Dövene elsiz gerek,

Sövene dilsiz gerek,

Derviş gönülsüz gerek,

Sen Derviş olamazsın!

(Rahmetli Yunus Emre)

•

(Sayın) Fethullah Gülen’i izlediniz...

Yine kin, yine nefret!..

Mavi Marmara için “Kara Marmara” dedi; 

Mavi Marmara şehitleri için, “bir sürü!”

•

 (Sayın) Fethullah Gülen’in Mavi Marmara şehitlerini, gazilerini, ailelerini, bütün sevenlerini, bir büyük dâvâyı hedef alan sözleri, “sağduyulu yahudileri” bile isyan ettirir türden.

•

(Sayın) Fethullah Gülen, bugün iktidarda bulunanlara verip veriştirirken de son derece haşin, son derece kırıcı...

Elin Amerikalısı Biden bile özür diledi “iki laf etti” diye; bunca belge, bilgi, vukuat ortaya çıktığı halde (Sayın) Fethullan Gülen’in özre meyli yok.

“Otorite” olarak nitelendirdiği İsrail’in soykırımcı yöneticilerine saygıda zerre kusur etmiyor da, doğduğu, büyüdüğü, şöyle veya böyle vaizlik yaptığı memleketin Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’ına “saygı”dan eser yok.

Saygı bir yana, dünyanın öbür ucundan nefretini gönderiyor!..

•

Bu tarafa böyle...

Peki ya öteki tarafa...

Zaman eski zaman...

Bugün “MUHTAR” bile olamayan eski anchormen soruyor, Fethullah Gülen eziliyor.

Diyor ki mesela;

“Kırdık, döktük bazı şeyleri. Yakışıksız ne varsa milletten özür dilerim. Yanlış söylenmiş sözler var. Sevimsiz, kendimi bile rahatsız eden şeyler var. İçtihadımda hata edebilirim.”

Yaaa, “özür” de dilenirmiş pekâla değil mi (Sayın)  Fethullah Gülen.

Karşınızdaki o zalimlerden ise “özür” dilersiniz!..

Karşınızdaki “otorite”nizin emrindeyse saygıda kusur etmezsiniz!”..

Bakınız efendim;

(Sayın) Fethullah Gülen daha neler demiş 22 Haziran 1999 tarihli o söyleşide:

“Takiye yapmıyorum, idare ediyorum. Tavsiyelerimin kanun nazarında suç olduğu kanaatinde değilim. Yanılıyorsam, tashih edilmesini isterim. Muhatabım kimse ona göre davranmam lazımdır. Her çeşit insan, radikal düşünen ve idareye talip olan insanlar da yanıma geliyor. Hissiyatlarına saygılı olmazsanız onlara laf dinletemezsiniz. Gönüllerine göre konuşulmazsa onları frenlemek mümkün olmaz. ”

•

Bir de şu bölümü dikkatlerinize arz etmek isterim; “İdam kararı verilse bile Türkiye’ye döneceğini” söylediği şu bölüme:

“Ölürsem Türkiye’de ölürüm. En büyük sıkıntım şu anda Türkiye’de olmamak. Hatta bu mevzuda yapacağım görüşmeler nedeniyle Türkiye’de olmamın daha yararlı olacağını düşünüyorum. Geleceğim. Devlet idam verirse verecek. Ahireti bin can ile arzu eden insanım. Öyle bir şey olursa, bayram sevinci gibi bağrıma basarım.”

•

Ne müşfik, ne halim selim bir “Hoca” değil mi?..

“Milletten Özür diliyor...”

İçlerinde bazı “radikal” insanlar olduğunu, aslında onlara laf dinletebilmek için böyle şeylersöylediğini, niyetinin o olmadığını söylüyor.

Yetmiyor...

“Ülkeme geleceğim” diyor;

“Devlet idam verse de!”

•

Fethullah Gülen, bunları söylediğinde Türkiye’de idam cezası vardı.

Bugün yok!..

Hal bu olduğu halde, o günlerde Türkiye’yi gelmesinde fayda mülâhaza ettiğini söyleyen (Sayın) Fethullah Gülen, bugün “Bitsin bu hasret!” çağrısına niçin kulak vermez!..

O gün “özür üstüne özür” dileyen (Sayın) Fethullah Gülen, bugün niçin bu kadar haşindir!..

•

Bu sorulara,  her okuyucumun “isabetli” cevaplar vereceğinden eminim...

Her şey o kadar açık ki!..