Dilipak karar için ne dedi?
Kadıköy, 4. İcrada yapılacak satışla ilgili olarak yazılı bir açıklama yapan ve davanın 28 Şubat dönemine ait bir dava olduğunu söyleyen Dilipak, "Erkaya bu gün hayatta olmadığı için Ergenekon davasında sanık değil. Bu gün onun arkadaşlarının o dönemde neler yaptıklarını Ergenekon iddianamesinde okuyoruz.. O gün bunlarıe eleştirdiğim için, Ergenekonvari bir andıçlamanın ardından, bir yıldırma, caydırma, bastırma operasyonunun sonucu, yargısız infaza tabi tutuldum ve evim haczedildi” dedi.
Dilipak daha sonra şöyle devam etti: "Erkaya gibi, Tolon da beni mahkemeye verdi. Yıllarca askeri mahkemede yargılandım.. Hem müşteki , hem de beni yargılayan mahkemeye üye atama yetkisine sahip, kararı beğenmezse komutan emri ile temyiz yetkisine sahip, sivil bir kişi, darbe girişimlerini eleştirdiği için sanık sandalyesine oturtuluyor.. 28 Şubatta, başkasının yazdsığıı yazıdan ben mahkum oldum. Yazıyı yazarlar hakkındaki dava reddedildi. Yazıya konu sözü söyleyen için de aynı karar verildi.. Bu tuzun koktuğunun işaretidir..
Bu dava yargının nasıl politize olduğunun, hukukun nasıl ihlal edildiğinin açık bir göstergesidir. Bu günki Yargıtay Başsavcılığı, hukuksuzluğu tesbit etmesine rağmen Yargıtay kararı 2.kez onayladı.. Bu durum Türk Hukuku için yüz karasıdır.. Bir insana yapılan bir haksızlık, bütün bir topluma yöneltilmiş bir tehdittir.. Bu dava incelendiğinde görülecektir ki, 28 Şubat döneminde, darbeci paşaların yönlendirilmesi ile, Brifinglerle sulandırılmış bir takım yargı mensuplarının, “Kızım sana söylüyorum gelinim sen dinle” kabilinden, hukuk tanımaz bir şekilde, belli çevrelerin sindirilmesi için yargıyı istismarından başka bir şey değildir.. Düşünebiliyor musunuz, beni bulamamışlar ve ilanen tebliğ yoluyla davetiye çıkartıp gıyabımda yargılamışlar ve kararı da ilanen tebliğ etmişler. İşe bakın ki, aynı şekilde açılan ceza mahkemesi davetiyesi bana ulaşmış, yargılama sürüyor ve oraya katılıyorum ve o dosyada açık adresim var. Basın kartımda da bu adresim mevcut. Öyle anlaşılıyor ki, minareyi çalan kılıfını hazırlamış.. Karar kesinleşince hemen evimin adresini bulup hacze geliyorlar..
Ve ben insan hakları savunucusu bir gazeteci olarak bu hukuksuzluğa karşı, mevcut yasalar çerçevesinde hiç bir şey yapamıyorum.. Hukuk, kanun adamlarının elinde bir gasbın adeta aracı kılınıyor.. Şu hakikat bir kez daha ortaya çıkıyor ki, hukuka uygun olmayan, mazlumu ve hakkı korumayan yasa suç aletidir.. Bu değerlere yabancılaşan, devlet, anayasa ve yasalar, bu müesseselerin varlık ve meşruiyet temeline ihanet ediyor sayılır.. Hitler, Musolini, Stalinin de yasaları ve yargıçları vardı, tarih onları lanetliyorsa, onların adalete, hukuka saygı duymadıkları içindir.. Bu gün barış arayışlarının gündemde olduğu bir zamanda şu hakikatin altını çizmekte yarar var: Adalet yoksa barış da yok. Adalet ve barış yoksa, hiç bir hak ve özgürlük güvende değildir demektir.."
3 DAVA DA AİHM’DE KARAR AŞAMASINDA
Her 3 davada da AİHM’in hükümetten savunma istediğini belirten Dilipak, AİHM nin önümüzdeki günlerde bu konuda karar vereceğini söyledi..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.