'İmralı benim eserimdir'
Neşe Düzel'e konuşan Yıldırım, Türklerle Kürtleri Ergenekon'un çatıştırmak istediğini söyledi. "Silahların patlaması isteniyor. Öcalan'ın eline bir program verdiler, onu uyguluyor. Öcalan PKK'ya, derin devlet de Öcalan'a hakim." diyen Yıldırım, Ergenekon tasfiye edilmeden bu topraklarda kaos ortamının bitmeyeceğini vurguladı. Referandumla ilgili BDP'nin politikalarını tutarsız bulan Yıldırım, "Anayasa değişikliği, Kürtlerin de Türklerin de lehine olan bir demokratik değişim. Bunu nasıl boykot edersin? BDP hatalarını görmezse çok şey kaybeder." uyarısını yaptı. Teröristbaşı Öcalan teslim olduktan sonra PKK'da bir dağılma sürecinin başladığını da anlatan Yıldırım şu iddiayı dile getirdi: "PKK'nın dağılma sürecini durdurmak için 'Asrın Avukat Bürosu' diye Genelkurmay onaylı yüzden fazla avukatlı bir yapı tesis ettiler. Öcalan'ı ve PKK'yı bu avukatlar yönetiyor."
Abdullah Öcalan'ın İmralı sürecinde derin devlete teslim olduğunu öne süren Hüseyin Yıldırım, Öcalan'ın bütün amacının kendisini kurtarmak olduğunu, yaşamı karşılığında, kendisine dayatılan şeyleri yaptığını söyledi. "Eğer İmralı'da kendisine 'şunu yap, bunu yap' denmese, dışarıda iki asker öldürüldüğü zaman Öcalan'ın ödü kopar" diyen Yıldırım, şimdi kendisine çatışmanın dayatıldığını, Öcalan'ın artık derin devletin denetiminde olduğunu ve onun dediğini yaptığını anlattı. Öcalan'ın son dönemde Mustafa Kemal'i, Kemalizm'i Kürt halkına sevdirmeye gayret ettiğine dikkat çeken Yıldırım, "Geçmiş Kürdistan ayaklanmalarını da gerici isyan olarak niteledi. Derin devletin istediği şey değil mi bu? Öcalan, derin devlete teslim oldu, onun her dediğine evet dedi. Bu açık. Bunu görmemek için kör olmak lazım." şeklinde konuştu. Kürt sorununun çözümünde derin devletin rolünün görülmesi gerektiğini vurgulayan Yıldırım'a göre derin devlet kaos ortamının devam etmesini, silahlı mücadelenin sürmesini istiyor. Hedefinde de AK Parti var. AK Parti'yi düşürmek için kaos ortamı gerekiyor. Öcalan emir veriyor, Kandil alet oluyor. "Çözüm için kaos ortamının bitmesi şart." diyen Yıldırım şöyle konuşuyor: "Ergenekon tasfiye edilmeden de bu topraklarda kaos ortamı bitirilemez. Türklerle Kürtleri karşı karşıya getirmek, çatıştırmak isteyen Ergenekon'dur. Derin devlet, silahların patlamasını istiyor. Ne diyeyim... Ergenekon, Öcalan'ı esir almış. Öcalan da Kandil'i esir almış. Dağdaki insan da zor durumda. Talimatını yerine getirmemek, Öcalan'ı reddetmektir. Dağdaki insan ise Öcalan'ı bir ilişki kanalı olarak, çözüm üretebilecek yer olarak görüyor."
Hüseyin Yıldırım, Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile Yalçın Küçük ve Mihri Belli'nin Öcalan'ı, 'Yaşasın başkan' diye çok pohpohladıkları bilgisini veriyor. Yıldırım, Küçük'ün, 'İmralı benim eserimdir' dediğini belirtiyor. PKK içindeki ajanlık suçlamalarında Doğu Perinçek'in de rolü olduğunu söyleyen Yıldırım, "Perinçek, Bekaa kampına geldi, Öcalan'la sarmaş dolaş oldu. Sonra döndü, 2000'e Doğru Dergisi'nde 'Bekaa kampında ajanlar var' diye yazı yazdı. Bu yüzden kampta 12 kişi kurşuna dizilmek üzereydi ki, Mehmet Şener kurtardı." diye konuştu. PKK'da Öcalan'a muhalefet eden birçok ismin öldürüldüğünü söyleyen Yıldırım, "Benim kurtulmam bir tesadüftür. Benim muhalefet ettiğim tarihlerde, kim ona muhalefet ettiyse öldürüldü. Zaten her öldürttüğü insan için 'benim yerime göz dikmişti, beni tasfiye edecekti' dedi. Bekaa'da bir sürü kişiyi ajan diye kurşuna dizdiler. Bekaa'yı kazın, yüzlerce ceset çıkar." dedi.
Zaman
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.