Çanakkale’de Vahdet Farkı
100 yıl sonra Çanakkale’yi anlamaya çalışmak ve Çanakkale rûhunu diriltmek için yapılan faaliyetler ve toplantılar bile Türkiye’nin geldiği sevindirici noktayı görmek için kâfi. Sözde Ermeni soykırımı meselesi üzerinden Türkiye’yi sıkıştırıp İslam Dünyası’na karşı topyekûn bir savaş açılmaya çalışıldığı bugünlerde, Türkiye de Çanakkale Savaşları’nı görkemli organizasyonlarla hatırlatarak dünyaya net bir mesaj veriyor.
100 sene önceki “hasta adam”ın direniş destanı olan Çanakkale Savaşları, tüm dünyayı titretmiş ve bilhassa Batılılara “Osmanlı acaba ayağa mı kalkıyor?” sorusunu sordurtmuştu. Osmanlı’nın külleri arasından doğan Türkiye’nin bir asır sonra bu rûhu yakalama ihtimali bile aynı cephenin bugünkü aktörlerini ürkütmeye yetiyor.
Onun için 100 sene önce Çanakkale’yi geçemeyen, Osmanlı’nın şahsında ümmeti dize getiremeyen odaklar bugün karadan, denizden, havadan ümmetin son kalesi Türkiye’yi teslim almak ve Türkiye’nin yürüyüşünü durdurmak için çalışıyorlar…
SORULAR…
Evet, vakıa bugün bu maalesef…
Kazanımlarımıza, geldiğimiz noktaya, aştığımız badirelere, kurtulduğumuz prangalara ve yıktığımız tabulara bakıp elbette şükredeceğiz.
Ancak cesaretli bir sorgulamayla “Kendimizi ümmetin yanına, ümmeti de kendi yanımıza nasıl çekebiliriz?” sorusunu güçlü bir şekilde sormamız lazım bugün.
“Kesrette vahdeti nasıl temin edeceğiz?” diye sorup bunun için yeni bir seferberlik ilan etmemiz lazım bugün.
“Çanakkale Savaşları’nda omuz omuza direnen ümmetin fertlerini yeniden aynı safta nasıl buluşturabiliriz?” sorusunun cevabını bulmak için gece gündüz çalışmamız lazım bugün.
“Âsımın Nesli’ni yetiştirmek için positivist kodlarla yazılmış eğitim sisteminden nasıl kurtulabiliriz? Ahlak anarşizmini nasıl bertaraf edebiliriz?” diye vicdanlarımız yanarak içinde bulunduğumuz hâli sorgulamamız lazım bugün.
VAHDET FARKI
Vahdet, yayın çizgisiyle ve ilkeleriyle hem bu soruları sıkça soruyor hem de ısrarla cevaplarını bulup yayınlıyor.
Çanakkale Savaşları’nın yüzüncü yıldönümünde, gerek 18 Mart’ta gerekse bugün özel sayfalarıyla veD.Mehmet Doğan tarafından hazırlanan Genç Safahat hediyesi ile Vahdet yine farkını ortaya koydu.
Bu hassasiyetin sadece bugünlere münhasır kalmayacağına ve sürekli olacağına inanıyorum. Aslında bu çizgi, Vahdet için ve vatanını, milletini ve ümmeti seven her yayın organı için bir tercih değil zorunluluk olmalıdır.
Zira bu milletin ve ümmetin başka çıkar yolu, çaresi, hayat anlayışı yoktur; olamaz da.
Rahmet’in sağanak gibi yağdığı bugünlerde Çanakkale Savaşları’nın aziz şehidlerini rahmetle, minnetle ve şükranla yâd ediyoruz… Bu muazzez şehidlerin ve gazilerin torunları olduğumuz için Cenab-ı Allah’a şükrediyoruz...
Onların ruhlarını muazzep kılmamak ve emanetlerine sahip çıkmak için son nefesimize kadar mücadele edeceğimize yemin ediyoruz…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.