Şeytanın kulları...

Şeytanın kulları...

Yaratanın yarattığına ihtiyacı yoktur.
O’nun hiçbirşeye ihtiyacı yoktur.
Herkes ona muhtaç, O ise müstağnidir.
Yaratanın yarattığından istediği sadece kendisine kulluktur.
Oysa yaratılan genellikle nefsine yenilir.
Nefsine kul olur.
Maddeye kul olur.
Paraya, pula, şan ve şöhrete kul olur.
Yaratan’a kulluğun ötesindeki hertürlü kulluk aslında şeytana kulluktur.
Bu nedenle bir yanda Allah’ın kulları, bir yanda şeytanın kulları vardır.
Allah’ı bir bilmek O’nun emridir, farzdır.
Namaz Allah’ın emridir, farzdır.
Oruç Allah’ın emridir, farzdır.
Hac Allah’ın emridir, farzdır.
Zekat Allah’ın emridir, farzdır.
Kimi kendini kandırır emirlerin bunlarla sınırlı olduğunu zanneder.
Oysa her bir ayet, bir emir barındırır içinde farzdır.
Emri bil maruf nehyi anil münker (İyiliği emretmek kötülükten men etmek)
Faizden kaçınmak, helal rızık aramak,
Yalandan kaçınmak, yılandan korkar gibi yalandan korkmak.
Akrabaya iyilik, gözlerini ve bedenini zinadan korumak.
Başörtüsü takmak, nefsini ve başkalarının nefsini günahtan korumak farzdır, Allah’ın emridir.
Şimdi, Allah’ın kulları diyor ki,
‘Başörtüsü Allah’ın emridir.
Dinin simgesidir. İmanın nişanesidir.
Serbest olmalıdır.
İnanan kızlarımızın başlarını örtmesine kimse karışmamalıdır.
Müslüman mahallesinde salyangoz satılmasına izin verilemez.’
Şeytanın kulları ise aksini savunuyor.
‘Olmaz, istemezük…’
Ne olacak, Allah’ın kullarının mı, şeytanın kullarının mı dediği olacak?
‘Kafirler istemese bile Allah nurunu tamamlayacaktır’
İt ürüyecek, kervan yoluna devam edecektir.
Eceli gelen it, cami duvarına bevl ederse cezasını elbette görecektir.
Allah bunu bazen direk kendisi, bazen de kulları vasıtası ile yapacaktır.
İsmi Müslüman olan, dindarların inananların oyuna talip olanlar ne yapacaktır?
Böylesi bir durumda ayrılığa, gayrılığa, düşmanlığa devam mı edecektir?
Küçük siyasi hesaplar mı güdecektir.
Şeytanın kullarının gösterdiği birlik ve bütünlüğü Müslümanlar sergilemeyecek mi?
Şeytan şeytanlığını yaparken,
Müslüman Müslümanlığın gereğini yerine getirmeyecek mi?
Burada bize düşen nedir?
Birliktir, bütünlüktür.
Hertürlü aşağılamaya, her türlü kötülemeye karşı dimdik durmaktır.
Evimizdeki huzursuzluğu dışarıya yansıtmamaktır.
Eğer bir başarı sağlanacaksa, bunun ümmetin başarısı olduğuna inanmaktır.
Vakit, adaletin, kalkınmanın sağlanması için dayanışma günüdür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi