Diziler ve reklamlar alkole davetiye çıkarıyor

Diziler ve reklamlar alkole davetiye çıkarıyor
Dizi ve reklamların alkolü özendirdiğini ifade eden uzmanlar, hükümetin sigara konusunda olduğu gibi alkol konusunda da yasal düzenlemeye gitmesini istiyor. Alkol kullanma yaşının 11’lere indiğini belirten Yeşilay Cemiyeti Başkanı Av. Muharrem Balcı, dizi

Hükümetin sigaraya karşı başlattığı savaş so­nucu tütün mamulleri kullanımında yüzde 22 oranında azalma yaşanmasına rağmen, alkol kullanımındaki artış korkutuyor. Uzmanlar, dizilerin ve reklamların alkolü özendirdiğini vurgulayarak, hükümetin sigara konusunda olduğu gibi alkolde de bazı yasaklamalara git­mesini istedi.

BİR YILDA 2 MİLYON 200 BİN KİŞİ SİGARAYI BIRAKTI

Sigaraya uygulanan reklam yasağı ve hüküme­tin “Dumansız Hava Sahası” ile sigaraya karşı başlattığı savaşın sonuçları alınmaya başlan­dı. Türk Toraks Derneği’nin (göğüs hastalıkla­rı uzmanları ve solunum hastalıkları alanında çalışan hekimlerin kurduğu bir dernek) açıkla­dığı rakamlara göre, 2011 yılında 2 milyon 200 bin kişi sigara içme davranışını terk etti. Kullanım ise yüzde 22,5 azaldı ve 14 milyar lira vatanda­şın cebinde kaldı. Derneğin yaptığı araştırmalarda Türkiye’de bir yıl içinde tütün alımı için toplam har­canan paranın 20 milyar dolar ve tütünle ilişkili hastalıkların tanı ve tedavisi için harcanan paranın ise 30 milyar dolar olduğu belirtiliyor.

DİZİLER VE REKLAMLAR ALKOLÜ ÖZENDİRİYOR

Uzmanlar, alkol kullanım yaşının ilkokullara kadar düşmesinin nedenini, alkolün televizyonlarda ve ga­zete sayfalarında özendirilmesine bağlıyor. Dizi ve filmlerde hiçbir yasaklama uygulanmaksızın gösteri­len alkol sahnelerinin gençler üzerinde merak uyandırdığı ve alkol kullanımının normalmiş gibi algılan­dığı vurgulanıyor. Böylece gençlerin alkol kullanma oranının arttığı ve kullanma yaşının ilkokula ka­dar düştüğü dile getiriliyor.

GAZETELERE TAM SAYFA REKLAM VERİLİYOR

Televizyon ile beraber gazetelerin de alkol kullanımını üzerine etkili olduğu kaydediliyor. Özellikle haf­tasonu bir çok gazetede tam sayfa ve peş peşe olarak yayınlanan alkol reklamlarının gençleri alkole sevk ettiği belirtiliyor.

ALKOL KONUSUNDA YASAKLAMA YOK

Sigara konusunda uygulanan bir çok yasak ve yaptırıma rağmen alkol konusunda herhangi bir yasakla­ma söz konusu değil. Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK) yetkilileri, alkol reklamla­rında uyulması gereken hususların olduğunu söylemesine rağmen kanunda kesin bir yasak olmadığını belirtiyor. Böylece gazetelerde, TV’lerde ve sinemalarda alkol reklamları sıkça yayınlanıyor. Ayrıca te­levizyon ve sinemalarda alkollü sahnelere herhangi bir kısıtlama getirilmiyor.

“DEVLET HALKIN SAĞLIĞINI KORUMAK ZORUNDADIR”

Konuya Akit’e değerlendiren, Alkol ve Madde Bağımlılığı ile Mücadele Derneği (BADER) Genel Başkanı Mustafa Güney, TV ve gazetelerdeki yayınların alkolü özendirdiğini vurgulayarak, “Bu yayınların bu kadar rahatça yapılması doğru değil. Hükümetin, sigarada olduğu gibi alkol konusunda da bazı yasakla­malara ve yaptırımlara gitmesi gerekiyor. Bu yasaklamaları bazı çevreler ‘Özgürlüklerimiz kısıtlanıyor’ şeklinde yorumluyor. Bu düşünceyi kabul etmiyorum. Anayasamıza göre devlet halkın sağlığını koru­mak zorundadır ve insan sağlığına zararlı şeyleri yasaklamalıdır” diye konuştu.

