İsrail vahşetinin zehirli gözü köreltilmeden, Ortadoğu’ya barış ge
Filistin toprakları yıllardır işgal altında... Gazze, günlerdir ateş altında...
Gökten yağan katil bombaların parçalarına hedef olan mazlum Filistin halkının hali yürekler acısı... Kan, gözyaşı, şehitler, yaralılar iç içe...
Hiroşima’nın üzerine atılan atom bombası sonucu meydana gelen katliamdan daha dehşetini Gazze halkı yaşıyor... Bir yanda ABD, diğer yanda tetikçisi İsrail, Müslüman kanına doyamıyorlar...
Gazze'de evler harap, hastaneler harap, köprüler harap, okullar harap...
Gazze, cesetleriyle, harabeleriyle İsrail’in zulmünü haykırıyor tüm dünyaya:
“Ey insanlık, orada kimseler yok mu?”
Yok işte, yok...
Ekmek yok, su yok, yakacak yok, ilaç yok, doktor yok...
Giden yardımlara İsrail robotları engel oluyor...
Gazze bambaşka bir olay.
İsrail bu yöreyi utanç duvarı ile abluka altına almış ki; orada yazacağı tarih, Adolf Hitler’in Yahudi ırkına karşı uyguladığı soykırımı en azından on sefer gerilerde bırakacak şekilde.
Bu vahşet; ne Hitler’in gaz odalarına benzer, ne de müzik eşliğinde Roma’nın yanmasını zevkle seyreden Zalim Neron’un duygularına...
Terörist İsrail, vahşet yarışında...
Kimseler gerçeği inkâr etmeye kalkışmasın... İsrail, başlı başına bir devlet olsa da, bu devleti neticede Yahudi ırkına mensup olanlar idare ediyor. İşbaşında bulunanlar Yahudi olduğuna göre, İsrail’in zulmü neticede Yahudi ırkına fatura edilir...
İsrail katlediyor, Yahudiler seyrediyor...
Birleşmiş Milletler duyarsız...
Eyvah ki; aynı katliamı İslâmî bir örgüt yapmış olsaydı, BM ayağa kalkardı... Baktılar ki Hizbullah, İsrail’in boynunu koparacak, BM hemen askerlerini İsrail’in imdadına yetiştirdi...
Bosna’da tam da Sırpların dize getirildiği saatlerde BM ayağa kalktı...
Türk askeri Kıbrıs’ı baştan başa kuşatacağı esnada yine ayağa kalktı...
Ne var ki Filistin’de yıllardır Müslüman kanı akıtıldığı halde, BM’nin kılı bile kımıldamıyor...
ABD, katil İsrail devletine destek veriyor...
İşte görüyoruz ki; Filistin sahipsiz, Gazze yalnız...
Savaşın da bir namusu, bir haysiyeti olmalıdır...
Burada hiçbirisi yok, ille de çoluk çocuk demeden katliam...
Böylesi katliam, insanlık tarihinde görülmemiştir...
Oysa ki...
Filistin halkının dedeleri olan Osmanlı, İspanya Kralı’nın katletmekte olduğu Yahudileri kurtarmak için gemilerle seferber olmuştu.
Osmanlı, İspanya’dan günlerce bu topraklara Yahudi taşıdı...
Aynı şekilde, Rusya’da sıkışan Yahudilerin imdadına yine Osmanlı koşmuştu...
O yüzden, Osmanlı’nın halka yönelik ne bir Felluce'si, ne de bir Gazze’si var...
Çocuklara, kadınlara, yaşlılara, okullara, hastanelere dokunulmazlığı savaş günlüğüne altın harflerle yazdıran tek isim varsa, o da Osmanlı'dır.
Ey Yahudiler, tarih boyunca sizler Müslümanların ekmeğini yiyerek, suyunu içerek ve de onların korumasında bugünlere geldiniz...
Bu kadar vefasızlık, bu kadar nankörlük olur mu?
Bugün ise, arkanıza aldığınız Siyonist devletler sayesinde Ortadoğu’da estirdiğiniz kanlı terörün düşünün ki yarını da var... Ola ki bu Osmanlı’nın merhameti, bir gün gelir yine size lazım olur, yine dünyada sahipsiz kalabilirsiniz... Yine gün döner, hesap döner...
Asıl mesajımız bu tarafadır...
Bir tarafta İsrail Gazze’ye saldırırken, diğer tarafta aynı saatlerde El-Kaideci avı neyin nesidir? Yoksa, İsrail istihbaratından gelen isim listeleri üzerine başlatılan bu harekâtın dayandığı gerekçe, Ortadoğu’da ABD ile İsrail’in güvenliğini sağlamak mıdır?
Onlar PKK’ya her türlü yardımı yaparken, bizler de ülkenin asayişi ile ilgisi olmayan El-Kaide avına çıkarız... Çıkarız çünkü, İsrail Gazze’yi bombalarken, ola ki El-Kaide militanları İsrail ile ABD’ye bir zarar vermesin...
Neresinden bakarsanız bakın; buna da gaflet mi, delalet mi, yoksa başka bir şey mi denir bilemem... Onlar ülkemize karşı olan örgütleri beslerler, bizler de onlara karşı olanları mayın toplar gibi temizlersek, bu İsrail’in terörü kolayı kolay sona ermez...
Ayağı takılmaz, zehirli gözü kör olmaz, iştahı kesilmez.
Hükümetin duruşu ve de girişimleri yerinde, ne var ki; bu girişimler mutlaka icraata dökülmelidir. Ortadoğu ülkeleriyle kararlılık, ittifak gibi...
Ondan sonra da fert olarak sıra bize gelir...
Mutlaka bir şeyler yapalım da, ne yapalım?
Ah vah mı?..
Yoksa, yılbaşının Noel Baba eğlencelerine hazırlık mı?..
Yoksa, İsrail malarını satın almaya devam mı edelim?
Evet söyleyin; bu katilin elindeki silâhı düşürmek için ne yapıyoruz, ne yapalım?.. (*) Emekli Hakim
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.