güya çürük"ler ama, "Cumuriyet mitingleri"nde yine en ön saftalar!..
Ellerinde pankartlar, dillerinde 10. Yıl Marşı, öyle bir yürüyorlar ki, zannedersin hepsi de 18 yaşında delikanlı!..
"Gözaltına" alındıklarında, "tutuklandıklarında" veya "hakimin huzuru"na çıkarıldıklarında, bir de bakmışsın, yine sapır sapır dökülüyorlar!..
Bunların ne zaman "sağlıklı", ne zaman "çürük" olduğunu bir türlü anlayamadım ben!..
Hani, "Saklambaç" oyununda; "Elma dersem çık, armut dersem çıkma" diye bir parola vardı ya, "Ergenekon'cu"ların parolasının ne olduğunu gerçekten merak ediyorum... Doğrusu, "çürüklük"lerine de hiç inanmıyorum!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Karakaya Arşivi