Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

İsrail gündemimi kapladı yine

İsrail gündemimi kapladı yine

Yazmayı planladığım yazılarımı her zaman tehir ettirir İsrail...
Saldırır/öldürür, üstelik sırıtır tüm yöneticileri... Dün Şaron vardı, bugün aynı görüşün sürgünü piçler var...
Yine Gazze’ye saldırdılar, söylenene göre 225 masum insanı öldürdüler... Galiba yeryüzünü İslâm’dan temizlemektir niyetleri...
17 Ağustos 2004 günü: UZAK GÖRÜŞ/İSRAİL PERVASIZ başlıklı bir yazı yazmıştım... Aradan bir hafta geçtikten sonra Türkiye’nin kökü dışarda yayın organları bana saldırmaya başladılar... Halbuki ellerinde “Zinamızı isteriz” edepsizliği vardı ve ağızlarını doldura doldura “zina” peşinde yürüyorlardı...
Sözkonusu yazımdan rahatsız olan Yahudi Hahambaşısı İzak Haleva tüm Türkiyeli yandaşlarına bir faks emri çeker... “Ne durursuz bre yandaşlarımız, yoldaşlarımız, kandaşlarımız? Grup halinde saldırıya geçin Karakoç üzerine...”
Emre uymuş ismi Türkçe olan gazetelerin yazarları... Kimi ukalalık yapmış, kimi savcıları göreve çağırmış...
“Susturun şu adamı” diyorlardı eleştirilerinde...
Kimler yoktu ki içlerinde:
Aydın Doğan medyasının tamamı, Sabah yazarları (o günkü), Akşam yazarcıkları ve irili/ufaklı cümle sütü ve kanı şüpheliler...
“Hahambaşı’nın silahşörleri” başlıklı 4 mukabil yazı ile iri gazetelerin iriyarı yazarlarına gereken cevabı vermiştim...
Soruyorum şimdi bir daha:
Yalan mı yazmışım... Her İsrail yöneticisi gaddarlıkta, fiiliyatta bir HİTLER değiller mi? Hitler’e benzemeyen insan, elinde güç olunca masum insanları mı öldürür?..
Şaron da Olmert gibi yapardı... Şimdi kimbilir yaptıklarının ne kadar hesabını verebilmiştir?
Ya bizim saydığımız, isimleri Türkçe olan gazeteler veya onlara bağlı TV kanalları ne haldeler?
Soruyordu bir tanesi Gazze’deki muhabirine:
“Çocuklara mama buluyor musunuz?”
Sanki cesetlerin arasında mama arayacaklar da bulacaklar...
Vallahi zekâlarının bu derece kıt olduğunu tahmin etmezdim...
Hahambaşı’dan korkmalarını da bir yere sığdıramadım...
Adamcıkların aklına hiç soru sormak gelmiyor... Mesela diyemiyorlar ki:
“Sayın Haleva... Sen bir din adamısın... Oysa İsrail’in askeri ataşesi, kültür ataşesi var... Onlar niye cevap vermiyorlar da Türk vatandaşı olarak sen müdahil oluyorsun?..”
Soramazlar, korkarlar...
Pek çoğunun ekmekleri kesilir...
Sorup soracakları: “Çocuklara mama bulabiliyor musunuz” veya “Mağazalara alışverişe gidebiliyor musunuz?” şeklindedir...
Bunlar kim ki?
ABD’nin Dışişleri Bakanı kadından korkarlar... İsrail’in kadın bakanından korkarlar, Almanya’nın kadın Başbakanından yürekleri düşer... Amma dahili farfaralıklarını hiç frenlemezler...
Diyorum ki:
Bir Nemrut bir başka Nemrut’la, bir Ebucehil bir başka Ebucehil ile mukayese edilmemeli, amma günümüz kan emicileri eleştirilirken unvanlarından bahsetmek herhalde caizdir...
Kartelci silahşörler rahatsız olsalar bile...
Patronları gazaba gelse bile...
Hamas’ın ateşkesi bozmasını bahane ederek yine İsrail yandaşlığı yapan sapısiliklere ne desem azdır...
Filistin’deki yara, duvardaki kovuk değildir baylar... Bir zamanlar zinanızı isteyip elde ettiğiniz gibi eğer adamsanız Filistin’e hürriyet istemeyi de deneyiniz...
Dindar görünen, milliyetçi görünen topuksuzlara ve ökçesizlere de gönderiyorum bu sözleri...
O günün, yani 17-25 Ağustos arası yalakalıkları el’an devam ediyor mu, terkettiler mi sinsi hallerini?
Görelim İsrail kasapları hakkında kimler ne tür yazılar yazacak?
Kimler görmezden gelecek veya kimler Hamas’ı suçlayacak?
Ne yapalım yani? Bunlar Condoleezza ablalarından korkarlar... Bilmezler ki bu son katliamın esas müsebbibi Bush yamyamıdır...
Yine kuduz it gibi saldırıyor İsrail
Kadın-çocuk demeden, öldürüyor İsrail
Dayısı Amerika her zaman arkasında
Dişine kan değdikçe çıldırıyor İsrail.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi