'Hayır diyen ülkücülere hakkımı helal etmem'

'Hayır diyen ülkücülere hakkımı helal etmem'
12 Eylül döneminde idam edilen 50 isimden biriydi Selçuk Duracık. Manisa-Turgutlu'da meydana gelen olaylardan sonra tutuklanmış, sıkıyönetim mahkemesi tarafından idama çarptırılmıştı.

4 Haziran 1983'te darağacına çıktığında 22 yaşındaydı. Annesi Birsel Hanım 27 yıldır gözyaşı döküyor. Darbecilere yargı yolunu açacak anayasa değişikliği paketini de dört gözle bekliyor. Bu ülkede darbelerin yaşanmaması ve anaların bir daha ağlamaması için referandumda 'evet' oyu vereceğini söylüyor. Birsel Duracık, oğluyla beraber aynı davaya inanmış ülkücülere ise "O pakete hayır derseniz, hakkım size helal değildir." diye sesleniyor. Darbecilerin birçok ailenin yuvasını yıktığını, insanları cezaevlerinde işkenceden geçirdiğini hatırlatan acılı anne, ülkücülerin bunları unutmamasını istiyor. "Yargılanma sırası darbecilerde." derken, ülkücülere güvenini de şu sözlerle dile getiriyor: "Her şeye rağmen onlar ne yapacaklarını iyi bilirler." 

Selçuk Duracık, 12 Eylül darbesine giden günlerde Manisa'nın Turgutlu ilçesinde meydana gelen olaylardan sonra tutuklandı. Ardından idamı istendi. 4 Haziran 1983 tarihinde yağmurlu bir gecede idam edildi. Aradan geçen 27 yıla rağmen 70 yaşındaki annesi Birsel Duracık, oğlunu gözleri yaşla anıyor. Birsel Hanım, oğlunun suçlu olmadığına inanıyor. Buna inandıkları için oğlu Selçuk'u, 12 Eylül adaletine eşi Emrullah Duracık'ın teslim ettiğini söylüyor. Ancak tutuklandıktan sonra oğlunun 1 buçuk yıl kendilerine gösterilemediğini ifade ediyor. Ardından oğlu ile yaptıkları ilk ve son görüşmeyi şu şekilde aktarıyor: "Selçuk'u görünce tanıyamadım. Oğluma işkence yapmışlar, zayıflamış, yüzünün her yerinde derin yaralar açılmıştı. Halsizdi, ayakta duracak hali de yoktu. Bizi, görünce dayanamadı ağladı. Bize sarıldı. Son sözleri ise şöyle oldu: 'Ana hangi suçtan yargılandığımızı bilmiyorum. Ama, bizi de idamla yargılıyorlar. Fakat asılma durumumuz şu an için yok. Çünkü araya Ramazan giriyor. Sonrası Allah kerim."

Bu sözlerin ardından, oğullarının idam edilmeyeceğine inandıkları için bir nebze rahatladıklarını ifade eden anne Duracık, aradan birkaç gün geçtikten sonra, tarlada çalışırken oğlunun idam edildiği haberini aldıklarını kaydediyor. Acılı anne, o an yaşadıklarını hiç unutamadığını belirtirken, kocasının Selçuk'un cansız bedeninin gördükten sonra söylediği sözlerinden nasıl pişman olduğunu şu şekilde dile getiriyor: "Ben oğlumu, asması için mi adalete teslim ettim? Bilseydim asacağınızı, onu dünyanın diğer ucuna kaçırırdım.Türk adaletine sağ verdiğim oğlumun bana cansız bedenini verdiniz..." Birsel Duracık, eşinin, oğlu Selçuk'un kahrından hastalanarak birkaç sene sonra hayatını kaybettiğini dile getiryor.

Birsel Hanım, yaşanan onca acının ardından MHP yönetiminin referanduma karşı başlattığı 'hayır' kampanyasına anlam veremediğini söylüyor. "Ülkücüler unutmasınlar ki, darbe birçok ailenin yuvasını kararttı." diyen Duracık, şimdi yargılanma sırasının Evren'e geldiğini vurguluyor. Evren ve darbeyi gerçekleştiren diğer generallerin ceza almasalar da darbecilerin yargılanmasının önünün açılacağına dikkat çeken Duracık, şöyle devam ediyor: "Ülkücüler, en azından bunun için 'evet' demeliler. (MHP Genel Başkanı) Devlet Bahçeli ve partinin başındaki diğer kişiler, hapishanelerde işkencelere maruz kalmadıklarından, bizim gibi yavruları asılmadıklarından, yaşadıklarımızı anlayamıyorlar. Buradan bizi anlayan ülkücülere sesleniyorum, 'O pakete hayır derseniz, hakkım helal değildir.' Ben bu paketin geçmesi için 'evet' diyeceğim. 'Darbe bu ülkede yapılıp da benim gibi analar ağlamasın diye, bu adamların kemiklerini yargılayın.' diyeceğim. Ahirette de, iki elim onların yakasında olacak." Zaman

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.