İlaç vurgununda Sezer’in de payı var!
Hakkında yıllardır yolsuzluk ve usulsüzlük iddiaları bulunan Canoruç, eski YÖK Başkanları Kemal Gürüz ve Erdoğan Teziç döneminde adeta koruma kalkanına alınmıştı. Fikri Canoruç, bu defa görev yaptığı dönemde Tıp Fakültesi Hastanesi’ne “4 bin yıl yetecek ilaç” aldırdığı ve “miadı geçmiş 22 bin 500 adet medikal malzemelerin” çöpe gitmesiyle gündeme geldi. Haberlerin ardından dün nihayet Canoruç hakkında soruşturma başlatıldığı öğrenilirken, Vakit’e konuşan eğitimciler, asıl vatan hainlerinin milletin malını heba eden rektörler ve onları koruyanlar olduğunu belirterek hesabın sorulmasını istediler.
“ASIL VATAN HAİNİ BUNLARDIR”
YÖK’ün Erdoğan Teziç ve Kemal Gürüz döneminde çeteleşme sistemine dönüştürüldüğünü savunan Demokratik Üniversite Platformu Başkanı Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu, “Kendini Atatürkçü ve laik olarak gösteren rektörler, yolsuzluk yapsa da koruma kalkanına alındılar. YÖK Denetleme Kurulu, Dicle Üniversitesi’ni 25 kez denetledi ancak hiçbir şey bulamamışlardı. Çünkü aramıyorlar ki. Düşünebiliyor musunuz, ben ‘başörtülülerin üniversitelere girmesi bir haktır’ dediğim zaman vatan haini ilan ediliyorum. Asıl vatan hainleri bu yolsuzlukları, Atatürkçülük ve laiklik maskesiyle yapanlardır. Adı yolsuzluğu karışan bütün rektörler yargılanmalı. YÖK, ya adam gibi denetlesin ya da topluca istifa etsin” dedi.
“HESAP SORUN ARTIK”
Adı yolsuzluklara bulaşan rektörlerden yıllardır hesap sorulmadığını kaydeden Üniversite Öğretim Üyeleri Dayanışma Derneği Başkanı Prof. Dr. Şefik Dursun ise, “Devletin ve milletin imkânlarını korumak yerine bu ülkenin değerlerini hesapsızca harcayanlardan mutlaka hesap sorulmalı. Bu olayların üzerine gidilmesi en azından geleceğe örnek oluşturur. Zamanaşımına uğramadan milletin emanetine ihanet edenler, hesap vermelidir. Üniversitelerin yolsuzluk ve usulsüzlüklerden uzaklaştırılması için YÖK gerekli tavrı ortaya koymalıdır” dedi.
SEZER DE YARGILANMALI
Cuma namazına gittiği için Sezer tarafından atanmayan Prof. Dr. Mustafa Safran da; “Üniversitelerdeki yolsuzlukların tek sorumlusu tabii ki rektör değildir. Namaza gidenleri ve eşi başörtülü olan adayları fişlettirerek irticacı avına çıkan Sezer de yargılanmalı. Ama Sezer ve rektörleri yargılanmasalar bile halkın vicdanında çoktan yargılandıklarını düşünüyorum” diye konuştu.
“HAK ETTİĞİ CEZALAR VERİLMELİ”
Akademisyenler Birliği Derneği Genel Başkanı Şükrü Koç ise şu değerlendirmeyi yaptı; “Rektörlerin işlediği suçların basit bir hırsızlık davası gibi görülmesini doğru bulmuyorum. Bu tür yolsuzluklar, karşı taraftaki 70 milyon hakkı olduğu için cezaların buna göre artırılması gerekir. TBMM, yeni bir kanun yapılmalı. Böyle olaylar insanları çıldırtıyor. Hak ettiği cezayı bulması gerekir. Baskılardan korkulmadan her türlü kötülüğün üzerine gitmeli.”
Hasan Tosun-VAKİT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.