Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Bir fütüristin geleceğe dair notları

Bir fütüristin geleceğe dair notları

Esasında fütürology tarih ilminin bir simetrisidir. Biri maziye, diğeri geleceğe bakar. Tarih keşfi kadim ise fütürology de keşf-i mustakbel veya Arapların kavramlaştırdıkları şekilde iştişfaf bi'l mustakbel'dir. Lakin fütürolog veya fütürist ile müneccim arasında dağlar kadar fark var. Müneccimlik de icabında fütürology'nin bir şubesi sayılabilirse de fütürology müneccimlik değildir. Bu bağlamda her müneccim bir fütürolog olmakla birlikte her fütürolog bir müneccim değildir. Bilindiği gibi, Osmanlı'da müneccimbaşılık diye bir kurum vardı. Bir nevi fütürology'nin işlevini görüyordu. Bu yazıda bir müneccimden ziyade bir fütüristten bahsediyoruz. Yıllar önce bazı yazılarımda kendisinden bahsettiğim Faslı Mehdi Mencere. Mehdi Mencere, Arapça ve Fransızca onlarca kitap yazmış 75'lik yaşına rağmen dünyaya, gelişmelere ve ilme ilgisini hiç kaybetmemiş zinde bir gelecek bilimci. Aşağılama ve İntifadat gibi eserlerin sahibi. 6/12/2008 tarihinde Ziyare Hassa programında kendisini dinlemek için programlanmıştım. Lakin evdeki hesap çarşıya uymadı, bir mania yüzünden canlı olarak kendisini dinleyemedim. Merak ettiğim için sonradan Kanal'ın internet sitesi üzerinden konuşmayı okudum. Gelecekle ilgili penceremde yeni ufuklar açtı ve bunları sizlerle paylaşmak istedim. Konuya girmeden önce bir özelliğini daha nazara verelim. Fas, seyyidler ve şerifler yani hüseyni ve haseniler yurdudur. Mehdi Mencere de haseni bir geçmişe sahip yani şeriftir. Lakin Behiç Kılıç'ın Şerif Mardin için söylediği tarzda o bir Amerikan şerifi değil. Yerli şerif. Bununla birlikte, Fransızlara tepkisinden dolayı uzun yıllar eğitim için ABD'de bulunmuş. Lakin Green Card hamillerini Kore savaşına gönderme planından dolayı hemen bu ülkeyi terk ederek Londra'ya yerleşmiş ve doktorasını buradan almış. Yani hakkaniyet sahibi bir devlet adamı, düşünür ve yazar.
***
Programda ABD'nin geleceğine dair bazı öngörüler aktardı. Bunlar açık istihbarat türünden. Aktardığı kesitlerden birisi de Hillary'nin kocası eski Başkan Clinton'a ait. Clinton 31 Aralık 1999 günü yani 20. yüzyılın son günü ve gecesinde Sixty Minutes adlı programda konuşmuş ve konuşması esnasında ağzından şu ibareler dökülmüş: We know that within 15-20 years we no longer will to be first power... Yani demiş ki, biz 15-20 yıl içinde dünyanın ilk ve en büyük gücü olmaktan çıkacağız. İşte dedikleri oğul Bush döneminde 8 yıl içinde gerçekleşti ve tek kutuplu dünya teorisi BOP'la birlikte çöpe atıldı. Clinton akabinde şunları söyler: And we know that after forty years we may not be second and third power... Yani mealen diyor ki, biz 40 yıl sonra belki ikinci veya üçüncü güç olmaktan da çıkacağız. Burada Nixon'ın bir ifadesini hatırlamamak nasıl mümkün olabilir! Hazret diyor ki: Bize en rakip güç bütün dağınıklığına rağmen İslâm dünyasıdır. Kazablanka'dan Cakarta'ya ve Çin Seddi’ne kadar yeknesak bir kültür var ve bu dağınık tespih taneleri yeniden dizilir ve birbirine kenetlenirse İslâm dünyası bizim yerimizi alabilir. Madem Nixon'ın tarihi tanıklığına başvurduk; öyleyse Türkiye'nin yeri hususunda Clinton'ın İstanbul'da söylediği ve unutulan bir ifadesini de ihmal etmeyelim: 20. yüzyıl Osmanlı'nın dağılması üzerinden şekillendi. 21. yüzyıl da Türkiye üzerinden şekillenecektir.
***
1988 yılında Mehdi Mencere, Arap dünyasının da dahil olduğu Üçüncü Dünya ülkelerinin 25 savaş geçireceğini ve bu savaşlarda 2.5 milyon insanın telef olacağını ve öleceğini söylemiş. Diyor ki: "Ben Irak'ı ve burada irtikap edilen vahşeti görememiştim. Huntington gibi ben de medeniyetler çatışması tezine inanıyorum. Ve bu bağlamda Irak ve Afganistan işgalleri birinci ve ikinci medeniyet savaşlarıdır. Lakin ben Huntington gibi bu hususta determinist değilim. Panzehirini de söylüyorum. Medeniyetler savaşı kültürler diyaloğu üzerinden yumuşatılabilir veya engellenebilir. Huntington'dan farklı olarak ben bunları da söylüyorum..."
Alparslan Türkeş'in benzeri tespitleri de Mehdi Mencere'nin istikbale dair düştüğü notlarını teyit ediyor. Türkeş de ABD'de eğitim almış, bu ülkede bulunmuş ve bu ülkedeki gelişmeleri yakından takip etmiş siyasi simalardan birisiydi. Yeniçağ gazetesinden Yavuz Selim Demirağ'ın aktardığına göre, Türkeş, 1987 yılında ABD'nin 25-30 yıl içinde dağılabileceğini öngörmüş. 1993 yılında ABD dönüşünde de bunu tekraren teyit etmiş ve bu defa geçen zamanı kayıttan düşerek ABD'nin 20 yıl içinde çökebileceğini ifade etmiş (30/11/2008, Yeniçağ gazetesi). Mehdi Mencere'nin Arap Birliği, Filistin ve İsrail meselesiyle ilgili başka çarpıcı değerlendirmeleri varsa da onlar bir başka yazının konusu olsun...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi