Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Hac ve kurban öncesi Gazze!

Hac ve kurban öncesi Gazze!

Gazze için imza kampanyası düzenleyenler giderek seslerini daha fazla yükseltiyorlar. Mazlum-Der, Özgür-Der, İHH, DurDe platformu bu işin başını çekiyor..
“17 aydır kalın duvarlarla dünya ile bağlantısı kesilen Gazze, son bir aydır elektrik de verilmemesi sonucu adım adım bir soykırıma doğru gidiyor. Hastanelerin yaşam destek üniteleri çalışamıyor. Fırınlar ekmek üretemiyor. Mısır'ın da sınırını kapattığı Gazze halkı yiyecek ve ilaç bulamıyor.”
Ankara, bir yanda bunlar olurken, öte yanda Afgan Ergenekonu’nun kanlı bir katilini kurtarmak için özel uçak gönderebiliyor..
Eee, bu dünya etme bulma dünyasıdır.. Bir zamanlar Karzai hükümeti ile beraberdi, Afgan ordusu ondan sorulurdu. Peki ya bugün..
Karzai’nin elinden kurtarmış olabilirsiniz, ama peki ya vicdanının elinden, ya zebanilerin elinden nasıl kurtaracaksınız?..
Raşid Dostum’u kurtarmak için kimse sokağı çıkıp bildiriler yayınlamadı ama, Dostum’u dostları kurtardı. Peki Gazzelileri kim kurtaracak!.
Ankara, Dostum’a sahip çıktığı kadar, Muhammed Salih’e sahip çıkabilir mi mesela? Hani o da Özbek!
Bu işler hep böyle.. Kimi büyükşehir belediye başkanlarının; emekli bir tuğgeneralin pek de mevzuata uygun olmayan ricasını anında emirle yerine getirip, kendilerini dış kapıda karşılayıp, dış kapıda uğurlayanların, kendilerini oraya taşıyan insanların saygı duyduğu bilim adamlarını özel kalemde bekletip, dışarı çıkarken kapı aralığında kabul edip, “Bakalım, değerlendirelim” deyip baştan savup, bir daha randevu bile vermediklerini bilmiyor değiliz..
Bakın bunlar bir gün gidecekler ve bir gün herkese yaptıkları ve yapması gerekirken yapmadıklarının hesbaı sorulacak.. O gün ne yapacaklar? Hiç din gününü düşünmüyorlar mı? Kaldı ki, onlar yaşadıkça görecekler, dünyaları da berbat oluyor..
Irak ve Afganistan’da görev yapan askerlerden 15.000’i yoğun psikolojik tedavi görüyormuş.. Her biri canlı cenazeye, zombiye dönüşmüş. Guantanamo’da işkence yapanlar, işkence görenlerden daha sağlıklı değil! Bizdeki Ergenekonvari yapıların içinde görev yapanlar ne kadar sağlıklı ki!
İşte Dostum da onlardan biri!
Önceki gün yine İsrailli yerleşimciler, bir evi işgal edip hane sakinlerini orta yerde kurşuna dizmediler mi? İşgal ettikleri evden çıkmaya zorlanınca da evi ateşe vermediler mi?
BM ne yapıyor? İKÖ ne yapıyor? AB, Arap Birliği, Afrika Birliği ne yapıyor? BM Güvenlik Konseyi’nde biz de varız, ama neden bir ses çıkartılamıyor?
İsrail söz dinlemiyor. Peki ya Mısır’a ne oluyor?
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e gönderilen sitem dolu mektuba bakıyorum. “Gazze yalnızlığa mahkum edildi ve gücünün son sınırına vardı. Bütün dünyanın gözleri önünde yeniden dev bir Autchwitz yaşanıyor. Bizler bu felakete sessizce tanık olmayı seçen tüm dünya halklarının ve onları temsil eden yöneticilerin vicdanına sesleniyoruz: Gazzeliler, hangi suçlarından dolayı öldürülüyor, aç bırakılıyor, işkence ediliyor ve en hayati ihtiyaçlardan bile mahrum ediliyorlar? Nüfus yoğunluğunun korkunç olduğu devasa bir tutukevinde, tel örgüler içinde tutulmayı haketmek için ne yaptılar? Yeniden bir Srebrenitsa ve Autchwitz yaşamak istemiyoruz. Üstelik bu defa felaket gözlerden uzak ve beş on gün içerisinde değil, hepimizin gözü önünde ve aylarca süren bir zulümle geliyor.”
Aslında ne yapılması gerektiği belli:
- Gazzelilerin bu acımasız kıyımdan kurtulabilmesi için diplomatik girişimlerin derhal başlatılması gerek.
- Gazze halkının temiz su, ilaç ve diğer temel ihtiyaçlarının sağlanabilmesi maksadıyla Mısır sınırının açılması için Türkiye'nin girişimde bulunması gerek.
- Ayrıca Filistin sorununun çözümü için Ankara’nın, İKÖ, BM, AB, ABD, Rusya, Çin, Arap ülkeleri nezdinde girişimlerde bulunması gerek..
Kuşkusuz bize düşen görevler de var, STK’lar ve basın olarak.. Bunun için bayramı fırsat bilmeliyiz ve bayram sonrasına hazırlıklı olmamız gerek. Özellikle Obama’nın görevi devralmasından sonra Ocak sonuna doğru, Ortadoğu’da sular daha da ısınabilir..
Zaten bana kalırsa Hindistan’da yaşanan terör olayı ve Somali’deki korsanlık faaliyetleri İslâm coğrafyasında kara bulutların dolaşmakta olduğunun ilk habercisi gibi..
Hac ve kurban öncesi, daha doğrusu bayram öncesi Gazze’deki gelişmeler konusunda dikkatli olmakta yarar var.
Her bayramda birileri İslâm coğrafyasını kana bulamayı adet edindiler.. Yine bir takım saldırılar olabilir. Onların yerli işbirlikçileri, media, sermaye, siyaset içindeki uzantılarına karşı da dikkatli olmaya mecburuz.
Ve bu arada bolca dua etmemiz gerek tabii.
Ve sorumluluklarımız üzerine düşünmemiz gerekiyor..
Sağ-sol, yerli-yabancı, hangi dinden olursa olsun, Gazze’deki insanlık dramı karşısında vicdan sahibi herkesi harekete geçmeye çağırmalıyız..
Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi