PKK yandaşı, Ulusalcı, Atatürkçü!
‘Ulusalcı’ Merdan Yanardağ’ın ismi kamuoyuna PKK’yı savunan Özgür Gündem’in Yazıişleri Müdürü olduğunun ortaya çıkmasıyla gelmişti. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecindeki 367 krizini kışkırtan ekibin önde gelenlerinden Tuncay Özkan’ın sağ kolu olarak öne çıkan Merdan Yanardağ’ın serüveni, “Ulusalcılık”la PKK’lılık arasındaki bağlantı hakkında büyük ölçüde fikir vermesi bakımından kayda değer.
Yanardağ, PKK terör örgütünün iyice azgınlaştığı 1991-1992 yıllarında açıkça örgüt propagandası yapan Özgür Gündem’in mutfağında şu ve benzeri başlıkların atılmasına öncülük edenler arasında yer almıştı: “PKK Genel Sekreteri Öcalan: K.Irak harekâtı dolaylı işgaldir!..” (6 Kasım 1992)
“PKK lideri Öcalan, BBC’ye ‘Samimi ateşkese hazırız” dedi. (2 Kasım 1992)
“Tunceli’de oğlu dağa çıkan ailenin evini yaktılar.” (9 Kasım 1992)
“Ulusalcı” Merdan Yanardağ’ın Yazıişleri Müdürlüğünü yaptığı gazetenin haberlerinde, PKK’dan asla “terör örgütü” olarak bahsedilmiyor, terörist başı bütün haberlerde, “legal bir partinin lideri”ymiş gibi lanse ediliyordu.
“Türklüğü”, “Cumhuriyetçiliği”, “Üniter devlet”i, “bölünmez bütünlüğü” dilden düşürmeyen, “Bu vatanı böldürtmeyiz” söylemiyle etkinlik sağlamaya çalışan ve kendilerine “arkamızda asker var” havasını vermek için gayret sarf eden “ekibin” önde gelenlerinden Merdan Yanardağ’ın ismi son olarak Ergenekon Terör Örgütü soruşturması çerçevesinde gözaltına alındığında gündeme gelmişti.
ÖZGÜR GÜNDEM’DEN, AYDINLIK’A GEÇMİŞ!..
PKK’nın terör eylemlerine hız verdiği 1991-1992 yılları arasında PKK savunucusu Özgür Gündem’in Yazıişleri Müdürlüğü’nü yapan Merdan Yanardağ’ın, buradaki “görevi”ni tamamlar tamamlamaz, “Aydınlık” gazetesine yine Yazıişleri Müdürü olarak geçmiş olması, “Bu ne tesadüf?” dedirtiyor.
Aydınlık gazetesi, sahibi Doğu Perinçek’in ve bazı yazarlarının “Ergenekon terör örgütü” listesinde yer almasından dolayı, “Ergenekon gündemi”nde özel bir yere sahip.
Aynı Aydınlık, bugünlerde Ergenekonla bağlantısı tartışılan “Sivas olayları”na giden yolda da son derece çarpıcı haber ve yorumlara imza atmıştı.
Bunların en kışkırtıcısı, Aydınlık’ın Aziz Nesin elebaşılığında Şeytan Ayetleri adlı rezil kitabı tefrika edeceğini açıklamasıydı.
Gazete 23 Mayıs 1993 tarihli sayısında Şeytan Ayetleri’nin anonsunu veriyordu. Sivas olaylarına iki ay civarında bir süre kalmıştı. Her yıl geleneksel olarak Sivas’ın Banaz ilçesinde gerçekleştirilen Pir Sultan Abdal Şenlikleri’nin 2-3 Temmuz 1993’te Sivas Merkeze alınacağı, dönemin Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü’nün özel kalem müdürlüğünü de yapmış olan Vali Ahmet Karabilgin tarafından ilan edileli bir yıl olmuştu. Merkeze alınan şenliklerin “şeref konuğu” da, “Şeytan Ayetleri”ni tefrika edeceğini Aydınlık aracılığı ile kamuoyuna ilan eden ve bundan dolayı da milyonlarca Müslümanın tepkisini çeken ateist Aziz Nesin’di!..
