GATA’da örtbas yasağı!
Genelkurmay Başkanlığı, GATA’da Ergenekon sanığı Şener Eruygur’u yargıdan kaçırmak için meslek etiğini hiçe saydığı iddia edilen GATA Beyin Cerrahi Servis Şefi Kd. Albay Nusret Demircan hakkında soruşturma başlatmak yerine, dinlemelerin önüne geçebilmek için askeri hastanelere cep telefonu ile giriş yasağı getirdi.
Mukaddes Eruygur’un GATA Beyin Cerrahi Servis Şefi Kd. Albay Nusret Demircan ile yaptığı görüşmeye ait bir ses kayıdının Eruygur’un hastaneye giriş çıkış resimleriyle birlikte internette yayınlanması, GATA’daki bir yasağı tekrar gündeme getirdi. Genelkurmay “Çok gizli” ibareli bir emir yayınladı.
Emre göre daha önce karargahlara girişlerde yasak olan cep telefonları, askeri hastanelerde de yasaklandı. Bundan sonra askeri hastanelerde çalışan personel de cep telefonuyla içeri giremiyor. Genelkurmay gerekçe olarak da “İstihbaharata karşı koyma” ibaresini kullandı. Ergenekon sanığı Eruygur Paşa’yı yargıdan kaçırdığı iddia edilen GATA Beyin Cerrahi Servis Şefi Kd. Albay Nusret Demircan hakkında işlem yapılması beklenirken, böyle bir gelişmenin yaşanması, akıllara “Telefon yasağı, suçluları korumak için mi?” sorusunu getirdi.
GATA’DAN SORULARA CEVAP YOK
Haydarpaşa GATA Hastanesi Kurmay Başkanı Albay Yunus Aktan, hastaneye telefonla giriş yasağı ve Şener Eruygur’un eşi Mukaddes Eruygur ile yaptığı konuşmanın kaydı internet sitelerine düşen Albay Demircan hakkında herhangi bir soruşturma yapılıp yapılmayacağı konusundaki sorularımızı cevapsız bıraktı. Vakit’in dün ulaştığı Nusret Demircan, muhabirimizin, hakkında herhangi bir soruşturma açılıp açılmadığı sorusu üzerine, önceki gün olduğu gibi, “Görüşecek durumda değilim” demekle yetindi.
ETÖ davası kapsamında GATA ile ilgili ortaya çıkan skandal gelişmeler gündemdeki yerini korurken, Genelkurmay Başkanlığı’nın konu hakkında hiçbir açıklamada bulunmayarak skandala sessiz kalması tepki çekiyor. Konuyu Vakit’e değerlendiren emekli askerler ve hukukçular, Mukaddes Eruygur’un itirafıyla da doğrulanan GATA skandalına Genelkurmay’ın sessiz kalmasını, “Demokrasi adına vahim bir durum” şeklinde değerlendirdiler. Orgeneral Başbuğ’a çağrıda bulunan hukukçular, Genelkurmay’dan mutlaka bir açıklama beklediklerini belirterek, “Söz konusu olan şerefli ordumuzun haysiyetidir. Susma Başbuğ Paşa” dediler.
KAMUOYU BİR AÇIKLAMA BEKLİYOR
12 Eylül savcısı eski ANAP Milletvekili Faik Tarımcıoğlu, Genelkurmay’ın üstüne vazife olmayan konularda bile yerli yersiz demeçler verdiğini hatırlatarak, “Esas sizi bu vahim skandal ilgilendiriyor. Birileri sizin emriniz altındaki kurum olan GATA’yı tahliye makamı haline getirebileceğini itiraf ediyor. Bununla da kalınmıyor; telefon görüşmelerinde ortaya konan planlar bir bir gerçekleştiriliyor. Ve siz Sayın Başbuğ, hâlâ susuyorsunuz. ETÖ sanıklarının adeta tahliye makamı gibi bir hale getirilen GATA skandalıyla ilgili tek kelime etmiyorsunuz. Sizi derhal kamuoyuna açıklama yapmaya çağırıyorum” dedi.
“TSK, ETÖ’YE SAHİP ÇIKIYOR” İZLENİMİ OLUŞMUŞTUR
Tarımcıoğlu, vahim skandalın, GATA’nın ETÖ sanıklarının tahliye makamı gibi algılanmasına yol açtığını belirterek, “Bu skandal, şerefli ordumuza olan güveni zedeleyecek ve ‘TSK, ETÖ’ye sahip çıkıyor’ şeklinde değerlendirmelere neden olacaktır. Haklarında “darbeye teşebbüs” gibi çok ağır suçlamaların yapıldığı kişilerin korunduğu ve kollandığı izlenimi uyandırarak, “TSK içerisinde hâlâ ETÖ’nün uzantıları var” düşüncesini doğurmaktadır” şeklinde konuştu. GATA skandalının kurumların nasıl yozlaştığını gösteren çürüme noktaları olduğunu da dile getiren Tarımcıoğlu, neresinden bakılırsa bakılsın olayın demokrasi adına kabul edilebilecek bir konu olmadığını, savcıların şu ana kadar harekete geçmemesini de manidar bulduğunu söyledi.
TSK’NIN KURUMSAL TAVRI, ETÖ DAVASINI SEKTEYE UĞRATIYOR
Emekli Askeri Hakim Ümit Kardaş da, söz konusu ses kaydının hukuki olup olmamasının ayrı bir konu olduğunu belirterek, “Kayıtta yer alan ifadeler çok vahim bir nitelikte. Orada yer alan ifadeler için yapılacak girişim bellidir. Madem kayıtta geçen konuşmalar yalanlanmıyor, kabul ediliyor; o halde olaya yönelik derhal bir soruşturma yapılabilir. Maalesef, Ergenekon davasının çerçevesini Genelkurmay’ın aldığı tavırlar çizdi ve davayı geriletmeye başladı. Genelkurmayın kurumsal görüntüsü ve mesajları, yaptığı girişimler davayı geriletmeye dönük, sınırlandırmaya dönük bir izlenim veriyor” dedi.
TSK’YA ÇOK AĞIR ZARAR VERİYOR
Kardaş, “Bu tavırlar TSK’yı çok ciddi şekilde yıpratıyor. İllegal hareketlerde bulunmuş insanları koruyor izlenimi vererek, toplumdaki TSK’ya olan güven sarsılıyor. Ses kaydında, suç işleyen kişilere sahip çıkıldığına dair görüşmeler için Genelkurmay’ın bir girişimde bulunması gerekiyor. Susarak kamuoyunda oluşan şüpheleri gideremezsiniz” şeklinde konuştu.
HAKAN GÜNDÜZ-İSMAİL UĞUR-VAKİT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.