Muhsin Meriç

Muhsin Meriç

Zincire Vurulmayan Şeytanlar

Zincire Vurulmayan Şeytanlar

Geçmişte helâk olan kavimlerin helâk sebeplerinin neredeyse tamamı bugün mevcut dünyada. Hem de çapı, şiddeti ve tesir sahası geçmişle kıyas kabul edilemeyecek kadar geniş, derin ve büyük. 

Küreselleşmenin sel gibi önüne geleni yıkan ve sürükleyen vasıtalarıyla dünyanın ücra bir köşesindeki bir ahlâksızlık, saniyeler içinde hepimizin ceplerine kadar ulaşabiliyor. Ceplerde kalsa neyse, zihinler, ruhlar, kalpler bu ahlaksızlıkların kirli tasvirleriyle dolu. 

Sonunda İslam Dünyası’nın kalbinde “onur yürüyüşü” adı altında kitlesel bir harekete bile dönüşebiliyor bu anarşizm! 
Dünya bu sıkleti ne kadar kaldırabilir ki?!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadesinden naklen, gazetemiz Vahdet sık sık gündeme getiriyor ve haklı olarak soruyor: “Biz bu hâle nasıl geldik?”

Bu soruyu sormamız ve sorgulamayı derinleştirmemiz şart... 

Yoksa bu ateş hepimizi yakacak! 

Üniversite imtihanlarında yüzde birlik dilimden öğrenci alan bir üniversitenin öğrencileri, mezuniyet merasiminde, Ramazan-ı Şerif’le dalga geçmekte hiç bir beis görmüyorlar.

İsimleri Ahmet, Mehmet, Ayşe, Hatice olan bu gençleri kınamak yerine soruyor muyuz peki: “Biz bu hâle nasıl geldik?” 

Sigarasının birini söndürüp ötekini yakan, ağzından küfür eksik olmayan ve dininin direği çoktan devrilmiş bir ‘fason aydın’ sokakta oruç olmadığından yakınıyor! 

Benim gibi köşe başlarını tutmuş yazar-çizer takımı, siyasetçi tayfası ve âkil adamlar ahvâlden şikâyet edip muhalefet etmeyi marifet sanıyor! 

Sanki hesap kendisine hiç uğramayacak! 

Sanki olan-bitenden kendisi hiç mesul değil! 

Sanki emirler ve nehiyler kendisi için hiç geçerli değil! 

Soruyor muyuz peki: “Biz bu hâle nasıl geldik?” 

1952’de Eşref Edib’e verdiği mülâkatta “Karşımda müthiş bir yangın var, evlâdım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor!” diyen Bedîüzzaman’ın gördüğü yangın bu olsa gerek… 

Ramazan-ı Şerif’in yarısını geçtik, artık “Elveda Ey Şehr-i Ramazan” ilâhilerini söylüyor müezzinler. 

Bu yılki Ramazan ayında geçmişte olmadığı kadar ‘zincire vurulmayan şeytanlar’ın rezilliklerine şahit olduk. 

Ders aldık mı acaba? 

Eğitim zihniyetimizi değiştirecek miyiz? 

Cemaatler, vakıf ve dernekler seferberlik ilan etti mi? 

Sorgulamaya başladık mı: “Biz bu hâle nasıl geldik?” diye. 

Medyada köşe başlarını tutan ahlaksız, alkolik, namussuz, düzenbaz şeytan artıklarıyla mücadele edecek miyiz? 

Yoksa gelecek nesilleri, Ramazan-ı Şerif’te bile zincire vurulmayan bu şeytanlara yem mi yapacağız? 

Sessiz kalır da hoşgörürsek umumî musibetlerin üzerimize yağacağının farkındayız değil mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Muhsin Meriç Arşivi