Aydınlık’ın tahrikleri bunlarla da kalmıyordu. Gazete, absürd asparagaslar ile bir alevi-sünni çatışmasına zemin hazırlıyor, çok gizli belge destekli haberlerle süreci hızlandırıyordu.
Süreç tamamen “tesadüf”(!)lerle doluydu.
Bunlardan biri de, Aydınlık gazetesinin tam 13 yıllık aradan sonra 1 Mayıs 1993 tarihinde günlük olarak yayın hayatına devam etmesiydi. Tesadüf(!); Aydınlık gazetesinin yayın hayatına başlamasından ve Şeytan Ayetleri rezaletine imza atmasından hemen sonra Sivas olayları patlak verdi ve yine tesadüf(!) gazete Nisan 1994’te günlükten vazgeçip haftalığa dönme kararına imza attı.
YANARDAĞ NE DİYOR?..
Bütün bu süreci Merdan Yanardağ ile konuşmaya çalıştık. Özgür Gündem gibi PKK’ya destek veren bir gazetenin Yazıişleri Müdürlüğü’nden Aydınlık gibi ulusalcılığı kimseye bırakmayan bir gazeteye Yazıişleri Müdürü olarak geçmiş olmasına ilişkin sorularımız üzerine hayli sinirlenen Yanardağ, Özgür Gündem’den Aydınlık’a geçmesinde ne gibi bir “olumsuzluk” gördüğümüzü sorarken, “Faşistler yolumuzu kesemeyecekler!” sloganını atmaktan da çekinmedi.
Yanardağ, “Slogan atmayı bırakın da, PKK’nın yayın organından, Atatürkçülüğü kimseye bırakmayan Aydınlık’a hem de Sivas olayları öncesinde geçmenizin ve Sivas’ı sürekli olarak kışkırtmanızın arka planına ilişkin sorularıma cevap verin” şeklindeki müdahalemiz üzerine yine slogan attı: “Laiklik mücadelesinden vazgeçmem, ülkemi böldürtmem!”
Bu karşılık üzerine; “Yazıişleri Müdürlüğü yaptığı dönemdeki PKK savunusundan vazgeçip vazgeçmediğini, PKK’yı terör örgütü olarak nitelendirip nitelendirmediğini” sorduk.
Yanardağ’ın cevabı yine slogandan ibaretti: “Faşizme geçit yok!..” Yanardağ, “Şeytan Ayetleri yayınına ilişkin mahkeme kararlarını hiçe sayarak yayına devam ettiniz. Hukuka saygı ne olacak?” şeklindeki sorumuz üzerine telefonu kapattı.
Son olarak, ‘Atatürkçü’ olarak bilinen Tuncay Özkan’a ait Kanaltürk televizyonunda ‘Beşinci Boyut’ adlı program yapan Yanardağ, PKK’nın yayın organı Roj TV’ye çıkarak Türkiye’yi eleştiren Erdoğan Aydın’ı programına konuk etmişti.
KARAMOLLAOĞLU: SİVAS OLAYLARININ ÖNCESİ İYİ İRDELENMELİ!..
Sivas olaylarıyla birlikte “hedef adam” haline getirilen dönemin RP’li Sivas Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu da şunları söylüyor: “Sivas olaylarının öncesini çok iyi okumalıyız. Sivas olaylarının patlak vermesi için önceden bazı hazırlıkların yapıldığı apaçık ortadaydı. Bugünlerde Ergenekon Terör Örgütü’nün ilişkileri açığa çıkıyor. Türkiye’de, laik-antilaik kamplaşması ya da Alevi-Sünni kamplaşması meydana getirerek antidemokratik müdahalelere davetiye çıkarma arayışı her zaman olmuştur. O dönemde de olmuştur.... Ergenekon soruşturmasıyla başlayan aydınlatma çabasının Sivas olaylarına da uzanmasının faydalı olacağını düşünüyorum.”
CAHİT İKBAL / ANKARA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.