Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Asya’da devletler oyunu

Asya’da devletler oyunu

Asya'daki durgun sular birden hareketlendi. Küresel ekonomik buhrandan en az etkilenen bölge olan Güneydoğu Asya'nın nispi asude iklimi kana bulandı ve sessizlik de büyük bir gürültü ile bozuldu. Mumbai ve eski adıyla Bombay'daki iki otel ve önemli ve hassas merkezlere eşzamanlı saldırı kimileri tarafından Hindistan'ın 11 Eylül'ü olarak nitelendirildi. Bu saldırı, Hindistan'daki yerel dengeleri bozabileceği gibi bölgesel dengeleri de altüst edebilir. Zahire göre bu işi Meccan Mücahidleri (Hekimoğlu İsmail'in Menan Cinleri başlığını hatırlatıyor) adlı adı sanı duyulmayan bir örgüt işlemiş veya üstlenmiş. Halbuki birçok uzman bunun tek kullanımlık bir örgüt ismi olduğunda hemfikir. Biraz Suriye ve Lübnan kaynaklı Cündüşşam veya Fethülislâm meselesine benziyor. Bombay saldırılarının failleri veya nedenleri ile alakalı olarak gündemde birçok senaryo var. Muhtemel senaryolar şöyle:
*Hindistan'ın yükselişini ve küresel krizden etkilenmeyişini hazmedemeyen haset çevreler bu işi yapmış veya yaptırmış olabilir. İdeolojik olarak bu tez güçlü görünse de teknik olarak zayıf görünüyor.
* Bu, Asya'da bir devlet oyunundan ibarettir. Bir tarafında Hindistan ve diğer tarafında Pakistan ve onların arkasında kenetlenen ülkeler var. Bu bağlamda, özellikle Kabil ve Afganistan üzerinde Hindistan ile Pakistan'ın müzmin bir rekabetleri var. Bu Babrak Karmal döneminden beri devam ediyor. Temmuz 2008'de Kabil'de Hindistan Elçiliği vuruldu ve burada onlarca görevli öldürüldü. Bunun üzerine ABD, olaya Pakistan İstihbarat Teşkilatı ISI'ın karıştığını ileri sürdü ama Pakistan yönetimi derhal bu iddiayı yalanladı. Kabil'de elçiliğin saldırıya maruz kalmasının üzerinden iki ay geçmeden takvimler 20 Eylül'ü gösterirken bu defa bir iftar akşamı birçok davetlinin beklendiği İslâmabad'daki Mariott Oteli hâlâ esrarını koruyan bir şekilde büyük bir patlama ile sarsıldı. Bunun üzerine Kadı Hüseyin Ahmet gibi isimler olayın arkasında Hindistan ve bölgedeki birinci derecedeki müttefiki ABD'nin parmağı bulunduğunu ve Pakistan hükümetinin de bunun böyle olduğuna inandığını duyurdu. Dolayısıyla Kabil'in öcü İslâmabad misillemesiyle alınmıştı.
