Mimar Sinan'ın kafatası niçin kayıp?
Yıl 1935. Yani Mimar Sinan'ın ölümünden 350 yıl sonra..
Türk Tarihini Araştırma Kurumu tarafından oluşturulan bir heyet huzurunda, Mimar Sinan'ın Süleymaniye Camii yanındaki kabri açılır.
Zira, o günkü heyet, bugün için çok garip görünecek bir araştırma yapmaktadır.
Sinan'ın kafatası incelenecektir.
Kayseri'nin Ağırnas köyünde doğan Sinan devşirmeydi.
Dünyada hızla tırmanan ırkçılık, Türkiye'yi de etkisi altında bırakmıştı o yıllar.
Sinan gibi bir dehanın Türk olmadığı iddia ediliyor, menfi propagandalar yapılıyordu..
Peki Sinan Türk müydü?
Yoksa Ermeni ya da Rum mu?
Heyet, bu soruya cevap bulabilmek için kolları sıvadı.
İnceleme tamamlandığında herkesin yüzü gülüyordu. Yani sonuç pozitifti ve Sinan Türk ırkının özelliklerini taşıyordu.
Daha açık bir ifadeyle yassı ve yuvarlak bir kafatasına sahipti.
İşte "kafatası milliyetçiliği" de o yıllarda ortaya çıktı.
Cumhuriyetin ilk yıllarında buna benzer bir çok örnek bulabilirsiniz.
Sinan'ın kabrini açan heyet, hemen oracıkta gerçekleştirdiği bu incelemenin ardından bir karara vardı.
Böylesi bir dehanın kafatası, toprak altında çürümeye bırakılamazdı.
Bu yöndeki dış kaynaklı menfi saldırıların da önüne geçmek amacıyla, Sinan'ın kafatası, kurulacak bir antropoloji müzesinde sergilenmek amacıyla alıkonuldu.
O günden sonra da kafatasından bir haber alınamadı.
Mimari deha Sinan'ın kafatası hala kayıp.
Kafatasının kayıp olduğu ise 1940 yılında yapılan bir restorasyon çalışması sırasında tesadüfen ortaya çıktı.
Araştırmacı yazar Mustafa Armağan, uzun zamandır Sinan'ın kafatasının peşinde.
Amacı, mimari dehanın kayıp kafatasının bulunup yerine konulması.
Zira bunun, bu milletin boynunun borcu olduğunu düşünüyor.
Armağan'a kulak vermek gerekiyor.
Peki Sinan hem devşirme, hem de Türk olabilir mi?
Cevap çok açık;
Olabilir.
Sinan devşirmeydi.
Yapılan araştırmalar, Sinan'ın Karaman Türkleri'nden olduğunu ortaya koyuyor.
Karaman Türkleri hıristiyandı.
Ve asıl can alıcı soru:
Sinan'ın yapılan bu araştırma sonrasında Türk olmadığı ortaya çıksaydı ne olurdu ?
Bugün hala bir çok sırrı ortaya çıkarılamayan Selimiye Camii'nin değeri mi azalırdı.
Ya da O'nun camilerinde namaz kılmak caiz olmaz mıydı?
Kompleksli bir milletiz vesselam.
Ama Osmanlı öyle değildi.
Bu yüzden de büyük bir imparatorluktu.
Büyük olmak için komplekslerimizi bırakmamız gerekiyor.
Ne dersiniz? (Turgay Güler-www.imamhatip.com)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.