Serdar Arseven

Serdar Arseven

“Heryerekon” oldu mu sana, “Heryerikaz!..”

“Heryerekon” oldu mu sana, “Heryerikaz!..”

Siyaset dünyamızın en renkli simalarından Besim Tibuk,
“Ankara'nın her yanı Askeriye” demiş..
Ve eklemişti:
“Sanki düşman Ankara'da!..”
Bak sen şu hale:
Tibuk'un “şaka”sı “gerçek” oldu!..
Düşman gerçekten de Ankara'daymış!..
“Camiler kışla, minareler süngü, kubbeler miğfer” değilmiş ama...
“Alttaki Ankara” ya da “Derin Ankara”, demokratik düzeni ortadan kaldırmayı hedefleyen yekpare bir “cephanelik”miş!..

Yazıyı hazırlamakta olduğumuz şu dakikalarda “terörle mücadele” ekipleri Ankara'nın beş ayrı yerini kazmakla meşgul.
“Ergenekoncu takımının” Gölbaşı'na yerleştirdiği bombaların, “İsrail işi” lav silahlarının gün yüzüne çıkartılması, başta Deniz Baykal ve “çürük” raporlu Yarsav Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu olmak üzere operasyonlarla “laiklik” denilen “zırva” arasında saçma sapan ilişkiler kurmaya çalışan zevâtın “sav”larını yerle bir etti!..
Ey Deniz Baykal, sen genel merkezde “böcek”,
öküz altında “buzağı” arayadur...
Başkent havaya uçacakmış, “devlet” senin aklına uysa!..

Yerli pravdada yazan Ergenekon terör örgütü sanığı geldi aklıma...
“Ergenekon-heryerekon” mu ne diyordu, “gözaltı dalgaları”yla aklı sıra “dalga” geçmeye çalışırken!..
Bu zâtın “ti”ye aldığı “iddianame”deki “Ergenekon Susurluk'un devamıdır” tespitinin ne kadar isabetli olduğunu, kazılar sonucunda gün yüzüne çıkartılan “darbe malzemeleri” anlatıyor ya...
“Heryerekon” malzemesinin vadesi dolmuş demektir...
Şimdi moda, “heryerikaz!..”
Öyle değil mi,
“Kaz!..”
“Değil” mi dedin?..
İyi o zaman:
“Kazma!..”
HÜKÜMET CEPHESİNDEN!..
Önceki akşam Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'le birlikteydik.
“Medya patronu”nun Ergenokon'un kendisine uzanmasını engellemek için bir “rejim krizi” çıkarmaya çalıştığı dakikalarda “neler düşündüğünü” sorduk kendisine.
Cevabı üç cümleden ibaretti:
“Anormal bir durum yok. Hukuk işliyor. Herkes görevinin başında.”
Şöyle bir üsteledik...
-Deniz Baykal da görevinin başında!..
-Evet görevini yapıyor!..
-Ergenekon'un avukatlığını mı kast ediyorsunuz?..
-O tür tartışmalara girmem.
-Ergenekon operasyonunu hükümet yönlendiriyor iddiası var. Sabih Kanadoğlu'nu, Tuncer Kılınç'ı vesaire... Size şiddetle muhalefet ettikleri için gözaltına aldırıyormuşsunuz!..
-Yargıda o kadar etkili miymişiz?
-Değil misiniz?..
-Böyle ayağı yere basmayan bir iddia olabilir mi?.. Böyle bir durum varsa, buyur ispat et. Biz, yargıyı yönlendiriyormuşuz. Doğru, onun için yaptığımız bütün işler yargıdan dönüyor!.. Onun için kapatma davaları ile karşı karşıya kalıyoruz!..
-Baykal, Eminağaoğlu, Kanadoğlu, Serter vesaire... “Devlet terörü”nden bahseden bile oldu...
-İsimler üzerinde durmam. Ona cevap yetiştir, buna cevap yetiştir. İsimler önemli değil... Benim için isimler arasında fark yok.
-Baykal, Kanadoğlu, Eminağaoğlu...
-Aynı... Ha bir kilo ha bin gram!..

-Ha çeyrek kilo, ha iki yüz elli gram!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi