Korkak birer fareye dönüşen Siyonistler!
Dualarımızdan başka birşeyimiz yok!..
İsrail, 27 Aralık günü başlattığı ve günlerce sürdürdüğü hava saldırılarından sonra, Cumartesi akşam saatlerinde Gazze'ye yönelik kara harekatını da başlattı...
Gazze'ye yönelik kara harekatı demek, kendilerini savunmak için hafif silahlardan, el yapımı roketlerden ve taş atmakta kullandıkları sapanlardan başka bir şeyi olmayan insanlara yönelik olarak, korkunç bir savaş makinesinin yürümeye başlaması demek.
Teknolojinin son ürünü uçaklar, tanklar, toplar ve gemilerle, savunmasız insanlara yönelik bir katliamın başlaması demek bu.
'Orantısız güç kullanımı' ve benzeri, Gazze'de yaşayan insanları bitirmeyi kafaya koymuş ve insanlıktan zerre kadar nasibi olmayan bir güruhun melanetlerini hafifletme amaçlı açıklamalar, ne kadar zavallıca bir şeymiş meğer!..
Çünkü güya İsrail'i kınamak ve mümkünse durdurmak için yapıldığı zannedilen bu açıklamalar, hiçbir şeye yaramadı...
Belki de o açıklamaları yapanlar, bunların hiçbir şeye yaramayacağını zaten biliyor ama zevahiri kurtarmaya çalışıyorlardı.
İnsanlıktan ne kadar nasipsiz olduklarını, dünya üzerinde yaşayan diğer insanların mümkün olduğu kadar geç anlaması için başvurulan gevelemelerdi bunlar sadece.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin bu gelişme üzerine acil toplantı kararı alması ve Cumartesi gecesi toplanması, olumlu bir adımdı, şüphesiz.
Ama neden bu kadar geç kalındığı, daha hava saldırıları başlar başlamaz, BM Güvenlik Konseyi'nin acilen neden toplanmadığı sorusunun cevabı, yapılan toplantının; ABD'nin itirazı sebebiyle, bir açıklama bile yapılmadan dağılmasıyla anlaşıldı..
Cevabı olmayan soru sadece bu değil tabii.
İsrail'in bu zamana kadar alınmış BM ve BM Güvenlik Konseyi kararlarına neden uymadığı; daha doğrusu bu kararlara uyması için neden zorlanmadığı sorusu da hala cevapsız.
Sözkonusu kuruluşun başka bazı ülkelere, özellikle de halkı Müslüman olan ülkelere yönelik kararlarının nasıl uygulandığı bilinirken, İsrail'in imtiyazının nereden kaynaklandığı sorusunun cevabı da yok...
Gazze'ye yönelik kara saldırılarının başladığı saatlerde gelen haberler, İsrail'in uyguladığı vahşete bakışın hala ne kadar tarafgir ve hala ne kadar insanlıktan uzak olduğunu ortaya koyuyordu.
İsrail Dışişleri Bakanı Tzipi Livni'nin "Gazze'ye yönelik operasyonlarımızla, Filistinlilere daha iyi bir hayat için umut vermeye çalışıyoruz" şeklindeki açıklaması, ABD yetkililerinin Irak'ı işgali öncesi söyledikleri: "Irak'ı insan hakları ve demokrasi götürmek için işgal ediyoruz" sözünü hatırlatıyordu.
ABD'nin 'topal ördek' Başkanı Bush, 'Hamas'ın saldırılarını durdurması ve gerçek bir ateşkesin sağlanması için Hamas'a baskı yapılması' çağrısında bulunabiliyordu mesela.
Avrupa Birliği adına, Dönem Başkanı Çek Cumhuriyeti'nin sözcüsü Jiri Frantisek Potunzik de: 'Durumu yerinde incelemek ve bir ateşkes sağlamaya yönelik olarak bölgeye gidecek AB Troykasının hareketinden hemen önce kara harekatının başladığı haberlerinin kendilerinde hayal kırıklığı yaratmadığını' söyledikten sonra, 'İsrail kara birliklerinin Gazze'ye girişini saldırı değil savunma amaçlı bir eylem olarak gördükleri' şeklinde, akılları durduracak bir açıklama yapıyordu...
Hür dünya!.. Birleşmiş Milletler, Güvenlik Konseyi, uluslararası hukuk...
Bunların hepsi hikaye anlaşılan...
Hikaye de değil, masal!..
Dünya üzerinde yaşayan milyarlarca insana, bıkmadan usanmadan anlatılan masallar!..
Şimdi tek ümit dualarımızda...
Dualarımız, öncelikle İsrail savaş makinesinin, tıpkı daha önce Lübnan'da olduğu gibi, Gazze'de de unutulmaz bir ders alması için...
Sahip oldukları teknolojik oyuncaklar olmadığı zaman korkak birer fareye dönüştüğünü bildiğimiz Siyonist askerleri düşündüğümüzde, bu çok da imkansız değil...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.