Hrant olayına Müslümanca bakış

Hrant olayına Müslümanca bakış
Hrant Dink’in öldürülmesini protesto amacıyla yürüyüşler düzenleyerek “Hepimiz Ermeniyiz” diye slogan atan çevrelere Kocaeli’nden anlamlı bir cevap geldi. Kocaeli Kartepe İnsan Hakları Der

Kocaeli Kartepe İnsan Hakları Derneği, dün yaptığı kitlesel basın açıklamasıyla gündemdeki insan hakları ihlallerine tepki gösterdi. İzmit İnsan Hakları Parkı’nda bir araya gelen dernek yöneticileri ile üyeleri, üzerinde Hrant Dink’in fotoğrafı ile “Hrant’ın katili Ergenekon Çetesi” yazısı bulunan pankart ile “Hepimiz Ermeni değiliz”, “Elhamdülillah Müslümanız” ve “Müslüman olduğumuz için insan öldürmeye karşıyız” yazılı afişleri açtı.

KATİLLERİ KINAMAK İÇİN ERMENİ OLMAYA GEREK YOK

Kocaeli Kartepe İnsan Hakları Derneği Başkanı Ali Akbaş yaptığı açıklamada, Hrant Dink’in öldürülmesine karşı çıkmak için Ermeni kılığına girmenin bir anlamı olmadığına dikkat çekti.
Hrant Dink davasında verilen kararı eleştiren İbrahim Akbaş, cinayetin Ergenekon bağlantısının gizlenmesine tepki gösterdi. Dink cinayeti üzerinden “Hepimiz Ermeniyiz” söylemini geliştiren çevreleri de eleştiren Akbaş, masum bir insanın öldürülmesini kınamak için Ermeni olmak gerekmediğini, böyle bir tepkiyi ortaya koymak için Müslüman ve insan olmanın yeterli olduğunu bildirdi.

ERGENEKON ÇETESİ NEDEN GİZLENİYOR?

Açıklamasında Dink cinayetindeki Ergenekon örgütünün etkisine de dikkat çeken Kocaeli Kartepe İnsan Hakları Derneği Başkanı Ali Akbaş, “Organize bir şekilde Ergenekon şebekesi tarafından işletilen, Müslümanların üzerine atılması hedeflenen bu cinayetin suçu ufak bir çocuğun üzerine yıkılarak geçiştirilmek istenmiştir. Bu kararı kabul edebilmek mümkün değildir. Yıllardan beri Ergenekon şebekesi bu ülkede sistemli bir şekilde cinayetler işlemekte ve suçu Müslümanların üstüne yıkmaya çalışmaktadır. Sivas’tan Danıştay cinayetine, Rahip Santoro cinayetinden Malatya Zirve Kitapevi cinayetine kadar, Müslümanları kötü gösterme amaçlı cinayetler Ergenekon tarafından gerçekleşmiştir. İzmit’te de Protestan kilisesi kurşunlanarak kundaklanmaya çalışılmış, olayın faili, hırsızlıktan 25 sabıkası olan bir kişi çıkmıştır. Tüm bunlar Ergenekon’un Müslümanlar üzerinde oynamaya çalıştığı kirli oyunlardır” dedi.

ADALET BAKANLIĞI’NA ÇAĞRI

Adalet Bakanı ile HSYK’yı göreve çağıran Akbaş, şunları kaydetti: “Bu dava yeniden görülmeli ve arkasındaki azmettirici Ergenekon unsurları da gerekli cezayı almalıdır. Ergenekon’un yargı içindeki uzantıları temizlenmelidir. “Bağımsız yargıya müdahale ediyorlar” diye bas bas bağıranların kuyruk acısı bu olaydan sonra daha iyi anlaşılmıştır. Yargıdaki son müdahaleler dahi, ulusalcı, Ergenekoncu derin devlet yapısının yargı içindeki uzantılarını temizlemeye yetmemiştir. Bu durum halkta büyük bir rahatsızlık yaratmaktadır.”

