Merve Kavakçı İslam

Merve Kavakçı İslam

Krizli ülke

Krizli ülke

Bir değil birden çok alanda sancılar yaşıyoruz hiç şüphesiz. Buna endişeyle mi yaklaşmalıyız yoksa umutla mı diye sorabilirsiniz. Her ne kadar sıkıntılı bir döneme işaret ediyorsa da gelişmeler, Türkiye’nin uzun süreli geleceği açısından her birinin yapıcı olacağına inanmak istiyorum. Baykal’ın çarşaf açılımı, yaklaşan yerel seçimlerle gelen AKP-DTP eksenli ideolojik savaşlar, bütçe görüşmelerinde çekilen kılıçlar, Ergenekon’un ifşasıyla gelen kırılma, bütün bunların zaman zaman da çelişkisel duruşu, hepsi umuda yolculuğun sancıları. Zıtlıklar içinde gelecek bir çekim kuvvetine işaret ediyor olmalı. Baykal ki kemikleşmiş laisizmin siyasal cephesinin başında, bir taraftan Türkiye’nin seksenbeş yıldır dört elle sarıldığı modernizasyon ipini övüyor, göğsünü gere gere “Türkiye modellik teşkil ediyor” diyor, diğer taraftan da bu modernizasyonun ne yapsa ne etse de bir türlü baş edemediği geleneksel simgelere teslim oluyor. Evet bu bir teslim oluştur. Pes ediştir. Hem de bütün uyarılara rağmen. Hem de partisinin genelini karşısına alma pahasına da olsa. İlginçtir, Baykal Türkiye’nin modernizasyon tecrübesinde bir şekilde yerini almayı başaran “türban”ı görmezlikten geliyor ama bu tecrübeyle en büyük tezadı oluşturan çarşafı övebiliyor. Haliyle de tepki alıyor. CHP’li kartal kadınlar onu orada burada sorgu sual yoruyorlar ama konu başörtülü eğitimli kadının -ki Baykal ve güruhuna göre onlar türbanlı kadınlardır- sosyal hayata katılım hakkına gelince, Baykal da kartal kadınlarla aynı safta buluşup onların tebessümlü bakışları arasında bir “Olmaaaaz” deyiveriyor. Eeee, nasıl oluyor da “olabiliyor” bu? Çarşaflı kadınların politize edilmesine çanak tutuluyor. “Sen söyle giyindin, böyle giyinmedin, o zaman size kapım kapalı, olur mu hiç böyle demek, bu insanlığa sığar mı söyleyin?” demekle çarşaflı kadınlar CHP’li olmaya teşvik ediliyor. Sadece çarşaflı mı? Hayır, aynı zamanda türbanlı, köylü-şehirli başörtülü kadınlar, kim varsa politize olmaya davet ediliyor. Gelsin hepsi, çarşaflısı, türbanlısı, çemberlisi, yemenilisi, onlarla birlikte “oylar” da gelsin! İşte bu noktadan sonra tıkanma başlıyor: Okkalı bir ammadan sonra eğitim ve çalışma hayatına katılım yani sosyalizasyon talebi bu kadınların geri çevriliyor. Politize ol ama yaşama! Oyunu ver ama okuma yazma! Beni destekle ama başka bir şey isteme! Altı kaval üstü şişhane bir durum yani. Nereye varacağı hesap edilmeden söylenen sözler… Bu tenakus çok normal bir şeymiş gibi Baykal parti içi muhalefeti dindirmek için yine gerine gerine “Hayır efendim, önce bizim neyi savunduğumuzu anlayalım”la başlayarak başörtüsünün zararlarını anlatıveriyor.
Haa şimdi bu lafların zararı olabilir mi? Olabilir. Kime? Olsa olsa Baykal’a. Zira yerel seçimlerin sonunda turnusol kağıdının rengi belli olacak. Seçmen de olur ya bu sefer kanarsa, bir dahaki seçimde Baykal’ı affetmeyecek. Cezası geneli ve yereli ayırt etmeden verecek. Öte yandan bu tartışmaların faydası var mı? Elbette var. Tartışma başladı bir kere. Geri dönüş yok. Bu noktada yapılması gereken en önemli tesbit de Baykal’ın ister bilinçli olarak ister bilinçsiz olarak bu ülke kadınını yıllardır inim inim inleten başörtüsü yasağı zulmüne en önemli darbelerden birini vurmuş olması. Şimdilik kısa dönemde pragmatist ve bir o kadar da oportünist bir yaklaşımla oy avcılığıyla doğru orantılı olarak konumlandırılan çarşaf, başka bir alanda değil de siyasi alanda yerini bulunca bunun arkası kesilemeyecektir. Çünkü konu öyle herhangi bir sembolün, simgenin değil, yüklü anlamlar taşıyan, Baykal’ın güruhu tarafından en kabul edilirlikten uzak ve hatta asla kabul edilemez olan bir simgenin Baykal’ın onayı ve teşvikiyle siyasileşmesidir. Çarşaf yirmibirinci yüzyılın Türkiye’sinde artık bir simgedir. Tek tipçi tepeden inme cumhuriyet modernizasyonundan muzdarip bir CHP’nin konuyla ilgili bazı temel taşları yerinden oynatıp yeni bir düzenleme çabasına girişinin simgesidir. Bize de “bu adamın başına bir ton kiremit mi düştü, bir anda böyle yüzseksen derecelik bir değişimi insanın aklı almıyor” demek kalıyor..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Merve Kavakçı İslam Arşivi