Ambargo bilinci
Gazze katliamına ABD teşvikçi: Her zaman yaptığını yine yaptı ve Birleşmiş Milletler'in bu konuda İsrail’i durdurma kararı almasını engelledi…
İngiltere: Başbakanını değiştirdi, ama ABD yanlısı politikalarında bir değişme yok…
Hâlâ ABD’nin “hıkdeyici”liğini sürdürüyor…
Avrupa Birliği: İsminden başka hiçbir konuda birlik-beraberliği olmayan devletlerin oluşturduğu bu birlik, İsrail’in Gazze’yi işgaline sessiz…
Dönem Başkanı Çek Cumhuriyeti’nin başlangıçta sergilediği İsrail’e hak veren tavrını üye devletler onaylamamakla birlikte, İsrail’i durduracak bir çıkışta da bulunmuyorlar.
Daha çok seyirci durumundalar.
Türk askeri varlığının Kıbrıs’tan “derhal” çıkması konusunda şahin kesilen Avrupa Birliği, İsrail’in orantısız güç kullanması, yetmezmiş gibi, fosfor ve misket bombaları atması, tarihte eşi görülmemiş biçimde katliam yapması karşısında kuyruklarını kıstırmış bekliyorlar.
Biraz mahçup bir tavırla, biraz utana-sıkıla da olsa bu “insanlık dramı”nı sadece seyrediyorlar.
Kısacası cılız birkaç itiraz dışında, Avrupa Birliği üyelerinde çıt yok!
Ya Arap devletleri ne yapıyor dersiniz?..
Hani Filistinli Arapların akrabaları filan?..
Mısır, Gazze sınırını kapatıp Gazzeli akrabalarını İsrail vampirlerine yem ediyor.
Suudi Arabistan sessizliğiyle İsrail’i besliyor…
Irak zaten Amarikan esaretinde kırık-dökük.
Ürdün Krallığı, “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” duyarsızlığı içinde sadece bekliyor.
Kısacası dünya bu insanlık dışı savaşı sadece seyrediyor.
Bu bölgedeki İslâm ülkeleri (ve dünyadaki tüm ülkeler) arasında, ateşkes sağlamaya yönelik olarak çabalayan tek ülke Türkiye…
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın çıktığı Ortadoğu turu maalesef beklenen sonucu vermiyor…
Tüm çabaları, Arapların duyarsızlığı karşısında verimsizliğe mahkûm oluyor.
Bu yüzden milletimiz ona ve hükümetine de öfkeli…
Hükümeti daha aktif görmek istiyorlar.
Buna da hakları olduğunu düşünüyorlar.
Ne çare ki; devletlerarası ilişkileri kişisel tercihler ve duyarlılıklar değil, menfaatler belirliyor.
Arap âleminin kılını kıpırdatmadığı bir dünyada Türkiye, vatandaşlarının tepkisini tatmine yönelik fazla bir şey yapamıyor.
Bu kez milletimiz, kendisine “kardeş” olarak hissettiği Gazze insanın, orantısız güç karşısında tükenişini protesto etmek için sokağa dökülüyor…
Büyük şehirlerimizde onbinlerin, hatta yüzbinlerin iştirakiyle devâsa mitingler yapılıyor…
Bu sırada, çaresizlikten çare üretmeye çalışan kimi grupların aklına yine “ambargo” ve “boykot” geliyor…
Mail kutum, “İsrail’e destek veren ülkelerin mallarını boykot”a çağıran maillerle doluyor.
Dua grupları oluşturup Filistinlilere neredeyse 24 saat dua ediliyor…
Bu arada, Sultan II. Abdülhamid’in Filistin’i Yahudilere peşkeş çekmemesinin hikmeti bir kez daha anlaşılıp takdir ediliyor.
Bir taraftan bunlar yaşanırken, haber bültenlerinden kulağıma tiksindirici bir kelime doluyor: “Militan”…
Kartel medyasının televizyonları, katliam yapan İsrail askerlerini “meşru kuvvet” sayarken, kanlarının son damlasına kadar Gazze’yi savunmak için çakaralmaz silahlarla direnmeye çalışan Gazzeli mücahidlere “militan” diyor.
İsrail içimize girmiş, ama biz İsrail’i hâlâ dışarıda bir yerlerde arıyoruz.
Bana sorarsanız (ki eminim kimse sormayacak), Amerika ve İsrail mallarını boykottan önce bu televizyonları boykot etmeli!..
Önce bu tür gazeteleri boykot etmeli!..
Önce bu tür acımasızlığı, bu tür vicdansızlığı, bu tür utanmazlığı protesto etmeli!
Eminim İsrail mallarını boykottan, İsrail’i protestodan, Amerika’ya ambargodan daha çok işe yarar.
Ah yüreğim, hâlâ neden çatlamazsın?
•
“Beraber ağlamazsın, sonra, kör dersin, sağır dersin,
Bu hissizlikten insanlık hem iğrensin, hem ürpersin!
Ne ibret, yok mu, bir bilsen kızarmak bilmeyen çehren?
Bırak tahsili evlâdım, sen ilkin bir hayâ öğren!”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.