Tuncay Özkan'dan şok itiraflar
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Tuncay Özkan, mahkemeye verdiği ifadesinde suçlamaları kabul etmedi. Edinilen bilgiye göre Özkan, "Ben gazeteciyim, hayatımın son 25 yılını şu anda vekilim tarafından gösterilen bir çok kitabında yayına hazırlayarak geçirdim. Kitaplar araştırmacı gazetecilik çalışmama dayalı olduğu için yüzlerce kişiyle görüşme yaptım. Hayatımın hiçbir döneminde terör örgütleriyle hiçbir ilişkim olmadı. Hukuksuzluğu hiçbir zaman desteklemedim. Şimdi böyle bir isnat altındayım." şeklinde konuştu.
Mahkemede verdiği konferanslardan ve düzenlediği konferanslardan bahseden Özkan, konuşmasını şöyle sürdürdü; "Hiçbir zaman terörü kabul etmedim. Kendim tehditlere maruz kaldım. 1996 yılında hakkımda koruma kararı alındı. Aleyhime delil olarak mahkemeye sunulan telefon görüşme tutanakları belli bir döneme ilişkindir. Benim tüm gazetecilik hayatım boyunca tüm görüşmelerim kaydedilseydi bunlardan yüzlerce binlerce ortaya çıkardı. Az önce anlattığım gibi yaptığım iş nedeniyle birçok kişi ile görüşüyordum. Ben özgürce düşüncelerini ifade eden birisiyim. Bunu demokratik bir hak olarak yasalara uygun şekilde dile getiriyorum. Bu şekilde baskı ve dinlemelerle benim gibi özgürce düşünen ve düşündüklerini dile getiren insanlar susturulursa o taktirde Türkiye çölleşir. Ben bu güne kadar çıktığım duruşmalarda sabıkasızım diye övündüm. Gazeteci ve yazarım dedim. Şu anda 50 saattir ayaktayım. Önüme tabela asılarak fotoğraflarım çekildi. Parmak izlerim alındı. Bir terör örgütü ile bugüne kadar teröre karşı bir kişi olmama rağmen terör örgütü ile özdeşleştirildim. Ben son 4,5 yıl içerisinde yüzlerce 908 konferans, 53 miting, sayısız televizyon programı düzenledim. 12 kitap yazdım. Hepsinde özgürlüğü ve demokrasiyi savundum. Sivil toplum örgütleri içerisinde yer almasaydım, yapılan haksızlıklar karşısında susmayı tercih etseydim, kimse ile telefonla görüşmeseydim, benim bir kızım var ona haksızlıklar karşısında sesini çıkartmayan bir kişimi olmayı öğretseydim. Netice olarak, benim demokratik düzen içerisinde mevcut uygulamaları eleştirmem ve bir siyasi partiye üye olamaya çalışmam suç olarak gösterilmektedir. Bunları kabul etmiyorum."
-"DARBEYİ SAVUNMADIM"-
Anayasal haklarını kullandığını söyleyen Tuncay Özkan, "1993 yılında yazdığım 'Bir Gizli Servisin Tarihi' isimli kitap nedeniyle tehditlere maruz kaldım. Hatta 1993 yılında Genelkurmay'ın ilgili birimine çağrıldım. Kitabı yayınlamama konusunda uyarıldım. Buna rağmen kitabı yazdım. O zaman darbeye ve tehditlere karşı koymuş bir kişi olarak bu gün darbe yaptırmaya teşebbüs ile suçlanmaktayım. Düzenlediğimiz Cumhuriyet mitinglerinde kimsenin burnu kanamamıştır. Yasal olarak yapılmıştır. Ben Çağlayan mitingindeki konuşmamda 'Ne şeriat ne darbe demokratik Türkiye' diye bağırmıştım. Ticaret yapma hakkım ve gelir elde etmem suç olarak sorulmuştur." dedi.
Tuncay Özkan'ın avukatı Oğuz Gür, müvekkilinin herhangi bir suç örgüt içerisinde yer almadığını iddia etti. Gür, "Emniyette 22 saate yakın ifade süresi içerisinde bize delil niteliğinde bir belge gösterilmedi. Savunmaya müdahalemiz engellendi. Müvekkilimin demokratik mücadelesi suç olarak gösterilmektedir. Şirketlerin vergi borçlarıyla ilgili belgeler suç unsuru olarak sunulmuştur. Oysa bu konuda 2. ve 5. vergi mahkemelerinde toplam 15 dava vardır. Cumhuriyet Halk Partisi ile yaptığı prodüksiyon anlaşması suç olarak gösterilmiştir. Oysa Anayasa Mahkemesi tarafından oy birliği ile CHP'nin bu anlaşmasına harcaması ibra edilmiştir. Müvekkilim suçsuzdur serbest bırakılmasını talep ediyorum." diye konuştu.
TUNCAY ÖZKAN VE ADAMLARIYLA İLGİLİ HABER-YORUM VE VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.