-
İslâmabad patlamasından iki ay sonra yine simetrik bir zamanlama ile Hindistan'ın en kozmopolit ve ticari şehri olan Mumbai veya eski adıyla Bombay hedef alındı. Burada hedef alınan adreslerden ikisi İslâmabad'daki gibi birer oteldi.. Tac Mahal ve Trident otelleri. Bu defa da Hindistan'daki hükümet ve muhalefet Pakistan'ı suçlamaya başladılar. Pakistan ise en azından hükümet olarak bu saldırıdan habersiz olduğunu açıkladı. Bu, Pakistan kaynaklı bir kışkırtma ve örgütleme varsa bile bunun arkasında kontrol dışı ve hükümetin kontrolü dışındaki unsurların olduğu anlamına geliyor. Doğrusu da; çok cılız bir konumda olan Pakistan yönetiminin Hindistan'la bu tür olaylar üzerinden cepheleşecek mecali olmadığıdır. Olayın akabinde istihbarat paylaşmak ve konuyu öğrenmek üzere Pakistan hükümeti, ISI Başkanı Ahmet Şuca Paşa'yı derhal olay mahalline gönderdi (sonra bundan çark etti). Pakistan Savunma Bakanı Çavduri Ahmet Muhtar da keza kategorik olarak Hindistan'daki olayla bir ilgilerinin bulunmadığını açıkladı. Aralık 2001 tarihinde Keşmirlilerin Hindistan Parlamentosuna saldırmasını dikkate alan Hindistan yönetimi ise, Pakistan'ın saldırganlarla bağlantılı olabileceğini ileri sürdü. Elbette bir dönemden beri soğukluk yaşayan ikili ilişkiler bununla daha da gerilemiş oldu. Pakistan'ın Karzai'si sayılan Zerdari bunu hiç istemese bile. İngiltere'de University of Bradford'da uluslararası güvenlik alanında hocalık yapan Profesör Shaun Gregory, Pakistan yönetiminin Paşa'yı Hindistan'a göndermesinin, 'bu olayın arkasında hükümet yok' mesajını içerdiğini ifade ediyor. Bu doğru ve yerinde bir tespit. Lakin saldırılar iki ülke arasında yıkıcı bir hava oluşturabilecektir.
-
Zaten iç çekişmelere neden olmuştur. Kongre hükümetinin rakibi olan ultra milliyetçi BJP partisi durumdan vazife çıkarmak için hükümeti Müslümanlara karşı gevşek davranmakla suçlamıştır. Bu aynı zamanda iki toplum arasındaki ilişkileri zehirleyecek bir gelişmedir. BJP-Kongre kapışmasının yanında Müslümanlarla Hindu toplumu arasındaki ilişkiler de gerginleşecek ve her an patlamaya hazır hale gelecektir. Washington Post'ta Dileep Padgaonkar (Friday, November 28, 2008; Page A29 ) Blood in Mumbai başlıklı yazısında değindiği gibi Müslüman gençlerin Hindistan polisinin çifte standartlı ve ayrımcı davranışlarından dolayı burnundan soluduklarını ve bu tarz eylemler için psikolojik motivasyona haiz olduklarını yazıyor. Polisin ve istihbarat kurumlarının saldırıyı önceden haber alamaması ve gafil avlanması ise Hinduların emniyet güçlerine güvenini sarsacağı gibi, polisin olayı çözmek için işkenceye başvurması da Müslümanları Hindistan'a daha fazla yabancılaştıracaktır. Bunun dışında olay Pakistan ile Hindistan arasındaki kutuplaşmayı da körükleyecektir. Belki de Keşmir depremi öncesi seviyesine geri getirecektir. Dolayısıyla saldırının sonuçlarından birisi genel olarak Hinduları Müslümanlara karşı kışkırtabilecek olmasıdır.
- Kimileri saldırının arkasındaki saiklerden birisinin Obama'yı 'İslâmi terör'e karşı yönlendirmek ve cepheye sürmek olduğunu savunuyor. Mantıken ve zamanlama olarak doğru bir faraziye veya varsayım. Bu, yüksek bir ihtimaldir. Zira Blair'in halefi Brown iktidara geldiğinde Bombay'daki gibi Glasgow'da da bir saldırı olmuş ve bu saldırı muhtemelen ABD'nin yanında Brown'u da cepheye sürmek için yapılmıştır.
- Son ihtimal Hindistan'daki Diyobend Medresesi'nin anti terör fetvasının tesirini azaltma girişimidir. Bu tezi fantastik olarak buluyorum. Zira Diyobend Medresesi, 11 Eylül'den itibaren bu tarz mesajlar veriyor ve daha önce benzeri mesajlarını I.Herald Tribune ve The Guardian gibi gazeteler yayınlamıştı. Dolayısıyla bu yeni bir açılım değil. Eski açılıma yeni tepki de pek anlamlı olmasa gerek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi