Batman'ın sesi Sudan'dan duyulur mu?
HARTUM
Türkiye’nin esas meseleleri ile alâkalı olarak bugüne kadar konuşulamayanları konuşmaya başlamak, yaralara neşter atıldığının göstergesi.
Ancak henüz yolun başı; uzun, dikenli, meşakkatli bir seyahat bizi bekliyor.
İslâm dünyasının her köşesi mercek altına alındığında teferruatta farklılıklar olsa da esasta problemler, hastalıklar, dertler aynı.
Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV), bir yıldır önemli bir meseleyi, Kürt meselesini, gündeminde tutuyor, günden güne gelişen bir de rapor hazırlıyor.
Masa başında hazırlanan bir rapor değil TGTV’nin çalışması. Bölge insanının nabzını tutan kişi ve kurumlarla istişareler sonucunda olgunlaştırılan rapor geçtiğimiz hafta sonunda Batman’da bir kez daha tartışıldı; iyice ikmal edildikten sonra kamuoyuna da açıklanacak.
Batman’da bizleri canlı ve mevzuya çok iyi çalışmış dinamik bir heyet karşıladı. Bölgenin ‘ana damar’ını temsil eden gönüllü teşekküller, önceden okudukları TGTV raporu ve diğer mevzularla ilgili fikirlerini tüm açıklığı ile bizimle paylaştılar.
“Bölgedeki sıkıntı tüm Türkiye’yi yakıyor. Sorunun çözümü Türkiye için çok önemli.” diyen Ak Parti Batman Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, genç, çalışkan ve başarılı bir arkadaşımız. Batman’daki gönüllü teşekküllerin ve halkın fikirlerini İstanbul ve Ankara’ya taşımak için yoğun gayret gösteriyor.
Yıllarca uygulanan yanlış politikalar, bölge halkına karşı olumsuz bakış açısı, ilgisizlik ve en önemlisi de halkın köklerinden, manevî değerlerinden kopmasına seyirci kalınması Kürt meselesini içinden çıkılması müşkil bir muammaya çevirdi.
Batmanlı bir vakıf temsilcisi, “Bizim valilerimiz sabahlara kadar içki içer, eğlenir, gün boyu da vilayetten dışarı çıkmazlardı; bırakın halka hizmet etmeyi, halkla görüşmezlerdi bile, şimdi durum çok değişti, güven bunalımı ortadan kalktıkça çok şey düzelecektir” diyerek geçmişin muhasebesini yapıp gelecek için ümit beslediğini ifade etti.
Bir başka Batmanlı, “Biz kıravatlı ağalarla kıravatsız ağalardan çok çektik, yeni dönemde manzaranın müspet yönde değişmesinin altında bürokraside ve tabanda ağalıkların azalması var” dedi.
Toplantıda en çok Bediüzzaman Hazretleri’nin ismi geçti. Bitlis’te doğan ama kaderin cilvesi ile Isparta’ya sürgün edilen Bediüzzaman Hazretleri’nin bölge ile ilgili tespit ve projelerinin ciddiyetle konuşulması, değerlendirilmesi ümit verici. özellikle Bediüzzaman Hazretleri’nin Kürt aşiretlerle yaptığı görüşmelerden müteşekkil Münazarat isimli eseri, Medresetüzzehra isimli üniversite projesi, ‘milliyetçilik’le ilgili tespitleri, hepsinden önemlisi imanlı bir gençliğin yetişmesi için geliştirmiş olduğu hizmet tarzı ve eserleri ayrı ayrı değerlendirilip, Kürt meselesinin çözümünde önemli bir adresin Bediüzzaman Hazretleri ve eserleri olduğunun altı çizildi.
“Dindarlıkları ve vatanperverlikleri ile bilinen; Alparslan’ın yanında Malazgirt’te önemli kahramanlıklara imza atan, Kıbrıs Barış Harekâtı’nda askere gitmek için şubelerde kuyruklar oluşturan bir milletin evlatları nasıl dinsiz, marksist, komunist olabilir?” sorusunu gündeme getiren bir başka katılımcı, el birliği ile yeniden köprüler inşa ederek, kültürel faaliyetleri artırarak, medyanın olumsuz tesirini izale ederek yeni nesli kurtarmanın yol haritasını çizmemiz gerektiğini ifade etti ve acı sonucu “İlgisizliğin faturasını çok ağır ödedik, ödüyoruz; bunu telafi etmeliyiz!” cümlesiyle itiraf etti. “Meş’um terör örgütü, bölge halkını sekülerleştirmek istiyor, ‘din eğitimi’nin üzerine ısrarla gitmeliyiz” diyen bir başka konuşmacıyı, “Sadece işsizlikle değil, dinsizleştirme, edepsizleştirme faaliyetleri ile şiddetle mücadele etmeliyiz” diye haykıran bir başka Batmanlı takip etti.
özetle, Kürt meselesinin sebep ve sonuçlarıyla, tüm tarafların iştirakiyle ve cesaretle konuşulmaya başlanması çözüme doğru gidildiğinin habercisi. TGTV’nin raporuyla ilgili teferruatlı olarak yeri geldikçe bilgi vereceğim.
Bu satırları, Munazzama Dava El-İslâmiye’nin davetlisi olarak geldiğim Sudan’da kaleme aldım. Altmış ülkeden 100’ü aşkın temsilci ile Afrika’nın ve İslâm dünyasının meselelerini masaya yatırdığımız Hartum’da konuştuklarımızla Batman’dakiler küçük farklar dışında neredeyse aynı idi. Hartum’da da ortak düşmanlarımız olan cehalet, fakirlik, ihtilaf ve yolsuzluklarla nasıl mücadele edeceğimizi tartıştık ve gelecek için planlar yaptık. Kendi kendime “Batman’daki görüşmelerimizi tercüme edip, Sudan’daki yetkililere izletsek nasıl olur acaba?” diye düşündüm. Onun için başta “Batman’ın sesi Sudan’dan duyulur mu?” diye sordum. çünkü, hastalıklar aynı, tedaviler de aynı.
İslâm dünyası intibah sancıları yaşıyor, sabahını ve sahibini arıyor.
‘Sabah’ın Rabbi’nden niyazımız bu uyanış için bizlere kuvvet vermesi ve inayetini ihsan etmesi.
Sudan izlenimleri de haftaya inşaallah...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.