Vekil listeyle risk aldı! Erdoğan bakanları neden aday gösterdi?
YeniŞafak yazarı Mehmet Acet'in "Erdoğan vekil listeleriyle hangi riski aldı?" başlıklı yazısında bu süreci değerlendirdi. Acet'in yazısı şöyle;
Pazartesi günü 24 Haziran seçimlerine katılacak siyasi partilerin milletvekili aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu’na teslim etmeleriyle birlikte seçim sürecinde yeni bir faza geçilmiş oldu.
Kişisel olarak, özel niteliklere sahip, istisnai isimler dışında milletvekili listelerinin seçim sonuçları üzerinde birinci derecede etkisi olmadığını düşünenlerdenim.
Seçmenin ekseri kısmı, Ankara’ya bakar.
Kimin, memleketin sorunlarıyla daha iyi baş edebileceğine, ya da daha iyi yönetim sergileyebileceğine bakarak, en kestirme haliyle “Bu ülkeyi kim yönetebilir” sorusuna kafasında bir yanıt bulduktan sonra tercihini yapar.
Yani, genel durum ve genel politikalar milletvekili aday listelerinden daha önemlidir.
Tabi, yeni sistemde yürütme Meclis içinden çıkmayacağı için milletvekili seçiminde seçmenin elinin bu defa daha rahat olacağını da hesaba katmak gerekiyor.
O yüzden seçim sonuçlarını etkileyen ‘birinci faktör’ olmamakla birlikte milletvekili aday listelerini hepten önemsiz görmek de yanlış olur.
Kanaatimce Ak Parti açısından Pazartesi günü YSK’ya teslim edilen listelerin ana fikri şudur:
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, seçimler sonrası için planladığı Kabine kurgusunu da riske ederek, Meclis seçimleri için olabilecek en güçlü listeyi oluşturdu.
“Liste nasıl bir akılla oluşturulmuş” sorusunu sorunca şu yanıt karşımıza çıkıyor:
“Önce Meclis çoğunluğu için en güçlü listeyi bir çıkaralım, bu iddiamızı seçmene bir gösterelim, Bakanlar Kurulu işine daha sonra vakti gelince bakarız”
LİSTEDE YER ALAN 5-6 İSME DİKKAT
Ak Parti’nin milletvekili listesinde Erdoğan’ın A Takımında olduklarını bildiğimiz, seçimleri kazanması halinde Kabine’ye alacağını düşündüğümüz 5-6 isim var.
“İyi ama” diyeceksiniz,
“Milletvekili olan bakan olamıyor ki. Bu sorun nasıl çözülecek?”
Haklısınız.
Erdoğan’ın aldığı siyasi riskten söz ederken üzerinde durduğum nokta tam da burası oluyor.
Aynı soruyu yani, “Acaba listeler nasıl bir akıl yürütülerek oluşturulmuş” sorusunu sorduktan sonra, burada da şöyle bir mantık kurgusuyla hareket edildiği düşünülebilir:
1-Seçimler bittikten sonra, 24 Haziran akşamı çıkan tabloya bakılacak.
Eğer Meclis aritmetiği müsait olursa, yani, rahat bir çoğunluk elde edilirse, sorun yok.
Erdoğan Kabine’ye almak istediği, benim en az 5-6 olarak değerlendirdiğim isimlere “Vekillikten istifa edin” diyecek.
2-Peki, ya Meclis’teki Ak Parti çoğunluğu bu istifaları göze alamayacak kadar sınırda bir yerde çıkarsa ne olacak?
Mesela diyelim ki 305 milletvekili çıktı.
Ne olacak?
Bugünden bakınca öyle bir durum için üç seçenek var gibi görünüyor. Ya, nasılsa MHP ile ittifak kararlılığımız devam ediyor denilip, yine rahat bir şekilde hareket edilir.
Ya, benim en az 5-6 olarak öngördüğüm sayı daha da azaltılır, ya da herkes yerinde kalır.
EKONOMİDEN SORUMLU BAKANLARIN DURUMU NE OLACAK?
Mevcut Kabine’de yer alıp da milletvekili listelerine giremeyen 5 bakandan 3’ü ekonomi yönetiminde görev alan isimlerden oluşuyor.
Mehmet Şimşek, Nihat Zeybekçi, Naci Ağbal…
Listeler açıklandıktan sonra bu üç ismin seçimlerden sonra durumu ne olacak sorusu herkesin aklına düşmüş durumda.
İçinde bulunduğum ortamlarda iki türlü yorum da yapılıyor.
Yani, bu üç isim milletvekili olamayacağı gibi, bakan da olamazlar diyenler de var, yok, hayır Erdoğan bu üç bakanı mutlaka yeni Kabine’ye düşündüğü için listeye koymadı diyenler de.
Her iki şıkkın da yoruma açık olduğunu belirtmekle birlikte üçüncü bir seçenekten de ben bahsedeyim.
Tayyip Bey, Şimşek, Zeybekçi ve Ağbal’ı ‘rezerv pozisyonunda’ tutup, kararını 24 Haziran sonrasına da bırakmış olabilir.
Döviz piyasalarındaki anormallik, özellikle iş dünyası için milletvekili listelerinden daha fazla dikkat çekici bulunuyor olmalı.
Dün akşama doğru dolar 4,65 TL ile, Avro 5,47 ile yeni rekorlar kırdı.
4’ten, 5’ten sonraki rakamlar her gün onar onar yükseliyor.
Niye böyle oluyor?
Dış kaynaklı faktörler de var, iç kaynaklı faktörler de.
Bu ayrı bir yazı konusu.
Bugünkü yazıyla olan alakası, listeye girenler ve giremeyenler bağlamında ekonomi yönetiminin nasıl oluşacağı, nasıl bir ekonomi politikasıyla yola devam edileceği sorularının bundan sonrası için çok daha değerli hale gelmiş olması.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.