“PKK Terör Örgütü Değildir”
Çok kısa bir süre önce katıldığı televizyon programında “PKK terör örgütü değildir” sözünü söyleyen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi şu anda aramızda yok.
Terör saldırısında keşke yaralanmış olsaydı…
Keşke ölmemiş olsaydı da kendisine sormuş olurduk:
“PKK terör örgütü mü değil mi?”
Kim yaparsa yapsın, silahsız savunmasız insanlara silah çekenleri insanlık nefretle lanetliyor, ben de lanetliyorum… Buradan şu sonuca varırız:
Terör bu, halkına da insanlığa da acımaz.
1990’lardan akıllarda kalan:
PKK’nın Van Övecek köyüne düzenlediği baskında 5 kişiyi, Şırnak’ın Güçlükonak Çevrimli köyünde 12’si çocuk, 7’si kadın 27 kişiyi katledip, 6 kişiyi yaralamıştı.
Kadına ve çocuğa kıyan, Elçi gibilerinin gözünün yaşına hiç bakmaz.
Örgüt halkı sindiremezse tutunamaz. Telsiz görüşmelerinde “acımayın sıkın gitsin” konuşmaları herhalde havada kalacak değil.
İşte “silahlar sussun” diyene sıkıyorlar.
KCK, Tahir Elçi’nin katledilmesini polisin üzerine atıyor.
Ortak hiçbir yönleri olmadığı halde bu olayı 19 Ocak 2007 tarihinde öldürülen Ermeni Hrant Dink’in olayı ile eşleştirmesi de düşündürücü.
Hedef şaşırtmaca…
“İşte bakın ‘çatışma dursun’ dediği için TC Elçi’yi öldürdü.”
Ama ileride hep birlikte göreceğiz.
Bu örgüt daha nicelerini infaz edecek. Hatta HDP ile aralarında çıkacak uyuşmazlıklarda korkarım bir kısım HDP’liler örgütün hedefi olacaktır.
Şimdiden “Örgüt yüzünden seçimi kaybettik” iddiaları var.
Sanırım o iddialara giderek cevapları verilir…
Tahir Elçi olayı aslında yöredeki tansiyonun artışını belirleme açısından oldukça önemli. PKK dağlarda ciddi darbeler alınca bu sefer şehirlerde hendekler kazarak, yolları ulaşıma kapatarak halkı itaate mecbur bırakma gibi faaliyetlere girişti.
Bunlar panikleme emareleri…
En önemli sorumuz, Sur ilçesi savaş alanına dönmüşken Diyarbakır Baro Başkanı’nın çatışma ortamına giderek basın toplantısı yapma fikri nereden doğdu?
Elçi’yi bu işe kim sürükledi?
Baro Başkanı Elçi, her ne kadar “PKK terör örgütü değildir” dese de, öte yandan “çatışma dursun, silahlar sussun” gibi makul açıklamaları var.
Kamera kayıtlarını izledik.
Gelen araçtan inen teröristler her birisi bir tarafa dağılarak ateş etmeye başlıyor. O araca doğru giden bir memur da anında şehit ediliyor.
Basın açıklamasının yapıldığı ortama teröristlerin saldırıda bulunduğu tüm çıplaklığı ile görülüyor, o esnada Elçi şaşkın. Yanında başkaları da var…
Ne olup bittiğini öğrenmeye çalışırken kafadan isabet alıyor.
Sorular: Polisleri kim şehit etti, Elçi’ye kim sıktı?
Saldırı olmasaydı Elçi bugün hayatta olmuş olacaktı.
Deşerseniz altından ya DHKP-C veya IŞİD militanları da çıkabilir.
Öyledir diye PKK terör örgütünü masum kılmaz.
Örgütler arasında olayların karşılıklı ihale edildiği biliniyor.
Parayı basan diğerine işini yaptırır.
İlk defa aktif bir HDP’linin örgüt tarafından saldırıya uğrayarak katledilmesiyle süreç başlatılmıştır… HDP’nin önde gelenlerini buradan uyarıyorum.
“PKK terör örgütü mü değil mi?”
Denemesine kalkışmasınlar…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.