'Türbeden, ölümlü bir varlıktan şifa dilenmez'

'Türbeden, ölümlü bir varlıktan şifa dilenmez'
İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Yılmaz, "Ölümlü bir varlıktan, onun şahsından doğrudan şifa ve başka şey beklemek caiz değil. Kabir ve türbe ziyaretinden amaç ölümü hatırlamak, ölümün bizi inşa edici özelliği üzerinde durmaktır." dedi.

İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, ölümlü bir varlıktan, onun şahsından doğrudan şifa ve başka şey beklenmesinin caiz olmadığını belirterek, "Kabir ve türbe ziyaretinden amaç ölümü hatırlamak, ölümün bizi inşa edici özelliği üzerinde durmaktır. Orada metfun kişinin bize sağlık ve şifa vermesi değildir ziyaretin amacı." dedi.

İstanbul'da ramazan ayının gelmesiyle türbe ve cami ziyaretlerinde artış yaşanıyor. Eyüp Sultan, Hz. Yuşa ve Telli Baba türbeleri ramazanda en çok ziyaret edilen mekanlar arasında yer alırken, Sultanahmet, Fatih, Süleymaniye ve Hırka-i Şerif camilerinin de ramazanla birlikte ziyaretçi sayısı arttı.

Ramazanın dışında birçok farklı amaç için türbe, yatır, camiler hatta kiliseler de ziyaret ediliyor. Bu yerlerin başlıca ziyaret nedenlerinden biri hastalıktan kurtulmak, şifa bulmak. Tıp ne kadar ilerlerse ilerlesin, insanlarda sağlıkla ilgili sorunların bir mucize sonucu geçeceğine olan inanç bir türlü kaybolmuyor. Türbe ve yatırların yanı sıra uzun bir Hristiyan geçmişi olan İstanbul'da kilise ve ayazmaları da sık sık bu amaçla ziyaret edilen yerler arasında. Çok eski bir geleneğin bir parçası olarak buralara pek çok Müslüman da gidiyor.

Yılmaz, AA muhabirine İslam'da türbe ziyaret etmenin amacını, Müslümanların şifa bulmak ve başka dileklerinin kabulü için kiliseye gitmelerini değerlendirdi.

İslam dininin kabir ve türbe ziyaretleri hakkında farklı dönemlerde farklı hükümler verdiğini anlatan Yılmaz, Hz. Muhammed'in İslam'ın ilk yıllarında şirke bulaşma ihtimali nedeniyle kabir ziyaretlerini yasakladığını hatırlattı. Yılmaz, insanların tevhit inancını kavramaları dolayısıyla kabir ziyaretlerine izin verdiğini ve bu izinden sonra kabir ve türbe ziyaretlerinin İslam'da meşruiyet kazandığını ifade etti.

Kabir ziyaretinin amacının insanların kabirde yatandan, onun halinden ve ölümden ibret almasını sağlamak olduğuna dikkati çeken Yılmaz, "Hz. Peygamber kabre gittiğinde selam verirdi. Burada bulunan insanlara, 'Selam üzerinize olsun. İnşallah bir süre sonra biz de sizin yanınıza gelip size kavuşacağız.' diyerek adete canlıymış gibi selamlamış ve bunu da tavsiye etmiştir. Onlar, daha önce bizim gibi canlıydı, konuşuyordu, nefes alıyordu. Ancak onların dünya ile irtibatları kesildi, toprağın altına girdiler ve fani oldukları ortaya çıktı. Baki olan Allah'tır." diye konuştu.

Müftü Yılmaz, fani, ölümlü bir varlıktan, onun şahsından doğrudan şifa ve başka şey beklenmesinin caiz olmadığını kaydederek, "Kabir ve türbe ziyaretinden amaç ölümü hatırlamak, ölümün bizi inşa edici özelliği üzerinde durmaktır. Orada metfun kişinin bize sağlık ve şifa vermesi değildir ziyaretin amacı. Allah, Kur'an-ı Kerim'de 'Allah'tır hanginizi daha iyi amel yapacağını denemek üzere ölümü ve hayatı yaratan.' der. Ölümü, ayette önce zikir ediyor. Bu şu anlama geliyor; ölümün hayatı terbiye eden bir tarafı var. Peygamberimiz hadisinde 'Size dünya lezzetlerini kökünden sökmeyi sağlayan ölümü çokça hatırlayın.' der. Ölümle, ölümün soğuğuyla karşılaştığımız zaman dünyaya bağlanmamız biraz daha zorlaşır." ifadelerini kullandı.

"Ancak ve ancak Cenabıhak'tan istenebilir"

Doğrudan kabirde ve türbeden yatandan bir şey istemenin İslam'da caiz olmadığına vurgu yapan Yılmaz, "Ancak ve ancak Cenabıhak'tan istenebilir. Orada bulunan Eyüp Sultan bile olsa Aziz Mahmut Hudayi de olsa ölüden değil, diri olan Allah tealadan istemek lazım." dedi.

Yılmaz, türbe, cami ve yatırların insana sunduğu psikolojik bir ortam olduğunu dile getirerek, bu tür yerlerde insan yüreğinin daha yufka hale geldiğini, duyarlılığın arttığını, Allah'a daha iyi iltica edildiğini ve bunun ötesinde bu yerlerin başka bir faydasının olmadığını ifade etti.

"Şifa bulacağım ümidiyle kiliseye gidiyor olması çok tehlikelidir"

Müslümanların belli günlerde şifa bulmak ve başka taleplerle kiliseleri ziyaret ettiğini ve buradan çeşitli dileklerde bulunduklarının hatırlatılması üzerine, Yılmaz, şunları kaydetti:

"Hristiyanların kendileri artık kiliselerden çok bir şey alamıyorlar. Hristiyanlar kilisede, ibadet etmeyi bıraktılar. Bizim Müslümanların böyle bir yere gidiyor olmasını anlayabilmiş değilim. Mabede gidecekse kendi dininin inşa ettiği cami dururken başka bir yere gitmiş olması iman problemi doğurabilir, Allah korusun. Şifa bulacağım ümidiyle kiliseye gidiliyor olması çok tehlikelidir. Mutlak şifa verici Allahtır. Ondan şifa istemek için kiliseye veya başka mabede gidilemez. Ellerimizi açtığımız yer de Cenabıhak bizim dualarımıza icabet etmeye hazırdır. Yeter ki temiz bir dil ve gönülle yürekten ona iltica edelim, şifa dileyelim ve taleplerimizi ona arz etmiş olalım."

İstanbul Müftüsü Hasan Kamil Yılmaz, şifa bulmada duanın önemine değinerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Duanın şifada bir payı var. Doktorlar da bunu söylüyor. Tıbbın çözüm ürettiği yerde ona müracaat etmeli, onların söylediği yapılmalı ama şifa Allah'tan bilinmeli. Allah için güçlük yok. O ölüyü diriltebilir. Önce tıbbın öğrettikleri ile şifayı ararız, Cenab-ı Hak şifa verecek diye ilaçlarımızı kullanırız. Bir de 'Tek ümidimiz sensin, senden şifa bekliyoruz.' deriz. Türbeye, kiliseye, yatıra gitmenin bir anlamı yok."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum