Çok şükür bir bayram daha idrak ediyoruz
Meşru olmayan emellerine ulaşmak için ülkede karışıklık çıkaran, cinayetler işleyen, halkı birbirine düşüren, çeşitli alanlarda kriz oluşturan… fitneciler son günlerde, Müslümanların Allah rızası için yaptıkları yardımların kapılarını kapatmak için, müstesna ve münferit kötüyü (o da vaki ise) genelleştirerek kampanya başlattılar. Maksat yardımlar kesilsin, fakir fukara yiyecek, içecek, giyecek, yakacak gibi temel ihtiyaçlardan da mahrum kalsınlar, toplumun fertleri arasında sevgi ve bağlılık kalmasın, kin ve nefret yaygınlaşsın, bir de –evet bir de- İslam'ın bir lutfu olan yardımlaşma yoluyla İslam sevgisi ve İslam'a olan yöneliş son bulsun!
Ama asırlardır İslam, din ve kültür olarak halkımızın genlerine işlediği için bütün bu çabalar küçük bir nezle etkisi yapıyor, sonra genler galebe çalıyor ve işler normale dönüyor. Yine camiler, gençler ve yaşlılarla, kadınlar ve erkeklerle dolup taşıyor, uygun olan her mekanda müminler din konuşuyor, din öğreniyor, Allah ve Resulü'nün söylediklerini dinliyor ve anlamaya çalışıyor, anladıklarını da hayata geçirmek için çaba gösteriyorlar.
Ramazan (Fıtır) bayramı ve Kurban bayramı, Âlemlere Rahmet Efendimizin (s.a.) ümmetine hediyesidir. Allah iki demet çiçek gibi bu bayramları Peygamberine vermiş ve ümmetine hediye etmesini buyurmuştur. O günden bu güne ümmet bu iki bayramı yaparlar ve kıyamete kadar da yapacaklar.
Bayram yalnızca varlıklı olanların değil herkesin olsun diye de tedbirler alınmış. Ramazan bayramında fitre, kurban bayramında kurban eti dağıtılıyor. En azından bayram günlerinde yokluk yüzünden neşesiz kalınmasın diye varlıklı olanlar, yoksul olanlarla ilgileniyorlar. Bu ilgi, bayram sonrasında da din ve insan kardeşlerimizin yanında ve yardımında olmanın yolunu açıyor, eğitimini veriyor.
Geçtiğimiz günlerde bir tv programında “ABD'de yaşayan dindar Yahudilerle yapılmış” bir röportajı dinledim. Hem din adamları hem de sıradan Yahudilerin şu ifadeleri ibrete şayan idi: “Rabbimizin bazı buyruklarının hikmetini (niçin böyle olduğunu) bilmeyebiliriz, ama bunları da yaparak O'na mutlak itaatimizi, bağlılığımızı ortaya koyarız.”
Yahudi böyle diyor ama bazı Müslümanlar “Kurban kesilmese de olur, bedelini yoksullara verin” diyerek din kuralı koymaya kalkışıyorlar. Bu kafada olanlar cami ile okulu, İmam Hatip okullarıyla diğer okulları da karşı karşıya getiriyor, birini bırakıp diğerini yapmaya teşvik ediyorlar. Halbuki doğru olan, her ikisinin de yan yana olması, ihtiyacı ve talepleri karşılayıncaya kadar devam etmesidir.
Yılda bir defa kurban kesiliyor, hem bayram günlerinde hem de diğer günlerde başka şekillerde yardımların da kapısı açık. Bunların birini diğerinin yerine koymak niçin?
Kim ne derse desin, müminler dinlerinin gereğini yerine getirecekler ve dünyada ibadet huzuru ve hazzı ile, ahirette ise Rabbimizin tarif edilemez lütufları ile mutlu olacaklardır.
Bayram münasebetiyle bütün insanlığa selamet, müminlere de iki cihanda mutluluklar diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.