MÜSLÜMAN OLDUĞUMUZ İÇİN İNSAN ÖLDÜRMEYE KARŞIYIZ

Müslümanlar olarak her insanın haksız yere öldürülmesine karşı olduklarını vurgulayan Ali Akbaş, “İnsan öldürmeye tepkiliyiz. Fakat Hrant olayında olduğu gibi insanların, tepki vermek için Ermeni olduğunu söylemelerine de tepkiliyiz. Elhamdülillah biz Müslümanız ve Müslüman kimliğimizle, Allah’ın emri olduğu için, masum bir insanın öldürülmesine tepkiliyiz. Tepki vermek için illa Ermeni kılığına girmek gerekmiyor, bunu yapanların da iyi niyetli olduğunu düşünmüyoruz. Bu sinsi bir oyundur. Katliama karşı olmak için Ermeni kılığına girmeye gerek yoktur, insan olmak yeterlidir. Burada, insanımızı Müslüman kimliğinden uzaklaştıran çirkin bir oyun oynanmaktadır. Yarın bir eşcinsel öldürülse, bu “hepimiz Ermeniyiz” lobisi de tepki gösterecek olsa, sokaklara hangi pankartla döküleceklerini doğrusu çok merak ediyoruz” diye konuştu.

Hrant’ın kardeşi, ETÖ’cülere sarılarak hasret giderecekmiş

Hrant Dink cinayeti davasında verilen karar ekseninde dönen tartışmalar, büyük bir çelişkiyi tekrar gündeme getirdi. Hrant Dink’in kardeşi Orhan Dink’in, “Nedim ve Ahmet’in çıkmasını bekliyorum, abimin hasretini bu kardeşlerime sarılarak gidereceğim” şeklindeki sözleri, durumu daha da ilginç bir hale getirdi. Ancak Şener’in cinayetin aydınlatılması için değil, tam tersine cinayette parmağı olanları aklamak ve Ergenekon’un üzerine giden kamu görevlilerini hedef tahtasına oturtmak için çaba harcadığına dikkat çekiliyor. Dink’i ölüme götüren sürecin startını Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz gibi Ergenekon sanıkları verdi. Kafes Eylem Planı’nda Dink’in öldürülmesinden “operasyon” diye bahsedildi. Soruşturmanın savcısı Hikmet Usta, “Cinayeti Ergenekon’un Trabzon hücresi işledi” dedi. Veli Küçük ile Dink davasının önemli sanıklarından Albay Ali Öz arasındaki ilişki gün yüzüne çıktı. Dink’i tehdit eden MİT’çi Özel Yılmaz korundu. Ve daha birçok delil cinayetin adresini gösteriyordu. Cinayette bütün yollar Ergenekon’a çıkmasına rağmen Nedim Şener, hedef saptırmak için elinden geleni yaptı.

FOYASINI SAVCILAR ORTAYA ÇIKARDI

‘Emniyet içi kavganın parçası olan Şener’in, Dink cinayetinin perde arkasını ortaya çıkarmaya çalışan ekibe savaş açtığı’ belirtiliyor. Savcı Cihan Kansız tarafından hazırlanan Odatv iddianamesindeki bilgi ve belgeler bu iddiayı destekliyor. İddianamede, ETÖ’nün Dink olayını psikolojik harp aracı olarak kullandığı gözler önüne seriliyor.

“DİNK KONUSUNDAKİ SAVUNMAMIZ ZORA GİRER”

Odatv’de ele geçirilen ‘Nedim’ isimli belgede, “Nedim’in emniyet bağlantıları önemli, irtibatlarını devam ettirsin. Toygun’un gazete ile problemleri var, Nedim çözebilir mi? Haber yayınlatamıyorsa biz neden değerlendirmiyoruz, Hanefi (Avcı) ve ekibini çok iyi tanıyor. Nedim ile Hanefi’nin Dink konusundaki görüş ayrılıkları gündem yapılmamalı, üzerinde durulursa savunmamız ve etkisini artırmamız zor olabilir, Nedim bu konuda duyarlı olmalı, çok fazla Hanefi’nin üzerine gidilmemeli, ana gündemden kopup Hanefi’yi tartışılır hale getirmiş oluruz” ifadelerine yer veriliyor. Savcılar incelenen bu belgenin, Soner Yalçın’ın talimatlarını içerdiğinin anlaşıldığını kaydediyor.

SAVCILARIN GÖZÜNDEN KAÇMAYAN AYRINTI

Yine ikisi de Ergenekon sanığı olan Nedim Şener ile Hanefi Avcı arasındaki ilişkinin anlatıldığı iddianamede, Şener’in 31 Ağustos 2010 günü Posta gazetesindeki köşesinde “Haliç’te Yaşayan Simonlar” kitabından alıntı yaptığı belirtilerek yazdığı kısımların, kitabın basılmış halinden değil de taslak halinden alıntı yaptığının açıkça anlaşıldığı vurgulanıyor.
Son olarak Dink davasından beraat eden Erhan Tuncel, karar duruşmasından önce yazdığı mektupta, dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in, Danıştay saldırısından sonra Ergenekon’un üzerine gittiği için hedefe konulduğunu söylemişti.



YENİ AKİT

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.