Özal’ı son gören FETÖ’cü kaçak doktor ABD’de ortaya çıktı
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından ABD’ye kaçan Mustafa Sarsılmaz, AA ekibinin objektifine yakalandı.
ABD’ye kaçtıktan sonra ortadan kaybolan Sarsılmaz’ın, Virginia eyaletindeki FETÖ bağlantılı Virginia International University (VIU) bünyesinde görev yaptığı ortaya çıktı.
Ailesiyle VIU’ya yakın lüks bir semtte yaşayan Sarsılmaz, aynı zamanda FETÖ firarisi Emre Uslu’nun da çalıştığı ve başkanlığını bir başka FETÖ mensubu İsa Saraç’ın yaptığı üniversitede Sağlık Bilimleri Bölüm Başkanı olarak görev yapıyor.
Sorular karşısında şaşkına döndü
Kamuoyunda, Özal’ın naaşına son işlemi yapan doktor olarak bilinen ve şüpheli ölümle ilgili tartışmalar sürerken ABD’ye kaçan Sarsılmaz, karşısında AA mikrofonu ve kamerasını görünce büyük endişe ve tedirginlik yaşadı.
İş dönüşü evine girmeden önce AA muhabirin mikrofonunu uzatmasıyla şaşkınlık yaşayan Sarsılmaz, önce fiziki müdahale ile mikrofonu uzaklaştırmaya çalıştı, başarılı olamayınca da AA ekibinden kaçmaya başladı.
Bu esnada kendisine yöneltilen soruların hiçbirine cevap veremeyen Sarsılmaz’ın sinirli tavırları ve sürekli yön değiştirerek kameradan uzaklaşmaya çalışması dikkati çekti.
1986’da Gülen ile aynı arabada çıktı
1986'da tabip üsteğmen iken Isparta civarında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’le aynı arabada yolculuk yaparken polis tarafından çevrilen ve sorgulama esnasında Gülen’i tanıdığını inkar eden Sarsılmaz, AA muhabirinin “O gün Gülen’i tanıdığınızı neden inkar ettiniz?” sorusuna cevap veremedi.
Sarsılmaz, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesinde nasıl yükseldiği ve tam da merhum Özal’ın ölüm günü GATA’da nasıl nöbetçi subay olduğu sorularını da yanıtsız bıraktı.
Merhum Özal’ın Orta Asya ziyaretinden döndükten sonra rahatsızlanmasının, ziyaret sırasında bölgedeki FETÖ bağlantılı okullarda kendisine yapılan ikramlardan yemesinin, vefatının hemen ardından götürüldüğü GATA’da da bir FETÖ’cünün nöbetçi olmasının tesadüf olup olmadığı yönündeki sorular karşısında Sarsılmaz'ın gerginliği yüzüne yansıdı.
Gömülmeden önce Özal'dan neden kan veya saç örneği almadığına ilişkin soruyu da yanıtsız bırakan Sarsılmaz, AA muhabirinin “Şu an firarisin ve aranıyorsun. Bazıları Yunanistan’a zor kaçarken sen ABD’ye gelebildin. 1986’da tanımadığını iddia ettiğin Fetullah’ın okulunda çalışıyorsun. Seni buraya neden getirdiler? Ne biliyorsun da tutuklanmanı istemediler?” şeklindeki sorularının ardından kameradan kaçmak için bir kez daha yön değiştirdi.
FETÖ bağlantılı üniversite üzerinden “oturum izni”
Özal’ın ölümü, nasıl ve neden ABD’ye kaçtığı ve hakkındaki yakalama kararlarıyla ilgili soruları cevapsız bırakan Sarsılmaz’ın görev yaptığı VIU, daha önce FETÖ yapılanmasındaki önemli isimlerden Emre Uslu ile gündeme gelmişti.
FETÖ’nün ABD yapılanmasında önemli rol oynayan İsa Saraç’ın başkanlığını yaptığı VIU’nun, ABD’ye kaçan firari birçok FETÖ mensubuna oturum izni alarak üniversite bünyesinde iş imkanı sağladığı ve bu yönüyle paravan bir kurum gibi hareket ettiği belirtiliyor.
Darbeden hemen sonra 2016 ve 2017 yılları içinde 10 kişi için oturum izni alan VIU’nun bu süreçte Sarsılmaz ve ailesine de ABD’de oturum izni aldığı kaydediliyor.
