Hangisi Skandal?
Can Dündar ile Erdem Gül tutuklanınca adını skandal koydular.
Özgür basın susturulamazmış...
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu açıklama yaptı:
“Soruşturmanın anayasal teminat altında bulunan basın özgürlüğü ile hiçbir ilgisi bulunmayıp, kişi hak ve hürriyetlerini ihlal edecek hiçbir tavır içerisine girilmemiştir.”
Peki şimdi kime inanacağız?
Cumhuriyet Gazetesi mi doğru söylüyor?
Cumhuriyet Başsavcısı mı?
Bu olayla ilgili 26’si asker 122 kişi hakkında 2015 tarihinde İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne dava açıldı. Bu İki gazeteci açılan davanın sanıklarından...
“Gazeteci değil miyiz, canımızın istediği haberi yayınlarız.”
Bu kafaya da “basın hürriyeti” diyorlar.
Cumhuriyet gazetesi malum...
Kimin nasıl giyineceğine, nasıl inanacağına o zihniyet karar veriyordu. Fakir halk ithal malı laiklikten az mi çekti. İşinden, gücünden ekmeğinden oldu.
Ama gel gör ki sıra kendilerine gelince ortalık”özgür basın” çığlıkları ile yanıp tutuşuyor. Ne oldu bu özgür basına? Dileyen dilediğini yazıyor, çiziyor...
Sebepsiz ve haksiz yere bir tutuklama söz konusu ise eyvallah.
Hepimiz ayağa kalkalım.
Sade o kadar değil...
Kim ki birilerinin talimatı ile adam tutuklar veya ceza verirse ondan daha zalimi kim olabilir? Bu gibilerine başkaca söylenecek sözümüz yok.
Ama yok devlet sırrı sayılan bilgileri reyting yapma ayaklarında bir yerlere servis etmişsen elbette ki bunun hukukta bir karşılığı olmalı.
Bu ülke dingonun ahırı değildir.
Ekranlarda görüyoruz, adamlar senden yana değil Rus gavurunda yana...
Can Dündar ile Erdem Gül’ü tutuklayan mahkemenin haklı bir gerekçeye dayanıp dayanmadığını evrakını inceledikten sonra konuşabiliriz. Bana kalsa, madem soruşturma eskiye dayanıyor, yargılamanın sonucu tutuksuz beklenebilirdi...
Benim ki uzaktan bir temenni, madem kaçmıyorlar göçmüyorlar.
Delilleri müsaitse dilerim, üst mahkeme bunu yapar, yani salar.
Ancak bildiğimiz tır meselesinde bir gizlilik vardı.
Hem de MİT’e ait bir gizlilik.
O bakımdan herkesin bu gizliliğe riayet etmesi kanunidir, keyfi değildir. Devletin gizliliği olmazsa devlet olmaz, terör denilen bela ile başa çıkamayız.
Can Dündar’ın ısrarla iddiası o tırlar içerisinde yiyecek maddesi değil silahlar vardı.
İşte öp bey babanın elini.
MİT’in ne yapmak istediğini açıklamak gazetecilik mi?
Hem neden açıklamak ihtiyacını duyuyorsun?
İçinde silah yiyecek var veya yok sana ne?
Yanı bir yerlere demek istiyorsun ki:
“Haberin olsun Türkiye bazılarına silah yardımı yapıyor.”
Öyle değil de ne?
Yanı basın hürriyeti var diye Genelkurmay’ın gizli sırlarını araştırıp ortalığa yaymayı gazetecilik mi kabul edeceğiz? Öylesi gazetecilik batsın...
O gün o tırları durduranlarla, ortalığa yayarak bazı odakları harekete geçirenlere bu halk masum gözü ile bakmıyor, cevabını da sandıkta verdi.
Basın özgürlüğü perdesine sığınmayalım.
Basın hürdür ama casusluk suçtur.
Kalın kafalılara burasını anlatamıyoruz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.