İstiklal Mahkemesi Ankara'da hortladı
HASAN TOSUN'un haberi
Karanlık güçlerin Vakit’i susturma planları sürüyor. Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olan 3 davada yargılanan gazetemiz Yazı İşleri Müdürü Ahmet Karahasanoğlu’na, ifadesi bile alınmadan mahkûmiyet kararı verilmesi, akıllara bundan 90 yıl önce önüne geleni sorgusuz sualsiz asıp kesen İstiklâl Mahkemelerini getirdi.
İlk defa sanıkların savunma hakkının kullandırılmadığı İstiklâl Mahkemesi, resmi rakamlara göre yaklaşık 2000 masum insan hakkında idam kararı vermişti. Sanığın ifadesinin bile alınmadan hüküm verilmesi, “İstiklâl Mahkemesi 90 yıl sonra Ankara’da hortladı” yorumlarına neden oldu.
“İSTİKLÂL MAHKEMELERİNİ BİLE GEÇTİ”
Mahkemenin kararına hukukçular, siyasiler ve STK’lardan sert tepki geldi. Vakit’e konuşan Emekli Cumhuriyet Savcısı Ali Karcı, savunma hakkının ilk defa İstiklâl Mahkemeleri döneminde kısıtlandığını belirterek, “O zamanlar belki normal kabul edilebilir ama bugün mahkeme bu kararı ile İstiklâl Mahkemelerini bile geride bırakmıştır” dedi. İfade almadan karar verilmesinin hukuk rezaleti olduğunu belirten Karcı, “Sanık kaçsa bile böyle bir karar verilemez. Savunma hakkı kısıtlanamaz. Bu karar temyizde bozulur” diye konuştu.
“İFADESİ ALINMADAN
KİMSEYE CEZA VERİLEMEZ”
AK Parti Konya Milletvekili Hüsnü Tuna ise Türkiye’de yargının siyasallaştığını ve bu nedenle her türlü karar çıkabileceğini söyledi. Tuna, “İfadesi alınmadan kimseye ceza verilemez. Bu karar çok incitici ve hukuka uygun değildir” dedi. Kararın AİHM’de hak ihlâli olarak görüldüğünü hatırlatan Tuna, “İfadesi alınmadan verilen karar üst mahkemeden döner. Üst mahkemeden dönmezse AİHM’den döner. Yargı adına üzücü bir karar” diye konuştu.
“TESİS EDİLEN HÜKÜM SAKATTIR”
Dicle Üniversitesi Anayasa Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem ise sanığın ifadesi alınmadan hüküm tesis edilmesinin hükmü sakatlayacağını söyledi. Erdem, “Ceza davasında sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilebilmesi için adli hakikatin ortaya çıkarılması gerekir. Hakikatin ortaya çıkması için ise sanığın da ifadesinin alınması gerekir. Çünkü savunma hakkı en temel haklardandır. İfade alınmadan hüküm tesis edilmesi, o hükmü sakatlar” dedi.
“KARAR, BİR HUKUK SKANDALIDIR”
Mazlum-Der Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal da kararın kabul edilebilir bir yanı olmadığını belirterek, “Karar, bir hukuk skandalıdır. Hiç kimse savunma hakkından mahrum edilemez” dedi. İfadesi alınmadan mahkûmiyet kararlarının İstiklâl Mahkemeleri döneminde olduğunu hatırlatan Ünsal, “Ben bu kararın Yargıtay aşamasında geri döneceğine inanıyorum. Yanlış karar veya hesap Bağdat’tan döner” diye konuştu.
HUKUKA GÖRE HAREKET ETMİŞ!..
Telefonla ulaştığımız Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi Başkanı Hakim Kürşat Hamurcu, mahkûmiyet kararı vermesinin hukuka uygun olduğunu ileri sürdü. Hamurcu, “Ben hukuka göre hareket ettim. 20 yıllık meslek hayatımda hep böyle davrandım” dedi. Dosyalara bakarken isimlere asla bakmadığını iddia eden Hamurcu, şöyle konuştu: “Ben meslek hayatım boyunca hiç isimlere bakmadım. Ahmet Karahasanoğlu ismini gazetenizdeki haberden gördüm.”
ERTOSUN DA “ÖYLE ŞEY OLMAZ” DEDİ
Hakim Hamurcu’nun arkadaşı HSYK Üyesi Ali Suat Ertosun da karara isyan etti. Vakit’e konuşan Ertosun, “Dosyayı incelemedim. Ancak sanığın ifadesi alınmadan karar verilmesi yanlıştır. Öyle şey olmaz” dedi. Skandal kararı veren Hamurcu’nun yakın arkadaşı olduğunu kabul eden Ertosun, “Kürşat Hamurcu ile tanışırız, arkadaşımız olduğu doğrudur. Kendisi iyi bir hukukçudur. Böyle hatalar yapmaz” diye konuştu.
VAKİT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.