BALCI: DİZİLERDEKİ İÇKİ SAHNELERİNİ FİRMALAR FİNANSE EDİYOR

Türkiye’de son yıllarda alkol kullanım yaşının düştüğü gibi, alkol kullanım yaygınlığının da artmakta ol­duğunu ifade eden Yeşilay Cemiyeti Başkanı Av. Muharrem Balcı ise, “Ortaöğretim sıralarında okuyan çocukların sigaradan daha çok alkol kullandıkları 2007 TÜİK Çocuklarda Şiddet Raporu ve yapılan son araştırmalarla ortaya konulmuştur. Sigaranın kullanımında azalma eğilimi olmasına rağmen, alkol­de artış olmasında elbette gazete ve internetteki aleni reklamların payı yadsınamaz. Özellikle internet­te cezbedici alkol reklamları paylaşılıyor. Televizyonlarda ise gizli-açık alkol reklamı yapılıyor. Diziler­de özendikleri kahramanların alkol kullandığını gören çocuklarımız elbette bundan etkileniyorlar. Biz televizyon dizilerindeki bu sahnelerin alkol firmaları tarafından finanse edildiğini düşünüyoruz. Fakat sigarada düşüşe rağmen alkoldeki yükselişi sadece reklamlara bağlamıyoruz. Bunda hükümetlerin ba­ğımlılıklara topyekün bir bakış açısıyla yaklaşmaması en büyük etkendir. Sigarayla savaşıyorken alko­le karşı tedbir alınmazsa, reklam ve özendirmesine izin verilirse ortaya çıkacak sonuç budur. Meclis’te grubu bulunan hiçbir partinin tüzüğünde “bağımlılıklarla mücadele” programı yoktur. Oysa bu ülkede her yıl 120 bin insan sigaradan, yaklaşık 55-60 bin insan da alkolden dolayı hayatını kaybetmektedir. Uyuşturucu ve diğer bağımlılıklara ne kadar kurban verdiğimizi görmüyor siyasetçiler. Her yıl aramız­dan 200 bin kişiyi öldüren katillerdir alkol, sigara ve uyuşturucu. Bu katiller aramızda dolaşmaya de­vam etmektedirler. Bu maddeleri üretenler insanlığa karşı suç işlemekte, soykırım yapmaktadırlar.

TAPDK ALKOLÜ YASAKLADI, DANIŞTAY SERBEST BIRAKTI

2011’de TAPDK’nın yayınladığı yönetmeliğe göre alkol ürünlerinin her türlü reklamı ve özendirmesi­nin yasaklandığını vurgulayan Balcı, “Ancak Danıştay 13. Dairesi bu kararı durdurdu. Şimdi Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulu bu kararı gözden geçirmiş ve kamu sağlığını öne alan bir karar vermiştir. Yani TAPDK yönetmeliğinin hükümleri yeniden hayata geçecek ve alkollü içki üreticisi firmalar festi­vallere ve etkinliklere sponsor olamayacaklar, 25 yaş altı gençlerin bulunduğu mekanlarda alkollü içki satış ve dağıtımı yapılamayacaktır. Buradan hareketle Yeşilay’ın alkollü festivallere yaptığı hukuki mü­dahale sonrasında YÖK genelgesi ile üniversitelerde alkollü içki satış ve ikramı yasaklanmıştır. Dünya­nın pek çok ülkesinde alkol reklamı yasakken bizim ülkemizde bunun yasal olması tam bir aymazlıktır. Rusya’da internette dahi alkol reklamı yasaklanmıştır. Pek çok Avrupa ülkesinde hiçbir şekilde alkol reklamı yapılamamaktadır” açıklamasında bulundu.

YEŞİLAY’DAN ALKOLE ÇÖZÜM ÖNERİSİ

Yeşilay’ın konuyla ilgili çözüm önerileri şöyle:
Gençlerin alkol kullanmasını özendirecek uygulamalar ve reklam izinleri kaldırılmalı, bu konuda genç­leri başka yararlı alışkanlıklara yönlendirecek etkinlikler yapılmalı, Yeşilay gibi STK’ların gençlere doğ­ru eğitimler vermesine olanak sağlanmalıdır. Alkol promosyonu, ücretsiz dağıtımı yasaklanmalı, rek­lam ve özendirme yapanlar hakkında cezai yaptırımlar uygulanmalıdır. Okul ve ibadethane, dershane gibi mekanların yakınlarında açılan tekel bayilerinin ruhsatları derhal iptal edilmelidir. Piknik alanı ve mesire yerlerinde, kamuya açık yerlerde alkol kullanımı engellenmelidir.

