Filistinli küçük şehide
Kendi küçük, davası büyük kardeşim, biz, senin için ağlamıyoruz. Sen, bu dünyada "Engerek yılanları"nın arasında yaşamaktan kurtularak, bir gülü bütün dünyaya bedel Cennete uçtun.
Sen, yüceler yücesi Rabbine doğru yükselirken dünyanın yedi milyar insanının vicdanını uyandırdın.
Din, dil, ırk, renk ayırımı yapmadan yedi milyar insan (yöneticileri hariç) bulundukları her yerde ayaklandı.
Yöneticilerinin kapılarına dayandı.
Altmış senedir Birleşmiş Milletlerin yapamadığını sen o naçiz, narin, gül renkli yaralı vücudunla yaptın.
Bundan sonra hiçbir Siyonist, dünyanın hiçbir yerinde bir ağacın gölgesini, bir subaşını, bir parkın nazlı nazlı açan çiçeğini göremeyecek.
Korumasız evden dışarı çıkamadığı gibi kendi evinde kendinin gardiyanı olup hapsolacak.
Küçücük beyninden fışkıran kan, belki bizim korkudan solan yüzlerimizi kızartır.
Senin şehadetin bize rahmet oldu.
Yoksa biz, bu gaflet uykusundan mahşerde uyanacaktık.
Belki bizim tenlerimize can, damarlarımıza yeni bir kan verir.
Eli bağlı mahkûm gibi, kanadı kırılmış kuş gibi kendi korkularımızla ördüğümüz realite hapishanelerimizin demir kafeslerinin üzerinden Rabbe yücelişini gördük de özgürlüğü öğrendik.
Misk kokulu kanının, gül renkli teninin başında sessizce ağlayan, gözyaşını içine döken kardeşinin bakışlarında, Kudüs'ün en yakın zamanda mikroplardan arınacağını gördük de yüzümüz kızararak sevindik.
Sen, bize çok şeyler yaptın da öyle gittin abluka altındaki Gazze'den Rabbinin cennet sofralarına.
Diliyle bizleri oyalayan, eliyle senin katillerine yardım eden yöneticilerin içini dışına çıkardın da öyle gittin Rabbine.
Sana dualar etmiyorum.
Sen, bizim gibi büyüyüp kirlenmedin.
Sen, "Allaha rağmen hiçbir şey olmaz, bir yaprak kıpırdamaz" dedin.
Biz, realite putunun önünde "Amerika'ya rağmen hiçbir şey olmaz" dedik.
Sen haklı çıktın.
Kralların, Cumhurbaşkanlarının, Başbakanların, Dışişleri bakanlarının "Sen niçin Siyonistlerin üzerine kanını sıçrattın?" diye suçlamalarına karşı sustun.
Ama akan kanın konuştu ve dünyanın bütün vicdanlı insanlarını ayağa kaldırdın.
Senin sessizce konuşan cesedinin başında yüreği yanan annenin yürek yangınları belki bizim donmuş, katılaşmış yüreklerimizi eritir, yumuşatır.
Biz, size yardım edecekken, sizler, yanarak, ölerek bizlere yardım ediyorsunuz.
Siz, kanınızı, canınızı, sahip olduğunuz her şeyi, Sevgili Peygamberimizin ilk kıblesini, Mirac merdiveninin ilk basamağını, peygamberler diyarını kirlettirmemek için mikrop kırıcı olarak kullandınız.
Bizler, Çanakkale'de şehit düşen dedehin kabrini yaptık ama torununun evini yıkanlara yardım parası gönderdik.
Mevlana diyarı Konya'da yüz binlerce el havada senin için dua ederken duaları İsrailli katillerin Konya semalarında seni öldürmek için yaptığı eğitim uçaklarına çarpıyor.
Alnı secdeli yöneticilerimizin duaları sizinle, milyarlarca dolarları İsrailli katillerle beraber.
Deden bu topraklar için şehit olurken bu topraklar üzerinde eğitim gören caniler senin ciğerlerini parçaladı.
Sen öldün ama binlerce minik kardeşinin yüreğinde dirildin.
Dünyanın her yerinde senin yaşındaki çocuklar, senin konuşan fotoğraflarınla İsrail temsilciliklerinin önünde tepkilerini gösterdiler.
Gencecik yüreklere katillerinin resmi çizildi.
Bundan sonra dünyanın neresine kaçarlarsa kaçsınlar o resim silinmeyecektir.
