Temizöz'den Başbuğ ile ilgili şok sözler!
Temizöz, "Başbuğ'un bünyesinde bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri personeli hakkında beyanda bulunması nasıl yargıya müdahale olur? Avukatların basına sızan KCK iddianamesiyle ilgili suç duyurusunda bulunması müdahale değil mi?" dedi.
Duruşmada savunma yapan Temizöz, müdafi avukatların Genelkurmay Başkanı hakkında şikayetçi olmasını eleştirdi. Temizöz, "Bizim davaya karışmayan var mı? Gazete ve TV'lerde bu davayla ilgili özel programlar yapılıyor. Ayrıca nöbetçi kanallar daha duruşma günü gelmeden ve duruşma öncesi önceki ifadeleri anlatıyorlar. Bunu kamuoyunu bilgilendirme amacıyla yapıyorlar. Başbuğ'un bünyesinde bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri personeli hakkında beyanda bulunması nasıl yargıya müdahale olur? Avukatların basına sızan KCK iddianamesiyle ilgili suç duyurusunda bulunması müdahale değil mi?" diye konuştu.
Asker-polis çatışması olduğu yönünde tartışmaların yapıldığını dile getiren Temizöz, "Her yerde emniyetle dayanışma içinde çalıştık. Cizre'de bazı yerleri protokolla emniyetten aldım. Buralarda emniyet yetersiz kalıyordu. Polislin yetersizliğini önlemeseydik katliamlar olurdu. Halen il jandarma görevini yürütüyorum. Davalarda sürekli tahrik ediliyorum." ifadelerini kullandı.
Demokratik açılımı da eleştiren Temizöz, şunları söyledi: "Bu dava açılımın bir yönü mü? Bu dava sabote edilmeye çalışıyor. Artık bazı gerçeklerin ortaya çıkması gerekir. Burada ideolojik savaşın mahkeme cephesini açmışlar. Beni ırkıçılıkla suçlayan kanım canım Cizre halkına helal olsun."
Temizöz, mahkemeye sunduğu 13 sayfalık savunmasında müdafi avukatlardan bazılarını örgüt kuryeliği yapmakla suçladı. Temizöz, "Benim kardeşim halk mahkemesinde yargılanmadı. Örgüt üyelerine kuryelik yapmadım ve ailemde teröre yardım eden yok. Bu kadar olup bitene rağmen ayakta kaldıysam bu suç mu?" dedi.
Temizöz'ün bu ifadesi üzerine müdafi avukatlar Temizöz'ün kimi suçladığını açıkça söylemesini istedi. Ancak Temizöz, yazılı savunmasında isimlerin yer aldığını söyledi.
Sanıklardan Adem Yakın ise savunmasında tanıkların yönlendirildiğini illeri sürerek, "Terör örgütünde vahşi bir kaplandım. Bu vahşi kaplanı tekrar kazandıran TSK ve onun yargıçlarıdır. Tanıkların eline verin üç tane taş, doğruyu söyleyecekler mi? Ama bunların eline Kur'an-ı Kerim verseydiniz bunları söylemezdiler. BDP'li milletvekilerinin akrabaları gibi hakkımda KCK'dan suroruşturma açılınca Kuzey Irak'a kaçmadım." şeklinde konuştu.
Cihan
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.