ŞENER: MEDYADA ALKOL DELİKANLILIĞIN SİMGESİ GİBİ GÖSTERİLİYOR

Sakarya Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof.Dr. Sami Şener ise, “Alkol sorunu bireysel değil, toplumsal bir sorundur. Burada en büyük iş sivil toplum kuruluşlarına düşmektedir. Bilinçsiz bireylere dersler verilerek alkolün zararı öğretilmelidir. Alkol kullanan birey bilincini kaybetmekte ve bunun so­nucunu ise toplum çekmektedir. Devletin gerekli organları bu işin üzerinde durarak bir an önce çözüm bulmalıdır. Bu durum Türkiye’deki toplumsal yapıyı da bozmaktadır. Aile büyüğünün içki içtiği yerde çocuk onu rol model olarak almakta ve ileride alkolle tanışmaktadır. Alkol bunun yanı sıra televizyon­da, medyada da gizlenmeden açıkça afişe edilmektedir. Yerli veya yabancı sinemalarda alkol cesare­tin, büyüklüğün, delikanlılığın bir simgesi gibi gösteriliyor. Kederlenen ve yahut sevinen karakterler al­kol kullanıyor. Bu da o filmi izleyen bireyin bilinçaltına yerleşerek ilerde kullanmasına neden oluyor. Örfümüz ve adetimizde bu gibi toplumsal sorunlar yer almamaktadır. Batı özentisi tipler ellerinde içki şişesiyle kalabalıkta rahatça dolaşabiliyor. Toplumda içki içenin modern olacağı algısı oluşturuluyor. Bu durum aksine geri kalan toplumların bireysel değil genel bir sorunudur. Alkol veya tütün firmaları kâr yapacak diye geleceğimizi kurban etmemeliyiz” dedi.

ALKOL KULLANIMI İLKOKULA KADAR DÜŞTÜ

Sigara konusunda uygulanan yasaklamalara rağmen alkol konusunun gündeme gelmemesinden dolayı alkol kullanım yaşının düştüğü görülüyor. Sağlık Ba­kanlığı’na bağlı Sağlık Araştırmaları Genel Müdürlüğü tarafından her yıl yayınlanan Sağlık İstatistikleri Yıllığı’nın 2011 araştırmalarına göre, 10-14 yaş grubunda ilk kez alkol kullanım oranı 2008’deki yüzde 6.7 oranından yüzde 6.9’a çıktı. Aynı yaş grubunda ve aynı dönemde kız çocukların alkol kullanım ora­nı ise neredeyse üç kat artarak yüzde 2’den yüzde 5.7’ye yükseldi. 35 yaş ve üstü kadınlarda 2008’de yüzde 3.9 olan alkole başlama oranı 2010’da yüzde 6.4’e çıktı. 15 yaş ve üzerinde ise aynı dönemde oran kırsal kesimde yüzde 8.5’ten 8.8’e, kentlerde ise yüzde 12’den 14.3’e çıktı. 

ALKOL KULLANANLARIN ORANI YÜZDE 20’YE DAYANDI

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yürüttüğü “Türkiye’de Aile Yapısı Araştırması”nın sonuçları; alkol tüketimin boyutlarını ortaya koyuyor. Ülke ge­nelinde 12 bin hanede 18 yaş üstü 10 bin 362 erkek, 13 bin 17 kadın olmak üzere toplam 23 bin 379 ki­şi ile görüşülerek yapılan araştırmanın sonuçlardı geçtiğimiz Nisan ayında açıklandı. Araştırmaya gö­re; katılımcıların yüzde 82,5’i hiç alkol kullanmadığını belirtirken; her gün alkol kullananların oranı binde 6, haftada 1-2 gün kullananların oranı yüzde 2, ayda birkaç kez kullananların oranı yüzde 3,5, sa­dece özel günlerde alkollü içki kullananların oranı yüzde 7,4, “Kullanıyordum, bıraktım” diyenlerin oranı ise yüzde 4 olarak dikkat çekiyor.

ALKOL KULLANMA YAŞI 11’E KADAR DÜŞTÜ

Yeşilay ile İstanbul Valiliği’nin araştırmasının sonuçları ise daha vahim bir gerçeğe işaret ediyor. Ocak 2011’de açıklanan araştırmanın sonuçlarına göre; ilköğretimde hayatı boyunca en az bir kez alkol kulla­nanların oranı yüzde 15’in üzerinde, orta öğretimde ise yüzde 50 düzeyinde, üniversiteliler arasında al­kol kullanma sıklığı da yine yüzde 50 dolayında. Araştırma, Türkiye’de 15 yaş ve üzeri kişilerde, kişi ba­şına saf alkol tüketiminin 1 litreyi hayli aştığını da gösteriyor.

KAZA VE BOŞANMALARIN YÜZDE 68’İ ALKOLDEN

Yeşilay Yönetim Kurulu Üyesi, İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deney Hayvanları Araştırmaları Laboratu­varı Müdürü Doç.Dr. Vehbi Altunçul, alkolün hızla yayılma riskinin yüksek oluşunda, alkolle ilgili festi­val ve haftaların düzenlenmesinin olumsuz etkisinin olduğunu kaydetti. Yılbaşı etkinliklerinde alkol tü­ketiminin had safhaya ulaştığına dikkat çeken Altunçul, alkol tüketimini, arkadaş baskısı, sosyal yapı ve psikolojik nedenlerin tetiklediğini de belirterek, şu çarpıcı gerçeğe dikkat çekiyor: “Trafik kazaları ve boşanmaların yüzde 68’lik nedeni alkoldür.”

Şuayip Alabay - Muhammed Erdoğan / Yeni Akit

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum