Çıldıran Nuri durdurulamıyor
Eserlerinin İngilizce, Almanca ve Fransızca'ya çevrildiğini söyleyerek, hava atan ilahiyatçı Yaşar Nuri Öztürk, 'uluslararası' bir ilahiyatçı kimliğin verdiği rahatlıkla, küfür ve hakaretlerine yenilerini ekledi.
Şahane isimli danışmanıyla eşini aldattıktan sonra adı 'Aldatan Nuri'ye çıkan ve Mehmet Şevket Eygi'nin 'Bırakın küfretsin, ne mal olduğu ortaya çıksın' dediği ilahiyatçı Yaşar Nuri Öztürk, bakın bugün Şevket Eygi için neler yazdı:
Hurafe soytarısına açık mektup (4)
Talihsiz ve nasipsiz adam!
Sen, beni, yaptığı her şeyi şöhret ve para için yapan biri olarak gösterme gayreti içindesin. Güya bu şeytanî oyunla, beni seven insanları saptıracaksın.
Her şeyi bir kenara koyalım, benim bunlara ihtiyacım mı var?
Dünyanın en büyük üniversitelerinde fikirlerimi, tezlerimi tetkik eden İngilizce, Fransızca, Almanca ona yakın doktora tezi yapıldı. Ben hangi şöhretin peşinde koşacağım? Bana bu itibarı sağlayan Kur’an’a hizmet dışında ne amacım, ne emelim olabilir!
Altmış yaşına merdiven dayamış bir insanım. Şu kubbenin altında dinime-imanıma, vatanıma hizmetten başka ne beklentim kalmış olabilir!
Sende zerre kadar insanlık ve Müslümanlık olsa bu soruları benden önce vicdanında sen sorardın.
Ama senin maksadın beni karalamak, açık düşürmek.
Boşuna uğraşma! Senden önce daha birçok müfteri bu işi yaptı; sonuç alamadılar.
Söze hiç utanmadan ‘Biz Müslümanlar’ diye girip benim gibileri dışlıyorsun. Seninle birlik olman isteyen kim? Allah’ın dinini rezil eden sen ve senin gibiler değil mi?
Müslümanlık senin ve senin gibi bazı hurafeci yobazların babasının malı mı?
Sen, kimsin de bir engizisyon papazı gibi dine-imana ambargo koyup “Bu bizim” demeye getiriyorsun.
Sen ne hakla böyle bir yetki kullanmaya kalkıyorsun? Sen bunun hesabını vermeyeceğini mi sanıyorsun.
Senin İslam, iman, Müslümanların hakları, onurları adına, İslam düşmanı emperyalistlere karşı hangi mücadelen var?
Söylesene ahlaksız, hayasız adam!
Ehlisalip ile, Kelimei Şehadet’in düşmanı Haçlılarla hangi kavgan var? Onlara uşaklık dışında ne yaptın?
Sen sadece bu ülkenin gerçek Müslüman aydınlarına, Türkiye’nin bağımsız kalması için uğraş veren solcusuna-sağcısına saldırmayı bilirsin.
Senin işin gücün, Anadolu’nun temiz, duygusal insanlarını birtakım engizisyon oyunlarıyla kandırıp onun bunun üstüne salmaktır. 1960’lı yıllardan beri yaptığın melunluk ve alçaklık hep budur.
Sen, beni ‘dalalette, cehennemde göstermeyi’ ana gaye edinmiş, nefsinin kin ve nefret dürtüleriyle sadece saldırıyorsun. Yapıcı hiçbir yaklaşımın yok. Kinle dini yana yana tutuyorsun.
Benim yıllar önce İlahiyat Fakültesine dekan olmamam için kaç yazı yazdığını, onursuz iftiralarla nasıl saldırdığını, halk biliyor. Sonunda ben o fakülteye dekan oldum, dokuz yıl bu görevi en küçük bir pürüz, çekişme, olay yaratmadan yürüttüm, sonra da ülkeme hizmet için yeni bir yola girdim, siyasete atıldım.
Senin derdin beni taciz ve tahkir etmek, birtakım fesat oyunlarıyla hurafeci birilerini benim üstüme salmak.
