Yarın bayram, herşeyi Allah'a havale edeceksiniz

Yarın bayram, herşeyi Allah'a havale edeceksiniz

Bazen bir ağız dolusu küfür rahatlatır insanı. Hak etmiştir karşınızdaki. Ama küfür daima daha galiz küfürleri getirir. Kazanç susmaktadır. Din, sabrı tavsiye eder.
Allah'a havale edeceksiniz. Yoksa küfür karanlıkta kalmaktır. Zifiri karanlıkta. Yegane gerçeğin aydınlığına ulaşamamaktır. "Elfaz-ı galiza ve müstehcene" diyor eskiler, bizim bugün küfür dediğimiz sözlere. Allah'ın elçisi vasıtasıyla bildirdiği hakikati reddetmektir küfür. Aydınlık dururken karanlıkta kalmayı seçmektir. Küfretmek, karşınızdakini anlamadan, anlamak için hiçbir gayret göstermeden sadece kendinizi rahatlatmaktır.

Yarın bayram. Ağız dolusu küfrettiklerimiz başta olmak üzere, içimizden "hay senin gibi adamı..." diye başlayıp yarım bıraktığımız öfkenin muhataplarını bile anlamak için çaba harcamanın zamanı. "Neden?" diye sormalıyız. Bu soruyu ayan beyan görünenler için bile tekrarlamalıyız. Karşımızdakine bir mazeret aramalıyız. Öfkenin perdesini kaldırıp onu anlamak için gayret sarf etmeliyiz. Kafa yormalı, sormalı, emek harcamalıyız. Ağız dolusu küfürle bıraktığımız yerin ötesinde kim bilir belki de çok güzel biri duruyordur. Kızgınlığımız ve öfkemiz onun eseri değildir. Belki de aynı yanlışın kurbanlarıyız. Kim bilir?

Yarın bayram. Ama Türkiye sıkıntılı bir döneme giriyor. Ne zaman rahatladı ki, diye sormanın anlamı yok. Yarın dünü aratacak. Daha çok kâr peşinde koşan, kazanma hırsıyla her şeyi tüketenler yarına farklı bakmalı. Evine ekmek götüremeyen babalar çoğalacak. Daha çok kârın zamanı değil. Açlar çoğaldıkça kazandığınız para yük olmaya başlar. Hesaplar yeniden görülmeli. Yapacağınız kârı değil, kaç ocakta kaç tencerenin kaynadığını hesaplayacaksınız.

Yarın bayram. İktidar hırsı ile yanıp tutuşanların önünde kıran kırana geçecek bir seçim var. Kırarak, dökerek alınan her zafer bu ülkeye çok şey kaybettirdi. Nezaketin, zarafetin, asaletin gücüne inanmanın zamanı. Siyaseti kısır bir kavga zannedenler ve ellerindeki her şeyi zorlayarak rakibini alt etmeye çalışanlar hiçbir devirde daim olmadı. Barışın dilini konuşanlar, huzuru vaat edenler her zaman kazandı. İnsana değer verenler, siyaseti insana hizmet bilenler hâlâ hafızalarda.

Yarın bayram. Her partiden heyetler karşılıklı ziyaretlerde bulunacaklar. Siyaseti nezaketin içine yerleştirecekler. Bayramın dili, siyasete bir rahat soluk aldıracak. Bunalıyoruz. Toplum olarak bu rahat nefeslere ihtiyacımız var.

Yarın bayram. Eli kanlı canilerin bile, bir yerlerde bayram yapan sevdikleri olmalı. Onların da soracak soruları olmalı. Şiddet kime ne kazandırdı? Yakarak, yıkarak, öldürerek kim nereye vardı? Ya şiddete kurban verdiğimiz binlerce can? Değer miydi?

Bu topraklarda kavga etmek için her zaman bir sebep bulundu. Kavga için bir sebep, barış için bin sebebi unutturdu. Sadece öfkesine teslim olanlar, geride kendileri için bile yaşamak için bir sebep bırakmadı.

Dünyanın en zor coğrafyasında yaşayabilmek sabır işi, gönül işi, akıl işi olmalı.

Bayram bize, öfkemize teslim olup kaybettiklerimizi; sabredip kazandıklarımızı hatırlatmalı.

Yarın bayram. Bayramlar hep barış çağrısıdır. Tokların açın halinden anladığı, zalimin bir an durup mazlumları gördüğü, öldüresiye nefret edenlerin kinlerini soğuttuğu birkaç gün.

Yarın Kurban Bayramı. Kurban ettiklerimiz bize helal kılınan hayvanlar. Nefsimize, öfkemize, hırsımıza kurbanlar aramak yerine bizi Yaradan'a kulluk vazifemizi yerine getiriyoruz.

Bayramın getirdiği barışın bize, bizden sonra geleceklere kazandıracaklarını; kavganın kaybettireceklerini topluca muhasebeden geçirmenin tam zamanı.


Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi