Emniyet’ten “IŞİD ve PKK görünümlü oyunlara dikkat!..” uyarısı
Kurban Bayramı’na sınırımızın dibindeki yoğun çatışmalarla girdik.
Şu sıralar, Kobani’den dumanlar yükseliyor.
IŞİD güçleri şehrin içine kadar girmiş durumda.
Tansiyon her geçen gün artıyor.
Kafalar karma karışık; sınırlarımızda Türkiye’yi darmadağın etme tehdidi oluşturan, bununla birlikte Misak-ı Milli sınırlarımız içindeki Musul Kerkük’e sahip olma imkânını sunan gelişmeler oluyor.
•
Nüfusumuz kısa sürede aile başına 3 değil, 13 çocuk sahibi olmamız halinde bile ulaşamayacağımız kadar arttı.
Bu yeni nüfusu büyük bir misafirperverlikle bağrımıza bastık ama “kontrolsüz girişlerden” endişe duymuyor da değiliz.
Caddelerde, sokaklarda, köprü altlarında yardım talep eden çok sayıda misafirimiz var, birçok misafirimiz özellikle İstanbul’da “dükkân devralmış” durumda, Haseki adlı semtte gür sesiyle müşteri çağıran “misafir” kebapçılar gördüm, renkli bir dünya.
İşindeki gücündeki misafirlere saygı duyacağız.
•
Bir vakitler seyyar satıcılara göz açtırılmazdı.
O kadar güçlü bir baskı söz konusu olmuştu ki, seyyar satıcılar İŞ KOR DER!!! (İşportacıları Koruma Derneği) adı altında bir sivil toplum örgütü kurmak durumunda kalmışlardı.
Şimdilerde, “grupları” dışındakilere tezgâh açma imkânı vermeyen yerli işportacılara, misafirlerimiz de eklendi.
Bir zamanlar eline iki üç kalem alıp harçlık çıkartmak isteyen “yerli” öğrenciyi kovalayan yerli işportacıların, bu büyük akın karşısında yapabilecekleri bir şey kalmadı.
Yan yana satış yapıyorlar.
Böyle hayatını çalışarak kazanmaya çalışan misafirlerimizin baş üstünde yeri var.
•
Geçtiğimiz günlerde, trafik sıkışıklığında “cam tozu almaya” çalışan gençlerden bir grup, “bahşiş” vermeye yanaşmayan bir genci evire çevire dövmüştü.
Bir ortamda bu olay hatırlatıldı.
Yaşlı başlı bir beyefendi,
“Bunlar geldi, ülke iyice karıştı!” dedi.
Müdahale ettim:
“Bey amca, o saldıranlar misafirlerden değildi, yerlilerdendi!..”
Araya girenler çok oldu.
Dediler ki;
“Valla biz korkuyoruz. Onca giren var, kimin ne olduğu ne belli!..”
•
Dikkatinizi çekiyordur; son vakitlerde “uyuşturucu” meselesi “milli güvenlik” meseleleri arasında ön plâna çıktı.
Sınırlarımızın ötesindeki karmaşanın artışına paralel bir gidiş bu, kontrolü imkânsız kılan yoğunluktaki girişler, endişeleri tırmandırıyor.
•
Türkiye bu işlerin içinden nasıl çıkacak?..
IŞİD saldırılarının ve karşı saldırılarının iyice doz arttırdığı ve devletin yeni göç dalgalarına karşı tedbirler almakla meşgul olduğu şu dakikalarda, Emniyet’ten üst düzey bir yetkili ile konuşuyoruz.
Diyor ki:
“Türkiye’nin ne kadar büyük bir devlet olduğunun ispatlandığı günlerden geçiyoruz. Bir başka devlet, isterse bu devlet ABD olsun, böylesine yoğun göç dalgası karşısında büyük sıkıntılar içine girerdi.”
Ve uyarılar:
“Vatandaşlarımız bugünlerde çok dikkatli olmalı. Güvenlik güçleri olarak diken üstündeyiz. Vatandaş da, özellikle üniversitelerimizdeki gençlerimiz de böyle olmalı. Bugünlerde, IŞİD ve PKK iki koldan faaliyet gösteriyor. Ajanların cirit attığı bir ortam söz konusu. Kimi IŞİD tarafından, kimi PKK tarafından kışkırtmaya çalışıyor. Puslu havayı seven ‘çakal’lara da kulak vermesin, işlerine güçlerine baksınlar.”
•
Şu sıralar, Kobani’den siyah dumanlar yükseliyor.
Bölge ve Türkiye çok kritik günlerden geçiyor.
Bir Bayram’a daha böyle giriyoruz.
Allah’ım rahmetinle inâyet buyur.