Benim, bunlardan tırsacak adam olmadığımı hâlâ anlamadın mı?
Habire, ‘ulema efendilerimiz’ edebiyatıyla Şintoist şirk yaygarası koparıp meseleleri bilmeyen halkın duygularını sömürüyorsun. Yanlış hesabı bırak, ezberini boz, fesat makinesi uğursuz adam!
Halk artık senin gibi tabanı aşınmış mahlukların ne mal olduğunu biliyor.
Sen, o ‘ulema’ dediğin insanların herhangi birinin herhangi bir eserini okuyup anlayabilir misin? Onların eserlerinin adlarını sayabilir misin?
Sen ne biçim Müslümansın ki, ben Kur’an dedikçe senin şirk virüsü bulaşmış kanın tepene çıkıyor. Neden Kur’an’dan böylesine rahatsızsın!?
Deccal çocuğu musun sen?
Yoksa engizisyon papazlarının torunu mu?
Zerre kadar vicdanın varsa şuna cevap ver: Eğer ben, ABD ile, AB ile sıkıfıkı olsaydım sen bana saldırır mıydın? Hayır, tam aksine benden sebeplenmek için çevremde yalakalık zilletine düşer, etrafımda çanakçılık yapardın. Benzerlerine yıllarca yaptığın gibi.
Yılları Kur’an’la nefes alıp vererek geçmiş bir fikir adamına hangi cüretle din ve sünnet dersi vermeye kalkıyorsun.
Senin ar damarın yok mu be mendebur!
Yoksa kendini Kur’an’ın üstünde mi görüyorsun?
Benim sünneti dışladığımı söyleyecek kadar ahlaksız bir müfterisin. Beni ‘habire Kur’an’ı öne çıkarmakla’ itham etmene bakılırsa esas sen Kur’an’ı dışlıyorsun.
Benim sünnetin gereksiz olduğunu değil ifade, ima eden bir sözümü göster, kalemimi kırayım. Namuslu adamsan bunu yap yahut benden özür dile. Haşa ki, ben, Hz. Peygamber’in sünnetini dışlayayım! Benim dışladığım, sünnet adı altında ümmete yutturulmuş Emevî yalanlarıdır.
Kitaplarımda onlarca, belki yüzlerce hadis yer almakta, o hadislere dayanan açıklamalar, yorumlar yapılmaktadır.
Hadis, sünnet başka bir şey, uydurma hadisler ve sünnet diye Arap örflerini yutturmak başka bir şey.
Ben hadis ve sünnete saygılı, uydurmalara karşıyım. Bunu, Kur’anî ve Muhammedî imanımın bir icabı sayıyorum.
Ben çıldırmış mıyım ki sünnetsiz, Peygambersiz bir din önereyim! Peygambere saygı, ona isnat edilmiş yalanları dinleştirmek midir?
O yalanları dışlamadan, Hz. Muhammed’e iman ettiğini sananlar sonunda şeytanla aynı yere gideceklerdir.
Din meselesinde rehberim ve önderim İmamı Âzam, aynı ithamlara maruz kaldı ve benim şurada kullandığım ifadelerin aynısıyla cevap verdi.
Git, oku, öğren. Hanefî mezhebinden olduğunu söylüyorsun; git İmamı Âzamı tanı. Onu tanırsan, senin gibi fesat mollalarının bugün bana yaptıklarının aynısının, yaşadığı zamanda İmamı Âzam’a yapılmış olduğunu göreceksin.
Dehşet verici bir biçimde göreceksin.
Saldırmadan önce sadece salya biriktirme, biraz da bilgi biriktir.
İLGİLİ HABERLER:
MEHMET ŞEVKET EYGİ'NİN, YAŞAR NURİ'NİN KÜFÜRLÜ YAZILARINA CEVABI
YAŞAR NURİ'NİN İLK GÜNKÜ KÜFÜRLERİ
YAŞAR NURİ'NİN İKİNCİ GÜNKÜ KÜFÜRLERİ
YAŞAR NURİ'NİN ÜÇÜNCÜ GÜN KÜFÜRLERİ
MEHMET ŞEVKET EYGİ'NİN YAŞAR NURİ'Yİ KIZDIRAN YAZISI
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.