Nazi benzetmesi niye rahatsız etti?

Nazi benzetmesi niye rahatsız etti?

Bir ankete göre İsraillilerin yüzde 95'i Gazze'deki katliam harekâtını destekliyor (Kaynak: Maariv Gazetesi).

Almanya'dan, Polonya'dan, Macaristan'dan, Rusya'dan, Arjantin'den, Fas'tan, Habeşistan'dan gelip Filistinlilerin topraklarını işgal eden -veya Filistinlilerden gasp edilmiş topraklara yerleşerek işgal suçuna fiilen iştirak eden- “sivil halk” maskeli Siyonist milislere de bu yakışır doğrusu!

Nazi soykırım makinesinin ezim ezim ezdiği Varşova Gettosu'ndan sağ kurtulanlar, Nazilerden öğrendiklerini Deyr Yassin gibi Filistin köylerinde tatbik ederek, Filistin halkının kanı üzerinde “İsrail” denilen SiyoNazi işgal rejimini kurmuşlardı. Onların çocukları da, şimdi, Nazilerin Varşova Gettosu'nda yaptıklarını Gazze Şeridi'nde tekrar ederek, Filistin kanıyla beslenen SiyoNazi rejimini payidar etmeye çalışıyorlar.

Yahudi SS'ler iş başında! Ve kolektif bir çılgınlık içindeki “İsrail halkı” (yüzde 5 istisna), bağrından çıkarmakla gurur duyduğu bu profesyonel katil sürüsünün Gazze'de 15 gün içinde 200'den fazla çocuk öldürmesini “Sieg Heil! Sieg Heil!” diye tezahüratta bulunarak kutluyor! Allah bin türlü belalarını versin.

Nazilerin Yahudilere yaptıkları ile Siyonistlerin Filistinlilere yaptıkları arasındaki nicelik ve nitelik farklarına dikkat çekerek “Nazi benzetmesi doğru değil” diyenler var… Niye doğru olmasın? Böyle bir benzetme niye yapılmasın? Siyonistler bazı 'teknik sorunlar' yüzünden soykırım ameliyesinde Naziler kadar ileri gidememiş olabilirler; ama mantalitenin aynı mantalite olduğu aşikar değil mi?

İsrail hükümetinde yer alan Şas Partisi resmen “Araplar böcektir, hepsini ezelim” diyor…“Ilımlı” diye anılan hükümet ortakları da lisan-ı münasiple 'Şimdilik hepsini ezmemiz mümkün görünmüyor, ama elimizden geleni yapmalıyız' diyorlar… Dışişleri Bakanı Livni'nin, bundan birkaç ay önce, İsrail vatandaşı olan Filistinlileri 'postalamak' gerektiğine dair sözler sarf ettiğini de hatırlayalım. “Etnik temizlik” projesi değilse nedir bu? Nazilerin resmi söylemi de “Yahudileri Almanya'dan (ve tedrici olarak bütün Avrupa'dan) sürmek”ti!

Bu alçakları Nazilere benzetmekten imtina edenler kimi, neyi, ne adına koruyorlar, anlamak mümkün değil. Yahudi milletinin 2. Cihan Harbi yıllarında maruz kaldığı büyük felaketi küçümsemiş ve bu millete saygısızlık mı etmiş oluyoruz İsrail'i Nazi devletine benzetince? Alakası yok. Alakası olsaydı, bu benzetme bazı Yahudiler tarafından da yapılıyor olmazdı.

Bakın, Amerikalı Yahudi aktris Roseanne Barr ne diyor: “İsrail, Gazze Şeridi'ne saldırılarıyla, kendi kendine 'Faşist Nazi Devleti' yaftasını takmıştır… İsrail bir Nazi devleti... İsrail'de Yahudi ruhuna işkence edilmiştir…”

İsrail'deki “yeni tarihçiler” akımının öncülerinden Moşe Zimmermann'a da kulak verelim: "İşgal altındaki topraklarda hizmet etmek üzere gönüllü giden askerler, kahramanlar olarak görülüyor, halbuki gerçekte bu gönüllülük, SS'de görev yapmak için gönüllü yazılan Almanlarınkiyle kıyas edilebilir. (...) Yahudi halkının büyük bir kesimi var ki, ben bu kesimi tereddütsüz Alman nazilerin bir kopyası olarak tarif ediyorum. Halil kenti Yahudi yerleşim birimlerinde oturanların çocuklarına bakın, onlar tıpatıp Hitler gençliğine benziyorlar. Çocukluklarından itibaren onların kafaları her Arab'ın kötü olduğu ve Yahudi olmayan herkesin bize karşı olduğu fikriyle dolduruluyor. Rehevan Ze'evi (Filistinli kurtuluş savaşçılarının infaz ettiği İsrailli bakan – H.A.), bütün Filistinliler'in işgal topraklarından sürülmesini istiyor. Nazi Partisi'nin resmi programı da işte bu idi: Alman Yahudileri'ni sürmek...” (Kaynak: İSRAİL: MİTLER VE TERÖR, Roger Garaudy)

Şimdi söyleyin. “Kahrolsun SiyoNazizm” demeyelim de ne yapalım? “HAMAS'a selam, direnişe devam!” demeyelim de ne yapalım? Filistinlilerin “Yahudi Devleti”nden gördüğü zulmü Nazilerin Yahudilere yaptığı zulümden düşüp “Yahudilerin hâlâ alacağı var” mı diyelim? 2. Cihan Harbi'nden sonra kurulan dünya düzeni bizden tam olarak bunu istiyor. Yağma yok!

* * *

Yahudi kökenli Alman şairi Erich Fried'in “Dinle, Ey İsrail!” adlı şiiri şöyle başlar:

Üstünüze çullandıklarında ben
Sizden biriydim
Şimdi siz başkasının üstüne çullanırken
Nasıl sizden olabilirim?
Ve ömrünü mazlum halklarla dayanışmaya adayan (bu uğurda yıllardır zindanda yatan) Amerikalı devrimci Marilyn Buck'ın mısraları, bir kere daha:
israiloğullarından davut bir taşla devirdi calut'u
şaşkın şaşkın gülümsedi sonra
'ben küçücüğüm, o kocaman... nasıl oldu bu?'
ve israiloğulları calut'un evine yerleşti
onun ayakkabılarını giydiler
onun sofrasında yediler
calut'a dönüştüler zamanla
açgözlülükle, arsızca, acımasızca
saldırdılar
zeytin bahçelerinin ve çölün
kadîm halkına
unuttular hatırlamayı
bir zamanlar küçük olduklarını
filistin'in çocukları fakat
unutmuyorlar
bir taşın sadece bir taş olmadığını
yıkılan evlerinin enkazında
füzeye dönüşüyor taş
direnişin başladığını haykırarak
bir istiklal fırtınası koparıyor

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi