Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Asım’ın Nesli Diyordun Ya

Asım’ın Nesli Diyordun Ya

Merhum Akif’in umut dolu Asım’ın neslini Çanakkale’de görüyoruz en çok. O nesil özlemiyle hayatının son anına kadar umut içerisinde yaşayan Akif, bizlere bıraktığı mirasıyla da yeni Asımlar yetişmesini istemiş ve bu özlemle hayata gözlerini yummuştur.
Akif, Asım’ın neslini şu iki mısrasıyla öyle bir tarif ediyor ki, insanın sonsuza dek umutla yaşamasını öğütlüyor sanki. “Sen ki İslâm’ı kuşatmış boğuyorken hüsran/ O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın.” Çanakkale böyle bir nesille zafere ulaşmıştır.
Bir soru: “Mehmet Akif gibi münevverlerimizi sadece doğum ve ölüm yıldönümlerinde mi anmalı ve anlamalıyız?” Elbet böyle olmamalı. Onlar birer ışık olarak hep önümüzü aydınlatmalı ve bu aydınlıkta yolumuzu bulmalıyız.
Aylık çıkan Yenidünya Dergisi bu ayki sayısında merhum Akif’i kapak dosyası yaparak tanıtmaya çalışmış. Çok güzel kalemlerin misafir olduğu derginin sayfalarında muhteşem bir Akif çıkıyor karşımıza. Hepsinin de ellerine sağlık.
“Bir Ahlak ve Karakter Abidesi Mehmet Akif” başlığıyla Vehbi Vakkasoğlu, derginin sayfalarına konuk olmuş. Akif’ten hatıralarla harika bir portre çizmiş. Akif’in yazdıklarını bir tarafa bırakalım, sadece insanca yaşamak istediğini ve etrafındakilere insanca yaptığı muamelelerle bile muhteşem bir rehber insan olarak hepimize örnek olmalı.
Günümüz insanlığının vazgeçilmez en büyük zaaflarından biri olan; “verilen sözlerin” tutulması hususunda Akif yine çok önemli bir örnektir. Mehmet Akif, sözü senet olan adamdır. Onun sözünde duramaması için, ya ağır hasta olması ya da ölmesi gerekir. Sözünün gereğini yerine getirmeyene, insan nazarıyla bakmaz.
Vallahi Akif’in bu özelliğini utanarak yazıyorum. İşte Asım’ın neslinden Akif’in istediği tek özellik budur. Sözünü bilen ve tutan adam, diğer dünyevi ve uhrevi işlerinin hepsini yerine getirir. Çanakkale Savaşı’ndaki Asım’ın nesli böyle bir nesilmiş işte. Akif’in övdüğü o nesilden biz torunlarına bakınca yüz kızarıklılığımızın hiç eksilmemesi gerekiyor.
Yenidünya Dergisi’nin kapak konusundaki Akif’in ikinci konuğu Mustafa Armağan. “Asım’ın Nesli Projesi” üzerine yazan Armağan, Akif’in gözüyle yakın tarihi irdelemiş ve Asım’ın neslinin ne zaman kazandığı ve ne zaman hangi özelliklerinden dolayı kaybettiğini pek güzel ortaya koymuş.
Mustafa Armağan, hem Akif’i hem de Asım’ın neslini nasıl geri getireceğimiz hususunda da şu tarihi soruyu soruyor: “Her ikisini, yani Akif’i ve Asım’ı bir dedektif gibi bulmayı, ülkeye geri getirmeyi ve kaldıkları yerden görevlerini kim veya kimler üstlenecektir? Bu evsizlik halini kim sona erdirecek, bu tarihi cesareti kimler gösterebilecektir? Ve nihayet ‘eve dönüş’ nasıl başarılacaktır?”
“Bir Düşünce Adamı Mehmet Akif Ersoy” başlığı ile de Ali Haydar Haksal derginin bir diğer misafiri. Mehmet Akif’i içinde bulunduğu İmparatorluğun zor zamanlarından bugüne; Necip Fazıl, Sezai Karakoç ve Yahya Kemal üçgeninde ele almış.
“Mehmet Akif’in Berlin Hatıraları” başlığıyla da Mehmet Akyürek bir başka konuk. Mehmet Akif’in Berlin hatıraları bir milletin değil, dünya Müslümanlarının o gün ve bugün ne halde olduklarını anlatması bakımından çok önemli.
Milletlerin tarihleri kendi gelecekleri için birer aynadır. Mehmet Akif’in Berlin’de yaşadıkları ve anlattıkları eğer, resmi tarih tarafından doğru yazılabilseydi ve hasıraltı edilmeseydi, bugün Türkiye olarak belki de çok daha güçlü olur ve o günkü yıkıntılardan daha güçlü olarak doğabilirdik.
Akif Berlin’de dünyaya sadece Türkiye cephesinden bakmamış, dost düşman, bütün ülkelerin cephesinden bakmış ve güçlü olan ülkelerle, zayıf düşürülen ülkelerin hangi şartlarda bu hale geldiklerini yerinde gözlemlemiş.
Ne yazık ki, Akif Berlin dönüşünde, ruh dünyasında taşıdığı kederlerle, gönül dünyasında taşıdığı zenginlikleri anlatma imkânı bulamaz. Akif’i yine büyük bir hüsran beklemektedir. Cephede kazanan Asım’ı anlayamayanlar, kaybetmek üzere masaya oturmuştur. Akif’i doğru anlamak için derin ve hızlı bir mesaiye başlamalıyız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi