İsrail zulmüne sessiz kalan Batılıların gerçek yüzü (1)
Aşağıda okuyacağınız alıntı, Alman Wikipedia’nın 4 Ağustos 2006 tarihli sürümünden tercüme edilmiş. Herhangi bir yorum yapmadan özetle sunuyorum. Filistin vahşetine sessiz kalan Batılıların gerçek bir Yahudi düşmanı oldukları gözler önüne seriliyor.
Okuyanlar için söylüyorum, iki gündür Osmanlı’nın Yahudilere nasıl kucak açtığını ve insanca bir yaşam verdiğini okudunuz. Şimdi de Filistin katliamına sessiz kalan Batılı ülkelerin, Yahudilere yaptıklarını okuyacaksınız. İki gün önce Osmanlı’nın yaptıklarını okumayanlar, bu alıntıyı niye yaptığıma bir anlam veremeyebilirler. Bu sebeple, Osmanlı-Yahudi ilişkilerini okumaları gerekir.
Alman Wikipedia’sından özetlenen yazı şöyle:
“Filistin’de 20.yy başlarında, bir Yahudi devleti kurmak isteyen Siyonist önderlerin karşısında önemli bir engel vardı. Bu engel, Yahudilerin Filistin topraklarına göç etmeye ikna edilememesiydi. ‘Vaat edilmiş topraklarda’, tüm dünyayı hâkimiyeti altına alacak bir Yahudi İmparatorluğu kurmak için diğer ülkelerde dağınık vaziyette bulunan Yahudileri tek bir devletin çatısı altında toplamak gerekiyordu. Aksi takdirde kurulması planlanan İsrail devletinin sembolik olmak dışında hiçbir anlamı kalmayacaktı.
Siyonistler tarafından yapılan sayısız çağrılara rağmen, özellikle Almanya, Fransa, Amerika gibi ülkelerde yaşayan Yahudiler, bu ülkelerin zenginliklerini sömürerek elde ettikleri yüksek yaşam düzeyini bırakıp İsrail topraklarına göç etmek istemiyorlardı. Onca teşviğe rağmen, Yahudi nüfusu Filistin topraklarında artmıyordu.
Bunu engellemek için bir şeyler yapmak gerekiyordu. Yapılan iş şuydu: Hitler’i başa getirmek. Böylece Yahudilerin Filistin topraklarına gelmeleri sağlanacaktı. II. Dünya Savaşı’nın başlaması ile birlikte, 1 Eylül 1939’da asıl Yahudi soykırımı başlamıştır. Bütün Yahudilerin soyunu tüketme kararının 1941 yılının Ekim ayında mı yoksa yaz zamanında mı verildiği konusunda tarihçiler aynı fikirde değillerdir. Adolf Hitler aslında bu kararını 1925 yılında yazdığı "Mein Kampf" (Kavgam) adlı kitabında çoktan açıklamıştır.
Yahudilerin üzerlerinde taşımaya zorunlu tutuldukları ‘Yahudi Yıldızı’ 1939 yılında Almanya’da bulunan bütün Yahudilerin toplanıp, Polonya’da gettolara yerleştirilmeleri kararı verilmiştir. 1940 yılında Polonya’daki gettoların sayısı hızla artmaya başlar. Bu gettolarda ölüm artık o kadar doğal bir şeydir ki, kaldırımlarda açlıktan ölmek üzere yıkılan insanlarla ve yığılı duran cesetlerle kimse ilgilenmez.
9 Ekim 1941’den itibaren bütün Yahudilerin iyi görünür şekilde bir Yahudi yıldızı sembolü taşımaları zorunlu kılınır. Hâlâ Almanya’da yaşayan son Yahudilerin evlerine ‘Burada bir Yahudi oturuyor’ diye bir yazı ya da bir Davud yıldızı resmi bırakılır. O zamana kadar rahat bırakılmış 65 yaş üzeri Yahudiler de kamplara götürülürler. 19 Ekim 1941’den sonra medyaya bu konu hakkında haber yayınlamak yasaklanır.
Almanya’daki son Yahudilere et, buğday, süt, bal gibi gıdalar verilmesi yasaklanır. Artık hasta Yahudilere ilaç vermek yasaklanır. Yahudilerin bir mahkemeye başvurma hakları da ellerinden alındıktan sonra, artık Almanya’da kalan en son Yahudiler de avlanmayı beklemektedirler. (Şimdi Yahudiler suçsuz günahsız Filistin halkına aynı şeyi yapmıyor mu?)
İlk ölüm kampı 1933’te Münih yakınındaki Dachau kentinde inşa edilmiştir. Bu kamp ilk başta sırf siyasi tutukluları ortadan kaldırma amacıyla inşa edilmişti; yani Nazi hükümetini rahatsız eden komünistler, sosyal demokratlar, pasifistler, solcular ve diğer entelektüeller.
Daha savaşın en başlarında Polonya’da uygulanan toplu halde kurşuna dizmeli katliam şekli, Nazilerin görüşüne göre çok az etkiliydi ve bu yüzden büyük kapsamlı bir ‘temizleme’ için, yeni yöntemler aranmaya başlandı. 1941 yılının sonbaharından itibaren “gazlama kamyonlarını’ kullanmaya başlamışlardı.
Bu kamyonlarla başka bir kampa götürüleceklerini sanan Yahudiler, kamyonlara doldurulduktan sonra, Kamyonun egzoz dumanını kamyonun arka kısmına bağlıyorlar ve bu yolla kamyondaki Yahudilerin egzoz gazından boğulması sağlanıyordu.”
Soru: “Peki bu pislik İsraillilere Müslüman halk ne yapmıştır, kendilerini savunmaktan başka?”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.