Filistinli küçük şehide.
Kendi küçük, davası büyük kardeşim, biz, senin için ağlamıyoruz.
Sen, bu dünyada "Engerek yılanları"nın arasında yaşamaktan kurtularak, bir gülü bütün dünyaya bedel Cennete uçtun.
Sen, yüceler yücesi Rabbine doğru yükselirken dünyanın yedi milyar insanının vicdanını uyandırdın.
Din, dil, ırk, renk ayırımı yapmadan yedi milyar insan (yöneticileri hariç) bulundukları her yerde ayaklandı.
Yöneticilerinin kapılarına dayandı.
Altmış senedir Birleşmiş Milletlerin yapamadığını sen o naçiz, narin, gül renkli yaralı vücudunla yaptın.
Bundan sonra hiçbir Siyonist, dünyanın hiçbir yerinde bir ağacın gölgesini, bir subaşını, bir parkın nazlı nazlı açan çiçeğini göremeyecek.
Korumasız evden dışarı çıkamadığı gibi kendi evinde kendinin gardiyanı olup hapsolacak.
Küçücük beyninden fışkıran kan, belki bizim korkudan solan yüzlerimizi kızartır.
Senin şehadetin bize rahmet oldu.
Yoksa biz, bu gaflet uykusundan mahşerde uyanacaktık.
Belki bizim tenlerimize can, damarlarımıza yeni bir kan verir.
Eli bağlı mahkûm gibi, kanadı kırılmış kuş gibi kendi korkularımızla ördüğümüz realite hapishanelerimizin demir kafeslerinin üzerinden Rabbe yücelişini gördük de özgürlüğü öğrendik.
Misk kokulu kanının, gül renkli teninin başında sessizce ağlayan, gözyaşını içine döken kardeşinin bakışlarında, Kudüs'ün en yakın zamanda mikroplardan arınacağını gördük de yüzümüz kızararak sevindik.
Sen, bize çok şeyler yaptın da öyle gittin abluka altındaki Gazze'den Rabbinin cennet sofralarına.
Diliyle bizleri oyalayan, eliyle senin katillerine yardım eden yöneticilerin içini dışına çıkardın da öyle gittin Rabbine.
Sana dualar etmiyorum.
Sen, bizim gibi büyüyüp kirlenmedin.
Sen, "Allaha rağmen hiçbir şey olmaz, bir yaprak kıpırdamaz" dedin.
Biz, realite putunun önünde "Amerika'ya rağmen hiçbir şey olmaz" dedik.
Sen haklı çıktın.
Kralların, Cumhurbaşkanlarının, Başbakanların, Dışişleri bakanlarının "Sen niçin Siyonistlerin üzerine kanını sıçrattın?" diye suçlamalarına karşı sustun.
Ama akan kanın konuştu ve dünyanın bütün vicdanlı insanlarını ayağa kaldırdın.
Senin sessizce konuşan cesedinin başında yüreği yanan annenin yürek yangınları belki bizim donmuş, katılaşmış yüreklerimizi eritir, yumuşatır.
Biz, size yardım edecekken, sizler, yanarak, ölerek bizlere yardım ediyorsunuz.
Siz, kanınızı, canınızı, sahip olduğunuz her şeyi, Sevgili Peygamberimizin ilk kıblesini, Mirac merdiveninin ilk basamağını, peygamberler diyarını kirlettirmemek için mikrop kırıcı olarak kullandınız.
Bizler, Çanakkale'de şehit düşen dedehin kabrini yaptık ama torununun evini yıkanlara yardım parası gönderdik.
Mevlana diyarı Konya'da yüz binlerce el havada senin için dua ederken duaları İsrailli katillerin Konya semalarında seni öldürmek için yaptığı eğitim uçaklarına çarpıyor.
Alnı secdeli yöneticilerimizin duaları sizinle, milyarlarca dolarları İsrailli katillerle beraber.
Deden bu topraklar için şehit olurken bu topraklar üzerinde eğitim gören caniler senin ciğerlerini parçaladı.
Sen öldün ama binlerce minik kardeşinin yüreğinde dirildin.
Dünyanın her yerinde senin yaşındaki çocuklar, senin konuşan fotoğraflarınla İsrail temsilciliklerinin önünde tepkilerini gösterdiler.
Gencecik yüreklere katillerinin resmi çizildi.
Bundan sonra dünyanın neresine kaçarlarsa kaçsınlar o resim silinmeyecektir.