Oturduğu lüks ev ile üniversite arasında 10 dakikalık mesafe bulunan Sarsılmaz’ın, şahsi aracıyla bu kısa mesafeyi gün içinde birkaç kez gidip geldiği ve bu esnada etrafta gözükmemeye özellikle dikkat ettiği gözlendi.
Özal’ın ölümündeki şüphe
Sarsılmaz, özellikle Özal’ın sır dolu vefatındaki zehirlenme şüphesi nedeniyle önceki yıllarda gündeme gelmişti.
Sarsılmaz, 17 Nisan 1993'te vefatının ardından GATA'ya götürülen Özal'ın vücut bütünlüğünün bozulmasını önleme için vücut boşluğuna kimyasal madde enjekte eden ekipte yer almıştı. Sarsılmaz, Özal'ın naaşının yıkanmasına da katılmıştı.
2010'da başlatılan soruşturma üzerine Özal’ın kabri açılmış ve otopsi yapılmıştı. Soruşturma kapsamında yargılanan dönemin Adli Tıp Kurumu Başkanı Haluk İnce, “Zehir var ama zehirlenme yok.” şeklinde açıklama yapmıştı.
2012'de FETÖ’nün kapatılan haber ajansı Cihana röportaj veren Sarsılmaz, o gün GATA’da sorumlu subay tabip olduğunu, naaşın yıkamasına ve kısmi tahnit (ilaçlama) işlemi uygulamasına öncülük ettiğini anlatmıştı.
Basireti bağlanmış
Röportaj sırasında Özal’dan saç veya kan örneği almadığı için pişman olduğunu ifade eden Sarsılmaz, bu durumu “basiretim bağlanmıştı” sözleriyle izah ederek hedef şaşırtmıştı.
Son yurt dışı gezisini Nisan 1993’te Orta Asya ülkelerine yapan Özal, FETÖ’nün bu ülkelerdeki bazı okullarını da ziyaret etmişti. Özal’a ziyaretleri sırasında halen FETÖ firarisi olan eski Fatih Üniversitesi Rektörü Şerif Ali Tekalan da eşlik etmişti.
15 Nisan’da Türkiye’ye dönen Özal, 2 gün sonra hayatını kaybetmişti. Orta Asya’daki FETÖ okul ziyaretlerine ilişkin şüpheler ve GATA’da yaşanan skandallar, Özal'ın planlı bir suikasta kurban gittiği iddialarını güçlendiriyor.
Emekli olunca FETÖ okuluna geçti
1986’da Gülen ile aynı araçtan çıkan Sarsılmaz, TSK'dan emekli olduktan sonra 2010'da İzmir’de kurulan FETÖ’ye ait Şifa Üniversitesine geçmişti.
2016'da kapatılan üniversitede değişik kademelerde görevler yapan Sarsılmaz, son olarak rektör yardımcılığını üstlenmişti.
İzmir'de FETÖ'ye yönelik yürütülen Askeri Casusluk Davası kumpasıyla ilgili soruşturma kapsamında aranan ve hakkında yakalama kararı bulunan Sarsılmaz’ın 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin hemen ardından ABD’ye kaçtığı ifade ediliyor.
Gülen’le ilişkisi eskiye dayanıyor
Türkiye’de gazetelere yansıyan haberlere göre, 1986'da Gülen’le Burdur’da buluşan ve oradan Antalya’ya giden Sarsılmaz ve birlikte seyahat ettiği 14 kişi, Isparta’dan geri dönerken polis tarafından yakalanmıştı.
12 Eylül’ün ardından arananlar listesinde yer alan Gülen’in bulunduğu otomobilden Naci Tosun, Nuri Muhammed Sungur ve o dönem Tabip Üsteğmen olan Mustafa Sarsılmaz çıkmıştı.
Sarsılmaz, polise verdiği ifadede Gülen’i hiç tanımadığını iddia etmiş ve “Bize kendisini Abdullah Hoca diye tanıtan ve sonradan adının Fethullah Gülen olduğunu öğrendiğim kişiyi daha önceden tanımıyorum. Kendisi bana tanışmamız sebebiyle Sızıntı dergisi hediye etti.” şeklinde ifade vermişti.
Aynı araçtan çıkan ve daha sonra Kaynak Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı da yapan firari FETÖ’cü Naci Tosun da polise verdiği ifadede “Gülen’i hiç tanımadığını, hatta araca otostop yaparken tesadüfen bindiğini” ileri sürmüştü.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.