Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Krize karşı strateji

Krize karşı strateji

Ekonomik krize karşı bazı önlemler alınıyor ama stratejinin ne olduğu anlaşılamıyor. Alınacak tedbirlerin çoğu bir sorunu çözerken başka bir sorunun oluşmasına sebep oluyor. Mesela vergi indirimleriyle özel kesim harcamalarının artırılması bekleniyor ama bu kamu harcamalarını aynı büyüklükte azaltıyor ve toplam harcamalar değişmiyor.

Önce sorunun tanımlanması sonra bunu ortadan kaldıracak tedbirlerin alınması gerekir. Sorun bir talep daralmasından mı kaynaklanıyor yoksa dışarıdan sağlanan finansmandaki daralmadan mı? Dünyadaki krizin yol açtığı ihracat azalmasından mı? Yoksa bunların hepsinin bir arada olmasından mı yani hepsi gerçekte tek bir faktöre mi bağlı? Eğer böyleyse bu sorunun ortadan kaldırılması gerekir.

Türkiye dışarıdan sağladığı kaynakların önemli bir bölümünü tüketim harcamalarında kullanıyor. Bunu hesaplarken sadece ithal edilen tüketim mallarının miktarına değil üretilen mallar içindeki ithalatın payını da hesaba katmak gerekir. Bu durumda dış kaynak tükenince ya da azalınca iç tüketimin azalması yani halkın refah düzeyinin düşmesi kaçınılmaz olacaktır. Buna karşılık kişilerin tüketim amacıyla aldıkları borçlar azalır. Eğer eski borçların tahsiline gidilirse refah kaybı daha da artar ve sosyal sorunlar ortaya çıkar.

Türkiye’nin sorunu ABD’dekine benzemektedir. Sürekli cari açık vermekte ve bu açığın önemli bir bölümü tüketime harcanmaktadır. Oysa yabancı sermaye kullanmanın mantığı onların yatırıma harcanması ve bu yatırımların hem alınan borçları hem de onun faizini ödemesidir. Aksi halde yabancı sermaye ihtiyacı artarak devam eder. Eğer yabancı sermaye yatırıma dönüşürse yaratılan katma değerin önemli bir bölümü ülke içinde kalır hatta yabancı payları yeni yatırımlara dönüşebilir. Bunun gerçekleşmesi için kar hadlerinin faiz hadlerinin üstünde olması gerekir. Aksi halde yabancı sermaye yatırım yerine finans kesiminde yer alır. Türkiye’de faiz hadleri kar hadlerinin üzerindedir ve bu nedenle sermaye tüketim harcamalarının finansmanında kullanılmaktadır.

Krize karşı şöyle bir strateji uygulanabilir: Alınacak tedbirler güncel sorunları çözmeye yönelik değil yapıyı değiştirmeye yönelik olmalıdır. Yüksek faiz hadleriyle yabancı sermaye girişini özendirmek yerine sağlanacak desteklerle doğrudan yatırıma yönlendirilmelidir. İç tüketimi artırmak için vergi indirimleri yerine halkın borçlandırılması tercih edilmelidir. Çünkü bu indirimler kamu harcamalarını sınırlandırır ve toplam talep artmaz. Oysa borçlanma talebi artırır ama vergi gelirleri düşmez. Bu borcun kaynağı Merkez Bankasının piyasaya süreceği paralar olmalıdır. Paranın miktarı fiyat istikrarını bozmayacak bir düzeyde tutularak belirlenir.

Alınacak tedbirler finans kesiminin kurtarılmasına yönelik olmamalı ve bundan sonra da aynı yolun izleneceği söylenmelidir. Bankaların yurt dışından düşük faiz hadleriyle aldıkları paraları iç tüketimin finansmanında kullanılması engellenmeli ve oluşacak risklerin bankalarca karşılanacağı açıklanmalıdır. Kısaca uzun vadede yapı değiştirilmeli, kısa vadede iktisat dilinde otonom harcama denen harcamalara başvurulmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi